Türkiye’nin 12 farklı ilinden mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Milletimiz, 1 Kasım’da, ‘Ben koalisyon istemiyorum, güçlü bir tek parti iktidarıyla yoluma devam etmek istiyorum’ mesajını verdi. Yine milletimiz, siyasetin meşru imkânları yerine terör örgütlerinin yöntemlerini benimseyenlere, bu yolun yanlış olduğunu, net bir şekilde ifade etti. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamı taşıyan taşkınlıklara yönelenler, milletimiz tarafından bir kez daha, seçim sandığı marifetiyle ikaz edildi, uyarıldı” dedi.
Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Denizli, Düzce, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Konya ve Yalova’dan gelen 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen programda ağırlandı.
14.MUHTARLAR TOPLANTISI
14. Muhtarlar Toplantısı’nda, yemek öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkedeki yönetim organizasyonunun en küçük birimi olan mahalle ve köylerin seçimle iş başına gelen muhtar tarafından yönetildiğine dikkat çekerek, “Yönetim organizasyonunun en tepesinde yer alan Cumhurbaşkanı ile, bu yapının tabanını oluşturan muhtarlarımız arasındaki bağ ne kadar güçlü, ne kadar sağlıklı olursa, Türkiye için o kadar hayırlı olur” dedi.
“MİLLÎ İRADEDEN BAŞKA BİR TASDİK MAKAMI GÖZETMEDİK”
Bu yüzden muhtarlarla olan buluşmasını sürdüreceğini ve onlarla arasındaki ilişkiyi canlı ve güçlü tutacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan rahatsız olanları da bildiğini söyledi. Osmanlı’nın son ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden bu yana kendileri gibi düşünmediği için milleti sevmediklerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen bir aydın tipinin var olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İdeolojik saplantıları çerçevesinde belirledikleri istikamette gitmeyen millete her türlü hakareti yapmayı kendilerine hak gören bu güruhun etki alanı, hamdolsun, giderek daralıyor” diye konuştu.
Milletin, irfanı, feraseti ve dirayetiyle bu aydın tipine tarih boyunca hak ettikleri dersi hep verdiğini, bugün de her fırsatta vermeye devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, milletin içinden çıkıp gelmiş bir vatandaş, bir siyasetçi olarak, tüm hayatımız boyunca halkımızla birlikte yol yürümeyi kendimize şiar edindik. Allah’ın rızasından başka bir tasvip makamı, millî iradeden başka bir tasdik makamı gözetmedik, gözetmiyoruz. İşte bu sebeple, Türkiye’nin doğrudan halkın oyuyla işbaşına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olmak, benim için ayrı bir mutluluk kaynağıdır” ifadelerine yer verdi.
“TÜRKİYE’Yİ YENİDEN KAOSUN HÂKİM OLDUĞU GÜNLERE DÖNDÜRMEK İÇİN GAYRET GÖSTERDİLER”
Konuşmasında 1 Kasım seçimlerine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oyunu kullanarak, ülkesinin ve kendisinin geleceği için tercihte bulunan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi ve seçime katılımın yüksek olmasının, milletin iradesine sahip çıktığının bir göstergesi olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarının ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını dileyerek, seçilen milletvekillerini tebrik etti, Meclis’te temsil edilecek siyasi partilere başarılar diledi.
1 Kasım seçimlerinin, 7 Haziran seçimlerinin tekrarı mahiyetinde bir seçim olduğunu ve 7 Haziran seçimlerinin, Türkiye’nin uzun yıllardır alışık olmadığı bir Meclis tablosu ortaya çıkardığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin çoğunun 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını doğru değerlendiremediklerini gördük. Seçim gecesi “Yüzde 60’lık blok” hevesiyle başlayan, rövanşist bir anlayışla tırmandırılan söylemler, Türkiye’yi zorlu bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. Yüzde 41 oy almış bir parti yok sayılarak, masa başında tasarlanan sun’i ve hayata geçirilmesi mümkün olmayan siyaset mühendisliği projeleri, partilere ve millete adeta dayatılmaya çalışıldı. Bu süreçte, 12 yıllık Başbakanlığım döneminde çok büyük emeklerle ve fedakârlıkla tesis ettiğimiz huzur ve güven ortamının tehlikeye düştüğüne şahit olduk. Bölücü terör örgütü ve sırtını ona dayadığını açıkça ifade eden bir parti, Türkiye’yi yeniden kanın, gözyaşının, kaosun hâkim olduğu günlere döndürmek için var gücüyle gayret gösterdi.”
