Başbakan Ahmet Davutoğlu, nerede olursa olsun yüksek teknoloji yatırımına Erzurum’un içinde bulunduğu 5. bölge teşvikinin uygulanacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle Denizli Sivil Toplum Buluşması adı verilen etkinlikte bir araya geldi.
Kentlerin ekonomilerinin ve kendilerine biçtikleri rolün tarih ve coğrafyadan etkilendiğini dile getiren Davutoğlu, "Kritik aşamalarda, eşiklerde, özellikle modern ekonomilerin trend olarak belli bir seyir takip ettiği ya da küresel kriz dönemlerinde doğru zamanlarda doğru karar alan ülkeler diğer ülkelerle aralarındaki farkı kapatır. Kriz şartları, zor ve çetin şartlar olmakla birlikte aslında o aradaki farkı kapatmak için olağanüstü imkan sağlayan şartlardır" diye konuştu.
"1929 ekonomik krizinden sonra dünyanın en büyük krizini 2008'den bu yana yaşıyor, hala içindeyiz" diyen Davutoğlu, bazı ülkelerin ekonomilerinde durgunluğun, büyüme hızlarında düşüşün yaşandığını bildirdi. Davutoğlu, "Ama Türk ekonomisi hamdolsun bu kritik eşiklerden, ciddi sınavlardan geçerek, sağlıklı, bütçe disiplini sağlam, finans sistemi son derece sağlam, sanayi altyapısında üretim artışının devam ettiği, bütün pazar daralmalarına rağmen ihracatımızın 158 milyar dolarla yine yüzde 5 nispetinde artışla önemli bir ilerleme kaydettiği güzel bir performans sergiliyor" değerlendirmesinde bulundu.
ENERJİ MALİYETLERİ
"Türk ekonomisinin ivmesi enerji maliyetlerinin düşmesine paralel olarak daha da artacağı inancındayız" diyen Davutoğlu, 62. Hükümet'i kurduktan sonra ekonomik planlama bağlamında önemli kararlar aldıklarını söyledi. Başbakan Davutoğlu şunları belirtti:"İki koordinasyonun önemini paylaşmak istiyorum, birincisi: Ülkenin ekonomisini yürüten ve makro planlamasını yapan hükümetle hükümetin makro planlamalarıyla iş adamlarının şirket ve strateji planlamaları arasındaki uyum. Biz Ankara'da dünya ekonomilerini takip ederek, Bakanlar Kurulu ve ilgili kurumlarımızda ne kadar vizyonel karar alırsak alalım, eğer bu vizyonel kararlar iş adamlarımızın kendi şirket stratejilerine yansımazsa eksik kalır. Ya da iş adamlarımızın vizyonel stratejik perspektifleri hükümetler tarafından doğru anlaşılmazsa bu bütünlük sağlanmaz."
YEREL EKONOMİLERİN ÜLKE EKONOMİLERİYLE ENTEGRE OLMASI
Makro ekonomik planlamaların, makro sanayi planlamalarının iş adamları tarafından doğru anlaşılmasının da önemine değinen Davutoğlu, ekonomilerin düzlemlerinin birbiriyle irtibatlı olduğunu anlattı. Yerel ekonomilerin ülke ekonomileriyle entegre biçimde gelişmezse ülke ekonomilerinin de yerelden kaynaklanan dinamizmi harekete geçirmelerinin mümkün olmayacağını dile getiren Davutoğlu, "Yani Denizli ekonomisi Türk ekonomisinin bir parçasıdır ama aynı zamanda Denizli ekonomisi kendi vizyonunu belirleyecek iç dinamiklere sahip olmak durumundadır" diye konuştu.
50'YE YAKIN KENTE ZİYARET
Partisinin kongreleri dolayısıyla son 5 ayda 50'ye yakın kenti ziyaret ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Herhalde önümüzdeki iki ay içinde gitmediğim vilayet kalmayacaktır" dedi.
