Yasa tasarısı ile 1980’den bu yana reformlar adı altında kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yasaları değiştirilmeye çalışıldığını kaydeden Furunci, hazırlanan tasarı ile Genel Müdürlüğün özel bütçeli bir kuruluş haline getirilmek istendiğini dile getirdi. Furunci, “Tasarıyla özelleştirme gelirleri de dâhil olmak üzere yeni gelir kalemleri ihdas edilmekte, kurum ticarileştirilmekte, genel bütçeden yapılacak hazine yardımları ayrıca muhafaza edilmektedir. Söz konusu düzenleme ile "4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun" hükümleri çerçevesinde bazı otoyolların işletme hakkı devredilecek ve devredilen otoyollara ilişkin esas, usul ve geçiş ücretleri taraflar arasında sözleşmelerle belirlenecektir. Bu yasa ile köprü ve otoyolların özelleştirilmesinin önündeki engeller kaldırılmış olacak ve özelleştirilmelerine hız verilecektir.” dedi.
//OTOYOLLARDA ÖZELLEŞTİRME
2009 yılında özelleştirme kapsamında sayılan otoyolların mülkiyetinin TCK Genel Müdürlüğü adına tescilli olduğunu anlatan Furunci, “Karayolları Genel Müdürlüğü‘nün bakım istasyonları, tesisleri ve hizmet binaları dahil yaklaşık 30 milyon metrekare taşınmazı bulunmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereği kamu kurumlarının taşınmazlarının Hazine‘ye devri yapılmakta bu sayede özelleştirmelerinin de önü açılmaktadır. Tasarı ile tekrar gündeme gelen "sözleşmeli yerli ve yabancı personel çalıştırma" konusu kanun değişikliğine bir madde olarak eklenmiş, kamu personelinin de artık özelleştirme kapsamına alındığı açıkça ortaya konulmuştur. Türkiye‘de yaklaşık mühendis sayısı 354 bin, üniversitelerimizden her yıl mezun olan mühendis sayısı ise yaklaşık 20 bindir. Mühendislerimizin yaklaşık yüzde 25‘i işsiz ya da meslek dışı işlerde çalışırken, Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde yabancı mühendis çalıştırmak istenmesi kendi mühendisini yok sayan bir anlayışı hakim kılmaktır.” diye konuştu.
//ORMAN YASASINA YAPILAN EK
Tasarıda ayrıca Orman Kanunu’na ek bir madde getirildiğine de vurgu yapan Furunci, şunları kaydetti: “Tasarıya eklenen madde ile deyim yerindeyse ormanların nasıl satılacağı belirtilmektedir. Buna göre Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde, özelleştirme uygulamaları kapsamında yap-işlet-devret modeli ile uygulama yapılıyorsa, uygulama alanı orman arazisine rastlasa dahi Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan izin beklenmesi gerekmeyecek. Yol ve üzerindeki tesisi işletecek olan şirketin işletme hakkı için ödeyeceği toplam tutarın bir bölümü ormanları yağmalama izni anlamına gelecektir. Karayolları Genel Müdürlüğü, bu kanun ile Orman Genel Müdürlüğü‘ne bedelini ödediği takdirde istediği orman alanını istediği şekilde kullanabilecektir. Akla ilk gelen ise 3. Köprü güzergahında yer alacak olan Belgrad Ormanları ve bu ormanların akıbetidir. Tasarının kanunlaşması durumunda, 3. köprünün yapılabilmesi için yasal bir zemin hazırlamak adına oluşturulan bu madde ile 3.köprünün ana güzergahında yer alan yaklaşık 900 hektarlık bir orman alanının talanı için yasal izin verilmiş olacaktır. Anayasa "Ormanlara zarar verecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez" hükmünü içerirken; siyasiler, her yaptığı değişiklikte olduğu gibi bu tasarıda da Anayasaya aykırı davranarak ormanlarımıza da zarar vermeye çalışmaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasa değişikliği ile; Kamu Kurum ve Kuruluşlarının tasviyesinin hız kazandığı, kamu kurumlarının ticari şirketlere dönüştürülmesi yolunda önemli adımların atıldığı, bununla birlikte yabancı mühendislerin ülkemizde çalışmasının önünün açılmakta olduğu, orman alanlarımıza zarar verecek her türlü faaliyete izin verileceği ve küresel sermayenin ülkemize girişinin önünün açılmakta olduğu görülmektedir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Erzurum İl Temsilciliği olarak kurumsal kimliğimiz, mesleki ve toplumsal sorumluluğumuz çerçevesinde bu yasa tasarısının içerdiği bazı maddelerle birlikte değerlendirildiğinde kamu, meslektaşlarımız ve toplum yararı yönünde olmadığı görülmektedir.”