“Gerçeğin izinde ermeni sorunu” ele alındı
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (ERAREN) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mustafa Serdar Palabıyık, uluslararası yasalara göre, ''1915 olaylarının asla soykırım olmadığını'' bildirdi.
Palabıyık, İzmir'in Aliağa ilçesinde TED Aliağa Koleji tarafından PETKİM Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Gerçeğin İzinde Ermeni Sorunu'' adlı konferansta yaptığı konuşmada, Ermeni diasporasının iddialarının bilimsel, hukuksal ve tarihsel dayanaktan yoksun olduğunu belirtti.
Palabıyık, Ermeni sorununun tarihi, hukuki, sosyal, uluslararası ilişkiler ve psikolojik boyutuyla bütüncül ele alınması gerektiğini kaydetti.
SOYKIRIM İDDİALARI İFTİRADIR
Mustafa Serdar Palabıyık, şöyle dedi: ''1915 olayları, asla bir soykırım olarak nitelendirilemez. Çünkü bunun çok güçlü bir hukuki yanıtı var. Bu yanıt, 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesinin 6. maddesinde gizlidir. Bu maddede, bir olayın soykırım olarak nitelendirilmesi için yetkili bir mahkeme kararının olması gerektiği belirtilir. 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendiren bir mahkeme kararı günümüze kadar alınmış değildir. Dolayısıyla hukuki olarak bakıldığında 1915 olaylarının soykırım olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zaten günümüzde soykırım olduğunu söyleyenler bunu hukuki temelle değil, siyaseten söylemektedirler.''
Bugüne kadar Yahudi Soykırımı, Ruanda Soykırımı ve Bosna Hersek Srebrenitza katliamının soykırım olarak kabul edildiğini hatırlatan Palabıyık, ''1915 olaylarında, bir toplumu ortadan kaldırma amacı yoktur'' diye konuştu.
OSMANLI'NIN DIŞİŞLERİ BAKANI ERMENİYDİ
Balkan Savaşları'nın sürdüğü 1913 yılında Osmanlının Dışişleri Bakanı Gabriel Noradunkyan'ın bir Ermeni olduğunu hatırlatan Palabıyık, Osmanlı'da Ermenilerin toplumda saygınlık gören, güvenilir bir topluluk olarak kabul edildiğini söyledi.
Darphane, baruthane gibi stratejik önemdeki kurumların Ermeni bürokratlar tarafından yönetildiğini kaydeden Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: ''1915 tehciri sırasında İstanbul'daki Ermenilere de dokunulmamış, huzurlu şekilde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. O halde, 1915 tehcirinde Ermenileri yok etmeye dönük bir amaç söz konusu olmadığından bir soykırımdan asla söz edilemez. Tüm tarihi belgeler göstermektedir ki 1915 olaylarında bir topluluğu yok etme kastı bulunmadığından, kesinlikle soykırım olarak nitelenemez. Ermeniler toplumda zenginleşti, Osmanlı yönetiminde yüksek makamlarda görev yaptı.''
Palabıyık, Ermenilerin, 19. yüzyıldan itibaren gücünü kaybeden Osmanlılara karşı bağımsızlık için ayaklandıklarını ve Ermeni terör çetelerinin Birinci Dünya Savaşı'nda Rusya ve Fransa ile iş birliği yaparak Osmanlı ordusuna karşı savaştıklarını, kurdukları çetelerle pek çok kişiyi öldürdüklerini, bunun üzerine tehcirin gündeme geldiğini söyledi.