Ziyaretleri sırasında sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya gelmeye çalıştığını söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti: "62. Hükümet'i kurduğumuz dönemde hükümet programımızın esası '2. Hamle Dönemi' diye tanımladığımız yeni bir ekonomik hamle döneminin altyapısını kurmak. Birinci hamle döneminin, 12 yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde Türkiye'nin atıl kapasitesini harekete geçiren, altyapısını duble yollardan, demiryolu altyapısına kadar güçlendiren bir hamle dönemiydi. Hastanelerimiz, her alanda, sağlık, ulaştırma, ticaret çok önemli altyapısal değişim yaşadık. Doğalgaz her yere ulaştı hemen hemen. Şimdi ikinci hamle döneminin özelliği, niceliksel dönüşümü niteliksel bir bağlama oturtmak. Yani gayrisafi milli hasılanın 4 misli artmasıyla özellikle küresel krizle birlikte dünyaya göre iyi ama bizim hedeflerimize göre yavaş seyreden büyümeyi artıracak tedbirler almak. Büyümeyi hem niceliksel hem de rekabeti sağlayacak şekilde niteliksel bir dönüşüm sağlamak. Onun için Ar-ge, inovasyon, yüksek teknoloji, orta yüksek teknoloji yatırımlarına ağırlık vermeye kararlıyız. Bunu ilk baştan itibaren söyledik. Şu ana kadar da Ar-ge, inovasyon ve yüksek teknoloji ağırlıklı ekonomik faaliyetlerden gelen taleplere, katılımlara, davetlere hiç ihmal etmeden katıldım."
İstihdamın yüzde 77'sinin, katma değerin yüzde 55'inin KOBİ'lerce sağlandığını bildiren Davutoğlu, "KOBİ'ler sağlamsa geleceğe ümitle bakabilirsiniz çünkü o KOBİ'lerden büyük şirketlerin çıkma potansiyeli yüksektir. Ama KOBİ'ler zayıfsa daha büyük ölçekli şirketlerin varlığı bir ekonomiyi ayakta tutamaz" diye konuştu. Ekonominin gelirinin ülke geneline KOBİ'ler aracılığıyla yayıldığını ifade eden Davutoğlu, "Kurumsallaşma ve Markalaşma Destek Programı"nı geçen hafta kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.
Denizli iş dünyası temsilcilerine, "Denizlinin dinamizmini bilerek söylüyorum, ne olur kurumsallaşma ve markalaşmaya ağırlık verelim" diye seslenen Davutoğlu, esnaf ve KOBİ'lere verilecek desteklere, ekonominin her kademesinde girişimciliği teşvik eden bir politika takip ettiklerine dikkati çekti. Kadın ve engelli girişimcilere üst limitin üzerinde destek verileceğini, KOBİ'lerin inovasyon desteklerinin yüzde 50 artırılacağını söyleyen Davutoğlu, geçen yıl açılan şirketlerin sayısının yüzde 17 arttığını, kapanan şirketlerin de yüzde 10 düştüğünü kaydetti.
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu, dünyada nadir örneklerden biridir. Dünyada işletmeler kapanıyor. Burada ülke ismi zikretmeyeyim, herhangi bir ülkenin adını negatif olarak zikretmemek için ama etrafınıza bakın, bir tek Türkiye'de açılan şirket sayısı artıyor, kapanan şirket sayısı düşüyor bu kriz döneminde. Büyük ülkelerde dahi bu trend yok. Bir tek Türkiye'de 2008'den bu yana 6 milyon kişiye istihdam sağlandı. Geçen sene 1,3 milyon kişiye istihdam sağladık. Bu, KOBİ'ler sayesinde, sizler sayesinde. Biz, size güveniyoruz ama sizden beklediğimiz sizin de hükümetinizin makro stratejik planlamalarına güvenmeniz, o doğrultuda girişimci ruhunuzu harekete geçirmeniz. Onun için, bu sektörel dönüşüm programlarına intibak edin. Açılım programlarına, Latin Amerika'ya, Afrika'ya, diğer bölgelere açılım stratejilerimize intibak edin ve o intibak edişte, bizden ne talep ediyorsanız, girişimcilik adına bizden ne talep ediyorsanız yanınızdayız, arkanızdayız. Yurt dışındaki ihracatı artırmak için ne talep ediyorsanız yine türlü teşvikle ihracatın artırılması için yanınızdayız. Ülkenin ekonomik adaletini sağlayacak olan sizlersiniz. Anadolu sermayesi, Anadolu girişimciliği Türkiye'de bütün ekonomik faaliyetlerin sadece Marmara havzasına odaklanmasını dengeleyecek tek faktördür."