“PARALEL DEVLET YAPILANMASI TÜRKİYE’NİN KAZANIMLARINA SALDIRMAK İÇİN SEFERBER OLDU”
Muhtarlara hitaben, “Kardeşlerim siz caddelerin sokakların kanal açılmak suretiyle yaşanılmaz hale getirilmesini nasıl değerlendirirsiniz? Muhtarlar olarak çılgına dönmez misiniz?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları ekledi: “Çünkü bir ihanet bu. Bunlar ihanet şebekesi. Benim huzur içinde yaşayacağım sokağıma eğer belediye bir kanal açacaksa bu kanal; ya içme suyu, ya atık su kanalı ya da alt yapı kanalı olarak açılır. Ama bunlar tam aksine, oralara güvenlik güçleri giremesin, vatandaş rahat hareket edemesin diye kanallar açtılar. Bunu da belediyelerin iş makineleriyle yaptılar. Kapatırken de hizmet alımı yapmak suretiyle kendi yandaşlarına buralarda iş verdiler parayı da bu vasıtayla terör örgütüne aktardılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel devlet yapılanması adı verilen örgütün bu süreçte Türkiye’nin kazanımlarına saldırmak için seferber olduğunu, kendisini ‘medyanın amiral gemisi’ görenlerin bölücü ve paralel terör örgütlerinin ihanetine destek verdiğini, iş dünyasından bir grubun da bu koroya katıldığını vurguladı. Tüm bu kesimlerin, bölücü terör örgütü her gün kan akıtırken, yolları ve sokakları döşedikleri bombalarla yaşanamaz hale getirirken, ‘Katil devlet’ ve ’Katil Saray’ diyerek bunun faturasını hükümete ve şahsına kesmek için gayret sarf ettiklerini hatırlatarak “Biz hizmetten başka bu ülkede başka bir şey bilmedik. Bizim bütün derdimizi bu ülkede hizmet oldu” açıklamasında bulundu.
“UZLAŞMAZLIĞIN HER ÇEŞİDİNİN SERGİLENDİĞİ BU KARMAŞIK SÜREÇ, MİLLETİMİZİ RAHATSIZ ETTİ”
“Yalanın, iftiranın, riyakarlığın, kibrin, terbiyesizliğin, uzlaşmazlığın her çeşidinin sergilendiği bu karmaşık süreç, milletimizi gerçekten çok rahatsız etti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yaşadığı bu sıkıntılı durum karşısında seyirci olarak bir kenarda beklemesinin, sessiz kalmasının düşünülemeyeceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin her zaman milletin tarafında olduğunun altını çizerek, bir koalisyon hükümeti kurulamaması üzerine, Anayasa’nın verdiği yetki ile ülkeyi tekrar seçime götürdüğünü söyledi.
Milletin de bir kez daha kendisine olan güveni ve teslimiyeti teyit ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarıyla kıvılcımı çakılan, 17-25 Aralık darbe girişimiyle bir adım öteye taşınan, bölücü terörle de tırmandırılan zor bir dönemin geride kaldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması, bölgedeki sorunların çözümü, büyük ve güçlü Yeni Türkiye vizyonu için yoğunlaşacaklarını açıkladı.
“MİLLET, YERLİ VE MİLLÎ DURUŞ SERGİLEYENLERİN YANINDA YER ALDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım seçimlerinde millet iradesinin verdiği mesaja ilişkin ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Milletimiz, 1 Kasım’da, ‘Ben koalisyon istemiyorum, güçlü bir tek parti iktidarıyla yoluma devam etmek istiyorum’ mesajını verdi. Yine milletimiz, siyasetin meşru imkânları yerine terör örgütlerinin yöntemlerini benimseyenlere, bu yolun yanlış olduğunu, net bir şekilde ifade etti. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamı taşıyan taşkınlıklara yönelenler, milletimiz tarafından bir kez daha, seçim sandığı marifetiyle ikaz edildi, uyarıldı. 1 Kasım seçimleri göstermiştir ki, bu millet, Türkiye’yi istikrar ve güven ortamından uzaklaştıracak hiçbir siyasete, hiçbir girişime geçit vermemektedir. Bu ülkede demokrasiyi, huzuru, kalkınmayı, gelişmeyi önceliği haline getirmeyen hiçbir partinin, milletimizin takdirini, desteğini kazanamayacağı, açıkça ortaya çıktı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım seçim sonuçları ile toplum mühendisliği çabalarının, millî irade karşısında yine sonuçsuz kaldığının, milletin yerli ve millî duruş sergileyenlerin yanında yer alıp geleceğine sahip çıktığının görüldüğünü de sözlerine ekledi ve “Milletimizin teröre, terör örgütlerine, onlara sırtını dayayanlara, her türlü paralel yapıya ve bunlar karşısında gerekli dirayeti ortaya koyamayanlara mesajını açık bir şekilde ifade etmiştir” yorumunda bulundu.
“SEÇİM SONUÇLARININ EN ÖNEMLİ MESAJLARINDAN BİRİ DE YENİ ANAYASADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçlarının en önemli mesajlarından birinin de, yeni anayasa meselesi olduğunu ifade etti. Başbakanlığı döneminde, önceki yeni anayasa hazırlıklarında diğer komisyonlarda olduğu gibi Meclis’te temsil oranına uygun üye sayısı ile değil, her partiden eşit üye sayısı ile komisyon oluşturduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Halbuki o zamanlar bizim milletvekili sayımız 330’a yakındı, muhalefetin sayısı 220 idi. Onlar 9 üyeyle temsil edildi, partimiz 3 üyeyle temsil edildi. Ve buna rağmen dedik ki; ‘mesele bağcıyla değil üzümü beraber yiyelim, derdimiz bu.’ Ama ne yazık ki hepsi masadan kaçtı ve işi bitiremedik. Hatta belli mesafe alındı, dedik hiç olmazsa bunları kanunlaştıralım, bunda da kaçtılar. Temenni ederim ki yeni dönemde bu yeni anayasa hazırlıklarına katkı vermekten çekinmezler, bunu beraber masaya oturmak suretiyle hallederler. Milletimizin yeni anayasa talebi karşısında direnen, engelleyici bir tavır içine giren herkes bunun hesabını da 4 sene sonra yapılacak seçimde yine verir. Meclis’in fiilen çalışmaya başlamasıyla birlikte bu konunun partilerimiz tarafından samimiyetle ele alınacağına ve netice elde etmeye yönelik bir çalışma başlatılacağına inanıyorum. Bunu dün Başbakanımızın şahsımı ziyaretinde yine aramızda kısa da olsa görüştük ve diğer muhalefet partileriyle de yeni anayasayla ilgili bu görüşmeyi kendisi de yapacağını söylediler. Temennim odur ki inşallah burada da iyi bir netice alınır. Geçtiğimiz dönemde tartışma konusu olan tüm hususlar, yeni anayasanın hazırlanması sürecinde görüşülür, konuşulur, üzerinde uzlaşma sağlanması halinde de milletin huzuruna getirilir. Ben de Cumhurbaşkanı olarak üzerime düşen görev neyse bunları da harfiyen hiç gecikmeden desteğimi verir bir an önce milletimin uygulamasına sunulmasını ben de isterim.”
“BİZE BU VATANI DAR ETMEYE ÇALIŞANLARA, BİZ BU VATANI DAR EDERİZ”
Seçim sonuçlarının, umudunu Türkiye’ye bağlamış olan Balkanlardan Orta Asya’ya, Afrika’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyada da sevinçle karşılandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü, Türkiye güçlendikçe, Türkiye büyüdükçe, Türkiye istikrar ve güven ikliminde yoluna devam ettikçe, bu kardeşlerimiz de geleceklerine ümitle bakma imkanına kavuşuyor” şeklinde konuştu. Ay yıldızlı bayrağımızın ve kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarımızın flamalarının dünyanın her yerinde gönülden kabul görüp gözyaşları içinde karşılandığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir ülke için, bir millet için bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi?” dedi.
Konuşmasında Suriyeli ve Iraklı göçmenlerin sorunlarına, Türkiye’nin bu sorun karşısında gösterdiği tavra, Avrupa Birliği ülkelerinin yaşadığı paniğe de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurtuluş Savaşı’nın ne olduğunu çok iyi bilen bir millet olarak, istiklal mücadelesi veren kardeşlerimize sonuna kadar destek olmayı sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınanları kastederek, “Kendimizi onların yerine koyalım, ne yapardık acaba? Eğer bizi topraklarına kabul etmeyecek birileri olmazsa ne yapardık?’ diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Öyleyse bizim bu vatandan başka vatanımız olmadığına göre, bize bu vatanı dar etmeye çalışanlara, kusura bakmasınlar, biz bu vatanı dar ederiz, bunu da böyle bilsinler.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM KONUŞMA, TARTIŞMA DÖNEMİ DEĞİL; SONUÇ ALMA DÖNEMİDİR”
Terör örgütüne karşı, ülke içinde ve dışında süren operasyonların kararlı bir şekilde devam edeceğini, mücadelenin; terör örgütünün silahlarını bırakıp, toprağa gömüp üzerine beton dökünceye, tüm elemanların teslim olarak ya da ülke dışına çıkarak bütünüyle tasfiye oluncaya kadar süreceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili açıklamalarına şöyle devam etti: “Aynı şekilde, örgütün şehirlerdeki yapılanmaları tamamen çökertilene kadar güvenlik kuvvetlerimizin operasyonları, adli ve idari takibatları devam edecek. Önümüzdeki dönem konuşma, tartışma dönemi değil, sonuç alma dönemidir. Bu işe illa bir isim aranıyorsa, bunun adı artık, Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecidir. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize yönelik bu tehdide karşı en küçük bir müsamahamız yoktur, olmayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin Türkiye’nin geçen 13 yılda yaşadığı büyük dönüşümü görmezden gelemeyeceğini, artık devletin; vatandaşının inancına, kökenine, kültürüne, diline, düşüncesine, tüm farklılıklarına karşı saygılı olduğunu, bunun için gereken özgürlüğü ve imkânı onlara verdiğini kimse inkâr edemeyeceğini vurguladı. “Bu gerçekler ortada iken, hala baskıyla, şiddetle, silahla, kanla, canla, hendekle bir mücadele yürütmeye çalışmak, bu ülkeye ve millete en büyük ihanettir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütü ve onun güdümündeki partinin, geçtiğimiz yıldan beri çok kötü bir sınav verdiğini dile getirdi. Terör saldırıları sebebiyle kaybedilen vatandaşlara, verilen şehitlere, onların geride bıraktığı gözü yaşlı, gönlü yaralı eşlere, çocuklara ve anne-babalara, tüm bunların ötesinde millete karşı sorumluluklarının olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için işte bu sorumluluk her şeyin önünde gelir. Şehitlerimizin aziz ruhlarını asla muazzep etmedik, etmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
“BU DEVLET KÜRT İNSANINA KURŞUN SIKMAZ, TERÖRİSTE KURŞUN SIKAR”
HDP yetkililerinin, devletin bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelede verdirdiği kayıplara ilişkin, “2 bin Kürt insanı öldürüldü” şeklindeki sözde açıklamalarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kusura bakma, şunu bir defa öğrenmen lazım: Asla bu devlet Kürt insanına kurşun sıkmaz, bu devlet teröriste kurşun sıkar. Bizim indimizde terörist başkadır, benim Kürt kardeşim başkadır, bunu bir defa birbirinden ayıralım. Kimse de benim Kürt kardeşime terörist nazarıyla bakmasın, o ayrı, o ayrı, bunları birbirinden ayıracağız. Ama benim Mehmetçiğime, benim polisime, benim köy kurucusu kardeşime kim silahını doğrultuyorsa bunun bedelini ödeyecektir” sözlerine yer verdi.
Türkiye’nin halen devam eden büyük projelerini kısa sürede sonuçlandıracaklarını, bunlara yenilerini ekleyerek, Türkiye’nin kalkınma hamlesini daha ileriye taşıyacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi 2023 yılında dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden biri haline getirme hedeflerinden asla vazgeçmeyeceklerini kaydetti. Bu hedeflerin, artık, herhangi bir partinin, herhangi bir hükümetin değil Türkiye’nin ve milletimizin hedefleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin 78 milyon vatandaşının ve 81 ilinin tamamının Cumhurbaşkanı olarak, ülkemin ve milletimin iyiliğinden, güzelliğinden, hayrından başka bir şey istemem, dilemem mümkün değildir. Söylediğim her söz, yaptığım her eleştiri, ifade ettiğim her teklif bu çerçevede değerlendirilmelidir” diye konuştu.
“1 KASIM SEÇİMLERİNİN ÜLKEMİZ İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI RABBİMDEN NİYAZ EDİYORUM”
Bir olmak, iri olmak, diri olmak, kardeş olmak ve hep birlikte Türkiye olmak için, iktidarından muhalefetine kadar tüm siyasi partilerin, toplumun tüm kesimlerinin bir adım öne çıkması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu açıklamalara yer verdi: “1 Kasım seçimlerinin ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Hepsini de demokrasi yarışının galipleri olarak gördüğüm siyasi partilerimizi, milletvekillerimizi kutluyorum. Milletimizin her bir ferdine milli iradenin tezahürüne yaptıkları katkı için şükranlarımı sunuyorum. Her seçimde artan bir oranda yurt dışında oylarını kullanarak Türkiye’nin geleceği konusundaki o 4 saatlik, 5 saatlik yoldan gelerek saatlerce sandık başında, kuyrukta bekleyen yurt dışındaki vatandaşlarıma, tercihlerini ortaya koymaları sebebiyle şükranlarımı şahsım ve milletim adına ifade ediyorum.”
Muhtarlara hitaben, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, milletin evini teşrifleriniz sebebiyle her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını bitiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlardan; mahalle ve köylerindeki vatandaşlara selam, saygı ve muhabbetlerini iletmesini istedi.