ABD’nin, Gürcistan’a insani yardım adı altında bölgeye savaş gemilerini gönderdiğini ve bu gemilerin İstanbul Boğazı’ndan geçiş yaptıklarını hatırlatan Dr. Yılmaz, Kuşkay, “Gürcistan’a insani yardım yapmak başka şey, Boğazlar’ın statüsünü değiştirmek çok farklı şeylerdir. Lozan’a ve Montrö’ye taraf olmayan ABD, Gürcistan krizini bahane ederek, Türkiye’nin boğazlardaki egemenliğine son verecek tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Amerika, 1 Mart tezkeresinde uğradığı darbenin bir bakıma intikamını almak istemekte, Rusya ve Türkiye başta olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin egemenliğine son vermek istemektedir” iddiasında bulundu.
MONTRÖ SÖZLEŞMESİ, CAN SİMİDİDİR
Lozan ve Montrö anlaşmalarının, diplomatik birer başarı olduğunu vurgulayan Kuşkay, 20 Temmuz 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin boğazlar üzerindeki egemenliğini tescil ettiğini ve boğazlara komşu ülkelerin de haklarını koruduğunu kaydederek, “Bu anlaşma boğazdan geçecek savaş gemilerine tonaj ve Karadeniz’de kalma konusunda zaman sınırı getirmektedir. Sözleşme gereği, kıyıdaş ülkelerin dışındaki ülkelerin Karadeniz sularında bulunduracakları savaş gemisi tonajı 20 bin tonu aşamayacak, uçak gemilerinin üzerindeki uçaklar hiçbir şekilde kullanılamayacak ve savaş gemileri denizde azami 20 gün kalabilecektir” diye konuştu.
KAFKASYA’DAKİ GERGİNLİK
ABD’nin Karadeniz’de bir üs kurma projesinin bulunduğunu ve bu projeyle Rusya ile Türkiye’yi denizden abluka altına alma imkanına sahip olacağına vurgu yapan Kuşkay, Gürcistan’a insani yardım adı altında bulunulan girişimin, bu projenin bir parçası olduğunu dile getirdi. Fahri Konsolos Yılmaz Kuşkay, sözlerini şöyle devam ettirdi: “Rusya, Gürcistan istilası ile başta ABD olmak üzere AB’ye; ‘Kafkasardı bölgesinde benden izinsiz statüko değiştirilemez’ mesajını vermiştir. Rusya yanında bu krizde karlı bir diğer ülke ise İran’dır. Bir anda dünyanın gündemi değişmiş ve İran’ın nükleer faaliyetleri ikinci plana düşmüştür. İran’ın uzaya kendi yapımı füze ile uydu fırlatması da zamanlama yönünden çok akıllıcadır. Pakistan’daki gelişmeler de Amerika’nın menfaatleriyle çelişmektedir. Pervez Müşerref’in istifası, ABD’nin bölgedeki kartlarını zayıflatacaktır. Türkiye, Boğazlar’ın statüsüne değiştirecek herhangi bir emrivakiye izin vermemelidir. Gürcistan krizi, Türkiye için bölgede önemli bir fırsattır. Kafkasya’da gerçek iki güç vardır, o da Rusya ve Türkiye’dir. Gelişmeler, Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerini daha da güçlendirecek ve Türkiye’nin ABD ile AB karşısında kozlarını artıracaktır”