Erzurum’da 5 bine yakın mesken, hakkında ‘oturulamaz’ raporu düzenlenmiş olmasına rağmen kullanılmaya devam ediliyor.
Altyapısı, doğası, tarihsel ve kültürel mirası ile çağdaş bir kent oluşturulması yolunda ağır adımlarla ilerlenen Erzurum’da, yeni yapıların denetlenmesi ve sorgulanması işlemleri de ‘vasatın altında’ yürütülüyor. Şehrin merkezinden ziyade, dışına doğru kontrolsüzce büyüyen konut alanları, kent dokusuna en büyük zararı verirken, ‘imarcılık’ dışında belirli bir planlama yöntemi ve yer seçimi konusunda tutarlı kamu politikalarının bulunmaması, Erzurum şehir merkezini adeta harabeliğe çeviriyor. Geçmişte yapılan ve yapılmasına da ısrarla devam edilen kaçak yapıları kurtarabilmek uğruna bilimsel kuralların hiçe sayıldığı Erzurum’, bu kez de depreme dayanıksız bir yapılaşma çılgınlığıyla ölüm kalım savaşı veriyor.
//HAZİNE ARAZİLERİ
Türkiye’de öncelikle metropol kentlerde görülen, ardından Erzurum’a da sıçrayan rant odaklı kentleşme politikaları, sağlıklı konutlarda yaşamak isteyen vatandaş profilini de değiştirdi. Devlet eliyle üretilen konutlara razı olmayarak, viraneyi andıran evlerinde yaşamaya devam eden vatandaşlar, ‘af’lar ve ‘teşvik’ler yüzünden her geçen gün artan yasadışı yapılaşmanın adeta parçası haline getirildi. Hazine arazilerinin okul, yol, sağlık ve yeşil alan gibi sosyal donatıların yapılabilmesi için kullanılması gerekirken, tam tersine rant odaklı kentleşme politikalarına kurban edilmesi, çoğu şehirde olduğu gibi, Erzurum’daki kentsel yaşamı da zedeledi.
//PLANLAMA EKSİKLİĞİ
Geçmiş yıllarda yapılan ancak uygulanmayan üst düzey bölge planlarına duyulan ihtiyacın her geçen gün biraz daha arttığı Erzurum’da, bölge planları ile alt bölge veya yerleşme ana planlarının stratejik planlama yaklaşımı ile ele alınması kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortada duruyor. Erzurum’daki planlama ve yapılaşma süreçlerinde köklü ve yaşamsal bir yenilik tanımlayacak böylesi bir yaklaşımın, sağlıklı ve modern kentleşmeye imkan sunacağını kaydeden uzmanlar, Erzurum’da hem konutlaşmanın, hem de çarpık yapılaşmanın birbirinden ayrı iki sorun olduğunu dile getirdiler.
//GECEKONDULAR VE APARTMANLAR İÇ İÇE
Erzurum’da çarpık yapılaşmanın meydana gelmesinde en büyük rolü, yeni betonarme yapıların inşa edildiği bölgelerde, aynı zamanda kaçak yapılaşmaya da izin verilmesinin oynadığını dile getiren uzmanlar, “Bir yanda yeni bir bina inşa edilirken, diğer yanda gecekondu yapılmasına göz yumarsanız, zaman sonra binalarla toprak damlı evleri birbirinin içine geçmiş halde bulursunuz” diye konuştular.
Erzurum’da bu manzaranın en fazla şehir merkezinde görüldüğünü ve ‘çekirdek kent’ olarak tabir edilen yerleşim yerinin, bina ve gecekondularla iç içe geçirildiğini vurgulayan şehir plancıları, “Tarihi doku, betonlaşma çılgınlığı ve gecekondular, Erzurum şehir merkezinde birbirini adeta kucaklamış durumda. Birileri gelmiş imarı katletmiş, birileri gelmiş tarihi katletmiş ve ortaya viraneliği andıran bugünkü görüntü çıkmış. Kararlı adımlar atılmadığı ve imar reformları gerçekleştirilmediği müddetçe, Erzurum şehir merkezi bu durumdan kurtulamayacaktır” şeklinde konuştular.