Başbakan Davutoğlu, ATO Kongre Merkezi'nde düzenlenen 64. Hükümet 2016 Yılı Eylem Planı Takdim Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ekonomik ve Mali Düzenlemeler Reform Paketi içerisinde, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun güncelleneceğini söyledi.
Kamu İhale Kanunu'nun da güncelleneceğini belirten Davutoğlu, "Kamu ve özel kesim iş birliğine yönelik temel kanun hazırlanacak. Bu alanda halen dağınık bir yapıda olan mevzuat, temel bir kanun altında toparlanacak. Damga Vergisi Kanunu yenilenecek. Sulama Birlikleri yeniden yapılandırılacak. Piyasa, gözetim ve denetim sistemleri için etkin bir uygulama mekanizması oluşturulacak. Finans ve bilişim başta olmak üzere ihtisas mahkemeleri kurulacak. KOBİ'lerin taşınırlarının teminat olarak kullanılması sağlanacak. Kalkınma bankacılığı yeniden yapılandırılacak" ifadelerini kullandı.
"ÖYLE BİR ANAYASA ÇIKARALIM Kİ ANA GİBİ BÜTÜN BİR TOPUMU KUŞATSIN"
"Eylem planımızı hayata geçirmeye bu haftadan itibaren başladık. Reformlarımızı gerçekleştirecek siyasi irademiz tamdır" açıklamasında bulunan Davutoğlu, bütün bir toplumun el ele vererek çözmesi gereken ana meselenin "yeni anayasa" olduğunu bildirdi.
Davutoğlu, bugünkü meclis tablosunun demokratik, sivil bir anayasanın AK Parti gayreti ve oylarıyla yapılmasına imkan sağlamadığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Sağlamış olsaydı da biz anayasayı değiştirecek mutlak bir çoğunluğa sahip olsaydık da anayasanın diğer partilerle ve toplumun her kesimiyle birlikte yapılmasını ilkesel olarak benimser ve ona göre davranırdık. Çünkü adı üzerinde anayasa. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi bütün bir toplumu kuşatsın. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi, insanları ürkütmek yerine ona merhamet ve şefkat sunsun. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi yar olsun, düşman tanımı yapmasın, vatandaşa dikte edilmesin, vatandaşın özgürlüklerini sınırlamasın. Öyle bir anayasa yapalım ki sayfalarına girdiğimizde kısıtlayıcı hükümlerle bizi karamsar bir tabloya sürüklemesin. Kendi anamızda gördüğümüz, merhameti, şefkati insan onurunu onda görebilelim."
Bu yüzden herkesin desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirten Davutoğlu, "Meseleyi şahsileştirmeden, partisel ya da siyasal farklılıklar zeminine oturtmadan, buradan bütün genel başkanlara bir kez daha çağrıda bulunuyorum, gelin hepimizin yüz karası olan, bu darbeler tarihinden kalan 12 Eylül anayasasını birlikte tarihe tevdi edelim. Onun yerine, hep beraber, hepimizin gurur duyacağı, çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı çıkaralım. Eğer böyle bir dönemde bunu yapamazsak gelecek nesillere 12 Eylül anayasasını bırakmış siyasiler olarak, pek de hayırla anılmayacağız" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, ilk fırsatta muhalefet partilerinin genel başkanlarıyla bir araya gelmek istediğini yineleyerek, "Onlarla bütün bu eylem planını, İçtüzük başta olmak üzere Meclis çalışmalarıyla ilgili düzenleme ihtiyaçlarını ve tabi anayasayı açık yüreklilikle konuşmak istiyorum" dedi.
Bu meselenin kimsenin tek başına ele alabileceği bir mesele olmadığına değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:"İnanıyorum ki TBMM çatısı altında yüzde 95 oranına çıkan demokratik temsil, yeni anayasayı kuvveden fiile geçirecek, mümkün ve gerçek kılacak bir irade sergileyecektir. Anayasa değişikliği, bizim temel ve öncelikli hedeflerimizden biridir. Türkiye'nin yeni bir anayasaya sahip olmasının gerekliliğini parti liderleri ile görüşeceğim. Ortak aklı harekete geçirerek ve en doğru usulü izleyerek, mümkün olduğu kadarıyla en geniş katılımlı bir toplumsal mutabakatla yeni bir anayasa yapacağımıza inanıyorum."
