VAN (İHA) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Yönetim Kurulu’nun batıdaki işadamlarını TRB-2 olarak bilinen Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’ye yatırım yapmaları için İstanbul’da düzenlediği ‘Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı (GMDP)’ bilgilendirme toplantısına katıldı.
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) 2014 yılı için açıkladığı ‘Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı’ (GMDP) bilgilendirme çalışmaları devam ediyor. Daha önce Konyalı işadamlarını bölgeye yatırım için davet eden DAKA heyeti, bu kez kalabalık bir heyetle adeta İstanbul’a çıkarma yaptı. İstanbul Küçükçekmece’de bulunan bir otelde gerçekleşen toplantıya Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, DAKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Bitlis Valisi Veysel Yurdakul, Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Hakkari Valisi Necmettin Kalkan, Muş Valisi Vedat Büyükersoy, 23. Dönem İstanbul Milletvekili Canan Kalsın, DAKA Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Bilgili, Dünya Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Emin Çakmak, İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hasan Erkesin, Askon Genel Sekreteri Bahadır Tuzcu, Doç. Dr. Abdülkerim Karataş, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mevlüt Özen, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, TÜMSİAD Van Şube Başkanı Göksel Yarız, Ajans Asya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güler, Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Tezcan, Muş İl Genel Meclis Başkanı Muhsin Yiğit, Muş Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Şihmus Sinecem Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Taş, MÜSİAD Van Şube Başkan Yardımcısı M. Faruk Demir, Hakkari TUSKON temsilcileri, DAKA Planlama Programlama ve Koordinasyon Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, DAKA Program Yönetim Birimi Başkanı Bade Altunel, DAKA İzleme ve Değerlendirme Birim Başkanı Halil İbrahim Güray, Van, Muş, Bitlis, Hakkari Yatırım Destek Ofis (YDO) Koordinatörleri ve ajans uzmanları İstanbul’da bulunan Van, Muş, Bitlis, Hakkari ve Siirt hemşehri dernek başkanları, sivil toplum örgüt temsilcileri ve çok sayıda işadamı katıldı.
“BARIŞ ORTAMI SÖZDE DEĞİL, YATIRIMLARLA, İSTİHDAMLARLA SONUCA ULAŞIR”
DAKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Bitlis Valisi Veysel Yurdakul da bir konuşma yaptı. Yurdakul, “Sayın bakanımızın liderliğinde gerçekten çok heyecanlıyız. Bölgede sadece sektör odaklı değil, proje odaklı yatırım günleri yaşıyoruz. Bugünde belki son 30-40 yıldır Türkiye’nin gündeminde olan hazine yardımları ve teşvikleri, teşvik mekanizmalarıyla bir bakıma yerel bir güç olan kalkınma ajanslarının hibe mekanizmasını birleştiren, çok özgün ve çok ilginç bir mali enstrümanla batıdaki işadamlarımızın karşısına geldik. Amacımız bu iki enstrümanı birbirine eklemleyerek, daha fazla verimlilik, daha fazla sürdürebilirlilik, daha fazla etkinlik sağlamaktır. Biz doğuda yaşayan valilere hep şunu soruyorlar. ‘Efendim barış ortamı nasıl gidiyor? Barış sözde değil aslında yatırımlarla, istihdamlarla, verimlilikle ve sürdürülebilirlikle sonuca ulaşacak bir kavram. Dolayısıyla ben özellikle hükümetimizin ve Sayın Başbakanımızın liderliğindeki bu kardeşlik projesini de bugün bu projelerle, yatırımlarla birbirine eklemlenmiş mali enstrümanlarla çok sürdürülebilir olacağını düşünüyorum” dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise, çözüm sürecinin bölge insanı ve Türkiye için büyük önem taşıdığını belirterek, sürece yönelik çok farklı çevrelerden saldırılar olduğunu söyledi. İran ile yapılan ticaret anlaşmasına ve ticaret hacmine değinen Yılmaz, "Doğu Karadeniz'in ve özellikle Doğu Anadolu'nun gelişmesi, Van'ın geleceği, Erzurum'un, Trabzon'un geleceği aslında büyük oranda İran ile ticaretimize bağlı. İşte biz bunu artırdıkça, geliştirdikçe daha fazla yatırım daha fazla iş imkanları da doğacak" dedi.
