AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Recep Akdağ, "Bir eylem planı hazırladı hükumetimiz. Önümüzdeki aylarda her bakanlığımız bu eylem planlarıyla hareket edecek" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Recep Akdağ, ''Bir taraftan Kandil'in talimatlarıyla hareket edip öbür taraftan özgürlüklerden, demokrasiden, insan haklarından bahsedenler aslında resmen bir tiyatro sergiliyorlar'' dedi.
Akdağ, Kars'ta bir otelde AK Parti Kars milletvekilleri Ahmet Arslan, Selahattin Beyribey ve İl Başkanı Adem Çalkın ile Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
BÖLGEYE YATIRIM
Burada konuşan Akdağ, ''İstikrar ve huzur içinde bulunmak şartıyla biz bölgeye yatırımcı getirmek durumundayız, buradaki yatırımcılarla bölgeye gelecek yatırımcıları ortakyatırımlara yönlendirmek durumundayız ki, genç bir nüfusumuz olan Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde gençlerimize istihdam alanları açalım. Tabi biz bu hayırlı niyet içindeyken hepiniz biliyorsunuz bölücü bir terör örgütü de hayatı insanımıza zehir etmenin peşinde. Güneydoğu’da, Doğu Anadolu’da, özellikle Kürt kardeşlerimizin yoğun yaşadığı bölgelerde her türlü zulmü insanımıza en başta Kürt kardeşlerimize reva görmekten hiç imtina etmiyorlar" ifadelerini kullandı.
SEÇİMLER SÜRECİ
Akdağ, son zamanlarda 7 Haziran seçimlerinden sonra bir çukur siyaseti çıkarılarak 1 Kasım'dan sonrada bunun iyice devam ettirildiğini belirterek, yapılanların bir zulüm olduğunu ve bu zulme milletin razı olmadığını kaydetti.
Sur'a giden HDP'li milletvekillerine milletin isyan bayrağı çektiğini vurgulayan Akdağ, "Oradan kovaladılar bunları, 'Alıp pisliklerinizi de buradan gidin, ne istiyorsunuz bizden' deme noktasına kadar millet geldi. Bu önemli'' diye konuştu.
ÇUKUR SİYASETİ
Akdağ, çukur siyasetiyle, Türkiye'de Kandil'den aldıkları talimatlarla siyaset yapmaya çalışanların bunu başaramadıklarını ifade etti. Ülkede silah taşımaya ve ihtiyaç olduğunda bu silahı kullanmaya yetkisi olan sadece devletin meşru silahlı kuvvetleri olduğunu vurgulayan Akdağ, "Bu yetkiyi de onlara kim veriyor biliyor musunuz? Bu yetkiyi onlara siz veriyorsunuz. Askerin, polisin silah taşımasına, bizim ırzımızı, namusumuzu korumasını, bizi eşkıyadan korumasını biz istiyoruz. Buna millet olarak ihtiyacımız var. Onun için devlet olmuşuz ve onun için o yetkiyi onlara biz vermişiz" değerlendirmesinde bulundu.
AKDAĞ’IN VURGULARI
''Öz yönetim diye bir şey icat ettiler'' ifadesini kullanan Akdağ, şunları kaydetti: ''Nasıl olacak? Devletin polisi, devletin askeri bizim güvenliğimizi sağlamayacak da elinde keleşle bu eşkıya mı sağlayacak bizim güvenliğimizi? Soruyorum ben size? Devletin Hazinesi vergi toplamayacak da eşkıya mı vergi toplayacak bizden? Öz yönetim dedikleri böyle bir şey. Burada diyorlar PKK toplasın vergiyi. Bırakın diyorlar burada güvenliği PKK sağlasın. Biz kendimizi bunların eline nasıl teslim ederiz. Nitekim Güneydoğu’daki, Doğu’daki insanımız, halkımız buna razı olmadığını gösterdiler. Allah’a şükürler olsun devletimiz, hükümetimiz de gücünü gösteriyor.''
EYLEM PLANI
Mardin'de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir eylem planı açıkladığını hatırlatan Akdağ, 'Maddi manevi hasar gören ilçelerimiz var. Yani sadece binalar hasar gördü zannetmeyin. Ruhlar hasar gördü, çocukların psikolojileri hasar gördü. Şimdi bütün bunları tedavi etmek üzere, bir eylem planı hazırladı hükumetimiz. Önümüzdeki aylarda her bakanlığımız bu eylem planlarıyla hareket edecek" dedi.
Demirtaş'ı ve HDP tarafını kale bile almadığını, nazarında sicilleri bozulmuş durumda olduklarını belirten Akdağ, şöyle konuştu: "Kandil'in emrinden dışarı çıkmıyorlar. Kandil ne emrederse onlar onu yapmak zorundalar. Kandil diyor ki ‘gidin duyuru yapın’ gelip milleti sokağa dökmek için duyuru yapıyorlar. 'Gidin çukurları savunun' gelip çukurları savunuyorlar. Yarın 'gidin çukurları kapatın' deseler elinde kazma kürekle Demirtaş ve arkadaşları çukur kapatmaya giderler. Kandil'in emrinden dışarı çıkmaları mümkün değil. O zaman demokrasiye yönlerini döndürünceye kadar ben bunları hiç kale almıyorum. Millet de kale almıyor. Gün geçtikçe oyları eriyor. PKK’nın baskısı milletin üstünden kalktıkça göreceğiz ki ortada ne Demirtaş kalacak ne HDP kalacak. Baskıyla geldikleri noktaya geldiler onun için tahammül edemiyorlar. Baskının kalkması ihtimali de onları büyük bir telaşa sevk ediyor. Çünkü baskı kalktığında kendi varlıklarının da yok olacağının farkındalar.''