Palandöken Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Metin Yiğit, bölge tarımı ve güzlük ekim ile ilgili çiftçilere önemli açıklamalarda bulundu.
Erzurum’un Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük illerinden bir olduğunu ifade eden Palandöken Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Metin Yiğit, Erzurum’un Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük ili olduğunu söyledi. Yiğit, ” Erzurum denizden yüksekliği yaklaşık 2000 metredir. Yüksek rakımdan dolayı sert iklim mizacına sahip Erzurum’ un sanayisi gelişme gösterememiş, buna kıyasla yine iklim kaynaklı kış turizminin ön plana çıktığı göze çarpmıştır. Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı Erzurum’un temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olmuştur. İlimizin sahip olduğu yükselti, rölyef, yıllık ortalama nem oranının dağılış diyagramı, toprak yapısı ve bu toprakların sululuk/kuruluk durumu göz önüne alındığında ekim zamanının ne kadar önem arz ettiği anlaşılacaktır. Ayrıca tarımsal ve ekonomik manada bölgeye katkı sağlayacak ürün deseninin darlığı, olabilecek ürünler için vejetasyon süresinin bölgede ki iklimle kombinasyonu, verim açısından göz ardı edilmeyecek realitelerin başında gelir. Ancak bölgemizde elde si sağlanmış ürünler için, ağır karasal iklim koşullarının varlığı, söz konusu ekimi yapılan ürünlerden alınacak verimin pik noktasını oluşturur. İlimiz rakımının 2 bin metre civarlarında seyretmesi ve bunun paralelinde oluşan ağır karasal iklim şartlarının olması bölge tarımını doğrudan etkilemiş, üreticilerin ürün yelpazesinde hububat tarımını vazgeçilmez kılmıştır. Hububat tarımı bölge üreticilerimizin envanterin de baş sıralarda yerini alırken dünya tarımının araştırmalarında başı çeken etkin tarım ve birim alandan en fazla ürün alma idolü de bölge çiftçisinin teksif ettiği mesaide birinci sırayı almıştır. Bölge üreticileri açısından hububat tarımı ve bu tarımın zatında özellikle buğday yetiştiriciliği liderliği göğüslemiş konumda bulunmaktadır. Bundan dolayı birim alandan daha fazla ürün alma hedefi vazgeçilmezliğini bölgemizde daha da önemli kılmıştır. Bu doğrultuda yapılan bilimsel çalışmalar ve bunu destekleyen tarla demostrasyon sonuçları göstermiştir ki güzlük ekim hububat tarımını pozitif yönde ivmelendirmeyi başarmıştır. Bu da ilgili ekim tarihinin bölgede ki vejetasyon süresine yaptığı olumlu katkılardan dolayıdır. Herhangi bir bitkinin yetişmesinde ve veriminde pik noktayı oluşturan ana etken; bitkinin büyüme, gelişme ve çiçeklenme dönemlerinde vejetatif yapısına uygun sıcaklık, nem, toprak ve ilgili diğer koşulların zamanında ve yapısına uygun kombinasyonda oluşmasıdır. Örneğin; buğday bitkisi yetişme döneminin ilk devrelerinde düşük sıcaklık ve bol nemli hava istemektedir. Özellikle çimlenme ve kardeşlenme sırasında buğdayın istediği sıcaklık 5-10 derece, nem ise yüzde 60 kadardır. Buğday gelişmesinin ikinci devresi olan sapa kalkmada ise 10-15 derece sıcaklık ve yüzde 65 oranında nispi nem isteği olmaktadır. Buğday bitkisi her çeşit toprakta yetişmekle birlikte genellikle yüksek verim derin, killi, tınlı-killi, humusça zengin topraklardan alınmaktadır. Buğday tarımında ekim zamanını belirleyen en önemli faktörlerden biri de tohum yatağındaki toprak sıcaklığıdır. Toprak sıcaklığının 8-10 derece olduğu zaman ekim yapılırsa kök gelişmesi hızlı ve kök tacı da derin olur. Bu uygun zamandaki ekim, soğuğa ve kurağa karşı dayanıklılığı artırır. “ dedi.
ERKEN EKİMDE, GEÇ EKİMDE KIŞ DÖNEMİNDEKİ ŞİDDETLİ SOĞUKLARDAN BİTKİNİN ZARAR GÖRMESİNE NEDEN OLUYOR
Erken ekimde, geç ekimde kış dönemindeki şiddetli soğuklardan bitkinin zarar görmesine neden olacağı için sakıncalı olduğunu belirten Palandöken Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Metin Yiğit, Bölge üreticileri açısından güzlük ekim önemini korurken bu ekimin bitki üzerinde oluşturacağı pozitif veya negatif verilerin varlığı araştırılmaya devam ettiğini söyledi. Yiğit, ”Erken ekimde, geç ekimde kış dönemindeki şiddetli soğuklardan bitkinin zarar görmesine neden olacağı için sakıncalıdır. Görüldüğü gibi buğday bitkisinin yetişmesi noktasında bizlere sunduğu bilimsel kıstaslar güzlük ekimi destekler mahiyettedir. Bu kıstaslar dikkate alınarak söz konusu ürünlerde güzlük ekimin yapılması gereği bilimsel olarak desteklenmiştir. Bölge üreticilerimiz açısından güzlük ekim önemini korurken bu ekimin bitki üzerinde oluşturacağı pozitif veya negatif verilerin varlığı araştırılmaya devam etmektedir.”