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin 2023 vizyonundaki hedeflerine sadece Ankara ve İstanbul'un enerjisi ile ulaşamayacağını, bütün yöre ve kesimlerin bu sürece katılmasının gerekliliğini anlattı. Elde edilecek nimetlerden de aynı şekilde bütün kesimlerin yararlanması gerektiğini ifade eden Yılmaz, geçen yıllar boyunca Anadolu'nun potansiyelinin yeterince kullanılmadığını, ancak son on yılda Doğu ve Güneydoğu'da önemli gelişmeler yaşandığını kaydetti. Bakan Yılmaz, çözüm süreci ve İran ile ticari ilişkilere yönelik de değerlendirmeler yaptı. Çözüm sürecinin aksatılmak istendiğini söyleyen Yılmaz, "Güçlü yönetimi hedefleyenler, güçlü liderliği, istikrarı hedefleyenler, bunu zayıflatmaya çalışanlar aslında çözüm sürecini de bire bir hedefliyorlar. Çözüm sürecini aksatmak istiyorlar. Bunu bir şekilde bozmak istiyorlar. Çok değişik kanallardan değişik çevrelerden bu tür saldırıları görüyoruz. Sabote etme çabalarını görüyoruz. Çözüm sürecini hedefleyenler aslında Türkiye'nin ve bölgenin geleceğini hedefliyorlar. Çoluk çocuğumuzun, gençlerimizin geleceğini hedefliyorlar. Bunlara kesinlikle müsaade etmememiz lazım. Çözüm süreci güçlü hükümetler ve güçlü yönetimlerle yürüyebilecek bir süreçtir" ifadesini kullandı.
“İRAN İLE TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASINI NİHAYET İMZALADIK”
İran'a yapılan ve Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı gezide yapılan ticari anlaşmaya da değinen Yılmaz, "Ben de Türkiye İran Karma Ekonomik Komisyonu Eş Başkanı olarak gittim. Kocaman bir pazar İran, niye daha fazla mal satmayalım? Niye daha fazla ticaret yapmayalım? Kapılarımızı iyileştirirsek, daha bürokrasiyi azaltırsak, karşılıklı yatırımlar ortak yatırımlar gerçekleştirirsek, karşılıklı gelişi gidişi, iş adamları arasında artırırsak tercihli ticaret gibi, serbest ticaret gibi, yeni yeni bir takım ticaret çerçeveleri oluşturursak niye daha fazla refah üretmeyelim bu bölgede? Nitekim son ziyaretimizde İran ile tercihli ticaret anlaşmasını nihayet imzaladık" şeklinde konuştu.
“EĞER GELECEĞİMİZ OLACAKSA BÖLGEDE ORTAKLIK KÜLTÜRÜNDE MESAFE ALMAMIZ LAZIM”
DAKA Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, toplantının açılışında bir konuşma yaparak, bölgenin yatırım potansiyelini anlattı. Demirci, “2014 yılı ‘Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı’ (GMDP) için üst limit olarak 2 milyon TL olarak açıkladık. Bununla amacımız daha nitelikli, daha sürekliliği olan yatırımların bölgede gerçekleşmesini sağlamaktı. Bu yıl hedef kitle olarak sadece bölge içindeki girişimcilerimizi hedeflemedik, bölge dışındaki girişimcilerimizin de bölgeye ilgi duymasını ve yatırım yapmasını amaçladık. Bu da diğer programlardan farklılığını gösteriyor. Bu bir Mali Destek Programı ama biz bu mali destek programı üzerinden bölgemizin yatırım imkanlarını tanıtacak, özellikle 6. Bölge teşviklerinin yatırımcıya sunduğu imkanları tekrar altını çizip vurgulayacak, farkındalığı artıracak bir şekilde bölgenin imkanlarını tanıtmak amacıyla yola çıktık. Bir diğer amacımız ise girişimciler arasında işbirliği ortamı ve ortaklık kültürünün geliştirilmesidir. Bu ortaklık kültürü çok önemli bir nokta. Zor olduğunu biliyorum. Eğer geleceğimiz olacaksa ortaklık kültüründe de mesafe almamız gerektiğini düşünüyorum. Bölge içinden ve bölge dışındaki yatırımcıların işbirliği ve ortaklık noktasında yine bu mali destek programının bir araç olmasını temenni ediyoruz. Bir başka hedefimiz ve amacımız, aslında bölgeye yatırımcı çekmek. Bu bölgenin sermaye açığını gidermek. Amaca sadece sermaye açığı değil. Girişimci ve girişimcilik açığımız da var. Dolayısıyla buradan gelecek yatırımcıların kendi birikimlerini, kültürlerini, deneyimlerini bölge ile paylaşması ve bölgenin girişimcilik kültürüne ve girişimcilik ortamına katkıda bulunmasını bu mali destek programıyla temenni ediyoruz” dedi.
