Kolcu’dan “Çağdaş Türk Edebiyatı”na hizmet

Dumlu Babalı adlı yorumcunun haklılık payı var, A.Üniv. başta olmak üzere üniversitelerimiz, dinamizmden uzak, kapalı saltanatlık zemini haline gelmiştir, verilen eserler (eser mi o da ayrı bir mesele) intihal çıkıyor. Topluma yön verici, motor fonksiyonunu hiçbir zaman gösteremediler, bu yorum habere konu hoca ile ilgili değildir, umumi manzaranın kısa öz fiili durumudur.

Çok ilmi bir tartışma yaşanmış "nobelli" "sallamalı" "bol keseli" vede "işkenbe kafalı" takdir ettim seviyeyi. Ha birde "paça ve işkence çorbası" kafa yapıyormuş yeni öğrendik. Bu kadar kitap üreten ve tebrik edilmesi gereken bir akademisyenin haberinin altında bu tartışma yakışmamış.

sayın dumlu baba,bol keseden sallamak kolay.. geç bilgisayarın karşısına bakalım, yaz 1-2 sayfa da görelim seni.. sen hangi nobelden bahsediyorsun,Türkiye de her kitap yazan nobel almak zorunda mı.. kaldı ki o adam yani orhan pamuk senin ceddine katil dediği için nobel almadı mı..biraz bol keseden sallıyorsun bence, sanki paça işkembe çorbası içmişsin,dişlerini karıştırırken aklına bunlar mı geldi.. bu hoca gibi çalışanı var mı üniversite de..bi araştır bakalım internette. göreceksin.. erzurumda uyuyan diğer akademisyenlerle bunları bir karşılaştır da görelim..erzurumluların yatıp uyuduğunu,dışarıdan gelen hocaların doktorların bu üniversiteyi ayakta tuttuğunu görürsün.. ama sen de ki bu işkembe kafa varken ne desek boş..

Sayın Dumlu Babalı, keyfiyet konusundaki hassasiyetinize katılıyorum. Unutmayalım ki keyfiyete de kemiyyeten geçilir. Ben bu hocayı ve eserlerini takip eden bir okuyucuyum. 2008 yılında Yazarlar Birliğinin En İyi inceleme ödülünü alan Albatros'un Gölgesi kitabına bayılmıştım. Daha sonar Hoca'nın Cengiz aytmatov üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı Dünya Cengiz aytmatov Akademisine seçildiğini ve ödüllendirildiğini öğrendim. İyi çalışan ve nitelikli eserler veren ciddi bir akademisyendir. Atatürk üniversitesinde bulunması da büyük bir şanstır. Nobel konusundaki görüşlerine katılmıyorum. Nobel siyasal kriterlerin etkili olduğu bir organizasyondur. Dağlarca dururken Orhan Pamuk'un ödül alması bunun göstergesidir. Önemli olan gününü boş laflarla geçirmek değil üretmektir. zaman iyiyi de kötüyü de ayıklar... bir bilgi olsun diye ilave edeyim. şimdiye dek üç dört ilin değil elliye yakın ilin masalları derlenmiştir.

rahmi bey,biz kemiyetin değil,keyfiye tin önemli olduğunu söylemeye çalıştık. Kalem oynatmayanları zaten biz bir akademisyen olarak görmüyoruz ki.Asıl gö beğini kaşıyan,gününü gün eden adamlar, bunlar.Üniversitenin saltanatında,yata yata göbek büyüten bunlar.Ben sallamıyor gerçekleri söylüyorum.Kitap yazmak marifet değil.Bugün, 150-200 kitap yazanlar var, ama değerleri yok.Bir akademisyenin değeri,kitap yazmasıyla değil;bilim,bilişim teknoloji üretmek, icat etmek,yüksek düzeyde araştırma yapmak ve en önemlisi de Nobel Ödülü al maktır.Dünyanın gelişmiş,çağdaş ülkeleri nin üniversiteleri,bu ölçüleri dikkate alarak bilim adamlarını değerlendiriyor lar.Eğer bu ölçü varsa amenna.Ama yok.Hem toprakta elmas,altın ve taş bir arada bulunular.Ama her birinin kıymeti farklıdır.Örneğin, Nobel Ödülü alan bilim adamları,50-60 kitap yazmıyorlar.2 kitap yazıyorlar ama kitap yazıyorlar. Muhtevasında her şey var.Biz bunu demek istiyoruz.Hayırlı günler.

Sayın Dumlu Babalı, Bu başarı hocanın kendi başarısı ve gayretinin ürünüdür. İşin iç yüzünü bilmeden sallıyorsun. Adam elli kitap yazmış, sen kalem oynatmayanları, özellikle de Erzurumlu akademisyenleir takip et bak neler göreceksin.

Kemiyet değil,keyfiyet önemlidir.Nobel ödülü alamayan bir akademisyene, bügünkü dünyada, artık bilim adamı gözüyle bakıl mıyor.Bunlar bu çalışmalarıyla,vaziyeti kurtarıyorlar o kadar.Bu zevatların, 52 yıldır bu yörenin kültür,edebiyet ve diline ne katkıları oldu? Kocaman bir hiç.Almanlar 1950'li yıllarda,tüm ülke nin masallarını derlediler.Bizim şu anda üç-dört ilimizin masalları derlenmiş.Nin nilerimiz,türkülerimiz,bilmecelerimiz,fıkralarımız kısaca tüm halk foklor ve etnoğrafyamız daha duruyor.Kıyısından,bu cağından bile geçilmemiş.Güzel dilimiz ayaklar altında.Yabancı dillerin sultasında,ah canım çıksın,inim inim inliyor!Bu zevatlar bunlara çare bulsun lar.Yoksa üç-beş ansiklopediden,masa ba şında çalışma yapmak,ilmi bir araştırma değildir.Zaten Atatürk Üniversitesi,ilk 100,ilk 500 dünya üniversitelerinin fer sah fersah uzağında ve dünyanın, en say gın 4000 üniversitesi içerisinde de 3429. sırada.Bana,daha, hangi başarıdan bahsediyorsunuz? Saltanat başarısı mı?