Başbakan Davutoğlu, sivil toplum kuruluşlarına ve muhalefete, "Gelin, bu şerefli görevi birlikte ifa edelim" çağrısında bulundu ve "İnşallah anayasal değişiklik gerektiren düzenlemelerde, iktidarımız ve muhalefet partilerimiz öncelikle şu temel meselelerin düzelmesi için beraberce hareket eder, benim ümidim bu" dedi.
"YÜKSEK YARGIDA DAĞINIKLIĞI GİDERELİM"
Davutoğlu, hayata geçirilmesi gereken 4 hususu da şöyle sıraladı: "Bir, yüksek yargıda dağınıklığı giderelim. İki, HSYK'yı yeniden yapılandıralım, Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu kuralım ki CHP ile yürütülen istikşafi görüşmelerde bunların bir kısmı üzerinde mutabık kalınmıştı. Üç, yargı üst yönetiminin oluşumunda TBMM'nin rolünü güçlendirelim. Dört, özel üniversitelerin kurulmasına ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye'de, Türkiye'deki üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkan sağlayacak düzenlemeleri de yapalım."
Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan'ın programın sorumlusu olmasına karşın tüm Bakanlar Kurulu, AK Parti grubu ve kendisinin, bizzat bu reformların takibini yapacağını ve sorumluluğunu üstleneceğini kaydetti.
"HİÇ BİR MAZERET VE GECİKME KABUL EDİLMEYECEKTİR"
Bakanlar başta olmak üzere kamuda yönetimde görevli herkesin bu eylem planını ve reform paketini "yol haritası" olarak önüne almasını ve kendi ev ödevi karnesini çıkarmasını isteyen Davutoğlu, şunları söyledi: "Hiç bir mazeret ve gecikme kabul edilmeyecektir. Bu iş ve icraat takvimi bizim iş yöntemimizdir. Milletimize verdiğimiz sözleri nasıl hayata geçireceğimizi milletimiz biliyor. Biz de tam bir hazırlıkla kollarımızı sıvadık. Siyaset kurumundan, muhalefet kadrolarından beklentimiz, halkın taleplerinin yanında yer almalarıdır. Başta anayasa konusunu sorun olmaktan çıkarmak için muhalefetin de aklına, desteğine ihtiyacımız var. Sayısal bir durumdan söz etmeksizin söylüyorum, sayısal olarak hiç ihtiyacımız olmasa da muhalefet partilerinin görüşleri bizim için değerlidir, anlamlıdır. Yeter ki bu görüşler siyasi nezaket ve zarafet kuralları içinde ifade edilsin."
"VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERDE BIRAKMAYACAĞIZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, milletin talep ve ihtiyacına cevap vermek zorunda olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "Özellikle bugünlerde olduğu gibi, ateş çemberinin içinden geçerken, milli meselelerde ellerini taşın altına koymak herkesin, bütün muhalefet partilerinin de sorumluluğudur. Muhalefet partilerimiz bunun gereğini yapmak durumundadırlar. Aksi istikamette, duvara dayanacakları için gidecekleri bir yer kalmaz. Yönetim kademesindeki bütün arkadaşlara talimatım; mazeret üreten bir yönetici olmamalarıdır. Sivil toplum örgütlerinden ricam; yol gösterici ve ufuk açıcı olmalarıdır. Biz verdiğimiz sözleri yerde bırakmayacağız. Allah'ın izniyle eylem planımızı ve reform paketlerimizi, yani yol haritamızı en kısa zamanda hayata geçireceğiz. Allah bu yol haritamızı hayırlı eylesin. Bizi her daim hayırlı bir yolda tutsun."