TARIMSAL TEŞVİKLER
Tarım alanında çok ciddi teşvikler açıkladıklarını anımsatan Davutoğlu, Türkiye'nin son 12 yılda tarımda Avrupa'nın en büyük, dünyanın altıncı büyük üreticisi haline geldiğine işaret etti. Türkiye'nin, eskiden olduğu gibi sadece "buğday ambarı" veya "fındıkta dünya birincisi olmak"la yetinmeyeceğini dile getiren Davutoğlu tarımda etkinliği, verimli üretimi ve teşvikleri olağanüstü düzeylerde artırdıklarını, artırmaya devam edeceklerini söyledi.
Tarım, tarım sanayi ve organik tarımda verilen desteklerle Türkiye'nin önünü açmak istediklerine vurgu yapan Davutoğlu, pamuk konusunda da bir çalışma yapılması talimatı verdiğini, ülke ekonomisinde tarım ürünlerinin dengeli bir şekilde ve bölgenin jeolojisine uygun yürütülmesinin önemli olduğunu belirtti. Başbakan Davutoğlu, "Çok su gerektiren ürünlerle suya ihtiyaç hissedilmeyen ürünlerin dengeli bir şekilde, doğru planlaması yapılmadan uygulanırsa bir müddet sonra bazı yerlerde çölleşme, başka bazı yerlerde de üretim düşmeleri görebiliriz. Biz bunları merkezden, mümkün olduğunca titiz bir şekilde belirlemeye özen gösteriyoruz" diye konuştu.
Yüksek teknoloji yatırımına 5. bölge teşviki
"Türkiye artık yüksek teknoloji üreten bir ülke olmak durumunda. Orta yüksek teknolojiyi yaygınlaştıran ülke sathına yayan ülke olmak durumunda" diyen Davutoğlu, nerede olursa olsun yüksek teknoloji yatırımına 5. bölge teşvikinin uygulanacağını, Denizli'nin de bu anlamda kapasitesini bildiğini anlattı.Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu entegre ekonomik altyapıyı sağlam bir şekilde bir çerçeveye oturtup bizim Ankara'da yaptığımız makroekonomik planlamanın içine yerleştirmemiz lazım. Denizli'den beklediğimiz sadece konvansiyonel üretim yapmak değil. Denizli'de Ar-Ge, inovasyon merkezleri olsun istiyoruz. Üniversitemizde bunun altyapısı gelişsin istiyoruz. Her bir şirketimizin ki maşallah ben bizim milletimizle her zaman iftihar etmişimdir bu yönüyle müthiş girişimciyiz biz. 'Akıncı ruhu' deniyor ya bazen bu savaş meydanlarında gözleniyor bazen iktisat meydanlarında.
Dışişleri bakanı olarak beni en fazla zorlayan şeylerden biri ama sevinerek şevkle memnun olduğum hususlardan biri: Afrika'ya açılım yaptık. Başka bir millet olsa 3 sene planlama yapar, düşünür şirketler yani. Devlet dese ki 'Afrika'ya açılıyorsunuz' iş adamları 3 sene düşünür, 3 sene planlama yapar sonra yavaş yavaş. Bizde maşallah 3 aya bile gerek yok, 3 gün sonra dil bilsin, bilmesin girişimcimiz alır valizini oralara açılır. Tweet üzerinden bile çok şey almışımdır, 'Sayın Bakanım şu anda Kenya Havalimanı'nda mahsur kaldık bize buradan alır mısınız. Göndeririz büyükelçiyi alırız. Bizim insanımızın hareket kabiliyeti çok yüksek. Önünü açmanız yeter. Önünü açtığınızda o girişimci ruh hayata geçer."