Muş Valisi Vedat Büyükersoy ise, “Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) bölgede yatırım yapan ve özgün projelerle talepte bulunan bireylere ve şirketlere destek vermekte. Yine bölgemizde tarımsal ve kırsal kalkınmayı destekleme ajansı benzer faaliyetler yürütmekte. Yine Kalkınma Bakanlığımız bünyesinde sivil toplum örgütlerine SODES kapsamında destekler verilmekte. DAKA 2013 yılında yaklaşık 18 milyon, bu yıl da ise 20 milyon civarında bir destek verecek. Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Ajansı ise sadece Muş’ta bu yıl 80 milyon civarında bir hibe desteği verecek. Yine SODES kapsamında yine bakanlığımızın önemli destekleri var. Bütün bunlar, ülkemizin ekonomisinin iyileştiğinin işaretleri ve bunların illere, ilçelere ve köylere yansımasıdır. Ama aynı zamanda yatırımcı huzur arar, güven arar, işte ondan da var artık. İllerimizde, ilçelerimizde ve köylerimizde olağanüstü hal olan yılları Şırnak ve Diyarbakır’da görev yaptığım zaman biliyorum. O yıllarda olağanüstü tedbirler vardı ama biz kendimizi güvenli hissetmiyorduk. Şimdi hem güvenli hissediyoruz, hem de birbirimize güveniyoruz. Biz vatandaşımıza güveniyoruz, vatandaş devletine güveniyor. Böyle bir ortam var. Hepimizin arzu ettiği, hepimizin ümitle beklediği ortam idi, bu ortam şu an Doğu ve Güneydoğu’daki bütün illerimizde var. Şimdi artık helva yapma zamanı. Bu helvayı DAKA Genel Sekreterimizin de söylediği gibi müşterek yapacağız. Ortak yapacağız. Çünkü bir el tek başına bir şey yapamaz. ‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ eğer ortaklıklar olursa özellikle çok ortaklı şirketler olursa bunlar illerimizde, bölgemizde kalıcı olurlar. İnşallah bunun meyvesini illerimizde ve bölgemizde görmek istiyoruz” dedi.
“HAKKARİ’DEKİ SORUNLARIN ORTADAN KALDIRILMASI İKİ KAPININ AÇILMASIYLA MÜMKÜN OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Hakkari Valisi Necmettin Kalkan ise, “Mali Destek Program’dan DAKA’nın kuruluşundan bu yana en az destek alan ilimiz Hakkari’dir. DAKA’nın, TRB-2 bölgesine hibe olarak sağladığı yaklaşık 60 milyon TL’den sadece Hakkari’nin kabul gören 34 projesi için 9 milyon TL destek sağlandı. Şüphesiz bunun birçok nedenleri var. Ajansımızın Yatırım Destek Ofisimizin yaptığı çalışmalarla bunu ortaya koyuyor. Hakkari’nin kendine has bir takım dezavantajları var. Sanıyorum bunların ortadan kaldırılması adına yapabileceğimiz pek çok şey var, ama en önemli konunun Hakkari’de Bakanlar Kurulumuzun da almış olduğu iki adet sınır kapısı açılırsa DAKA’nın destekleri daha yerini bulacaktır diye düşünüyorum” dedi.
KARDEŞLİK HUKU VE EKONOMİ MİSYONU
Van Valisi Aydın Nezih Doğan da, “Van’a geldikten sonra kendime iki misyon edinmiştim. Bunlardan bir tanesi kardeşlik hukukunu geliştirmekti, diğeri ise ekonomiyi daha çok konuşmaktı. Çok şükür ki, her iki konuda da önemli mesafeler alıyoruz. Bugün Van’da geçmişe göre kardeşliği daha iyi anlıyoruz. Birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Pek çok toplantıda ekonomiyi konuşuyoruz. Yine DAKA’nın önderliğinde ve 4 ili kapsayan ama Van’dan başlayan bir projeyi yürütüyoruz. Doğrusu ekonomiyi çok iyi konuşmak demek, ortak bir dil kullanmak demek. Gördük ki Van’da ekonomi dilini ortak kullanamıyoruz. Ortak bir dil kullanmak üzere ciddi bir çalışma yapıyoruz. 2023’de orta vadede Van ve bölgede TRB-2 bölgesinin diğer illerinde nasıl bir gelişme kaydedileceği, hangi sektörde nerelerde olmamız gerektiğine karar vermeye çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki 6 ay boyunca bu çalışmalarımız çok etkili bir şekilde devam edecek. Ve nihayetinde hem bölgede hem de Van ilinde ortak bir ekonomik dili konuşmaya başlayacağız. Ortak bir amaca bütün kesimler olarak destek vermiş olacağız. Şüphesiz bizim bu destek arayışlarımız içerisinde bölgenin kendi iç inisiyatifi önemli. Ancak bölgeye dışarıdan yatırımcı çekmek daha da önemli. Bu bölge geçmişte yaşanan süreçler bakımından hem beşeri sermayesini kaybetmiştir hem de mali değerlerini kaybetmiştir. Hepsinin yeniden kazabilmesi için de DAKA’nın bu programının çok değerli katkı sunacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu