Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni Yargı Reformu Stratejisinde 5 hedef gözetildiğini, 22 reform unsurunun bu pakette yer aldığını belirterek, "Birinci hedefimiz yargı bağımsızlığının ve özellikle tarafsızlığının daha da güçlendirilmesi" dedi.
Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü'nde, Yeni Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.Bugünün 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 22. ölüm yıl dönümü olduğunu anımsatan Davutoğlu, Özal'ın Türkiye'de bir çok devrim mahiyetindeki adımların öncüsü olduğunu ve kendisini rahmetle andığını söyledi.
Mehmet Selim Kiraz'ı da rahmetle andıklarını belirten Davutoğlu, "Öyle şahsiyetler, kişilikler vardır ki sadece hayattayken verdikleri emek ve gayretlerle değil hayatlarının sona eriş biçimi veya akıbetleriyle de tarihe geçerler. Mehmet Selim Kiraz, Türkiye'de yargı bağımsızlığının, tarafsızlığının, güvenliğinin sembolü olmuştur. İstanbul Adliye Sarayı da onun adıyla anılacaktır. Kendisi, geçmiş yargı hizmetleriyle de milletimizin ve yargı camiasının yüreğinde derin izler bırakmıştır" diye konuştu.
"OLAĞANÜSTÜ REFORMLARA İMZA ATTIK"
Son 12 yıl içinde Türkiye'nin olağanüstü reformlara imza attığını dile getiren Davutoğlu, bunun en önemli ayaklarından birinin yargı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, 12 yıl öncesiyle karşılaştırdığınızda yargı sisteminin tüm temel yasalarının gözden geçirildiğini, çağdaşlaştırıldığını, teknolojik gelişmelere uyumlu hale getirildiğini belirterek, diğer taraftan da fiziki kapasitenin artırıldığını ifade etti.
2002 yılında 569 bin metrekarelik adliye kapasitesinin 3 milyon metrekareye ulaştığı bilgisini veren Davutoğlu, adliye saraylarının görüşünün, çalışma şartlarının büyük bir devrim mahiyetinde süreçten geçtiğini bildirdi.
Başbakan Davutoğlu, "Yine de yargı öyle bir süreçtir ki hayat dinamikse ki dinamik, yargı mekanizmalarının işleyişinin de dinamik olması icab eder, sürekli bir reform halinde olması icab eder. İnsan hayatını etkileyen faktörler dinamik şekilde değişirken yargının statik olabilmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
Bu anlamda yargı reformu çerçevesinde 2010 yılında ilan edilen stratejinin ana unsurlarının hayata geçirildiğini belirten Davutoğlu, 2015 itibariyle gelecek dönemi kapsayacak 5 yıllık perspektifle yargı reformu kapsamında yapılacakları paylaştı.
YENİ TÜRKİYE SÖZLEŞMESİ
Yeni Türkiye Sözleşmesi'ni sunarken gelecek dönemde devleti inşa etmenin en önemli temellerinden birinin yargı reformu ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını koruyacak bir reforma ihtiyaç olduğunu aktardığını hatırlatan Davutoğlu, "Adalet mülkün temelidir deyişi aslında yargının, sosyal hayatın, devlet hayatının, siyasi hayatın, ekonomik hayatın en temel unsuru olduğunu açık şekilde ortaya koyuyor. Bu bakımdan yargı çerçevesinde son dönemde yaşadıklarımız açık şekilde gösteriyor ki Türkiye'de yargının hem işleyiş biçimi, dayandığı felsefi temel hem de diğer güçlerle ilişkisini ve toplum nezdindeki itibarını koruyucu, kapsamlı reformlara ihtiyaç vardır" değerlendirmesinde bulundu.
Bu çerçevede gelecek dönemle ilgili yine ruhunu ve özünü Yeni Türkiye Sözleşmesinde vurguladığı insan onuru kavramına dayalı olarak yargıyla ilgili atacakları adımları paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, "Bir kaç aydır gündemimizdeydi, bakanlar kuruluna sunuş yapıldı. Bakanlar kurulunda gözden geçirildi ve son çalışmalarla nihai haline kavuştu" dedi.
Davutoğlu, süreçte katkıda bulunan eski adalet bakanlarına da teşekkür etti.
Paketin, 23. fasıl başta olmak üzere AB entegrasyon süreciyle doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Bu reform sürecinde AB mekanizmalarıyla istişareler de yapılmıştır. Aslında 23. faslın şu ana kadar açılması icab ederdi ancak siyasi gerekçelerle hepinizin bildiği gibi sıkıntılarla karşılaştık ama biz yolumuza devam ediyoruz. AB'de nasıl bir yaklaşım benimsenirse benimsensin şundan emin olunmasını isterim ki, Türkiye ve hükümetimiz reform süreciyle ilgili kararlı yürüyüşünü sürdürecek" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Temelde 5 hedefi gözetiyoruzve 22 önemli reform unsuru bu paket içinde yer alıyor. Birinci hedefimiz yargı bağımsızlığının ve özellikle tarafsızlığının daha da güçlendirilmesi. Son yıllarda yaşadıklarımız, yargımıza olan güvenimiz tam ancak yargı içinde yapılanmalar ya da yargı dışında olabilecek gelişmelerle ilgili olarak bağımsızlığın ve tarafsızlığın yeniden kapsamlı şekilde güçlendirilmesi ihtiyacını açık bir şekilde ortaya koymuştur.
HESAP VEREBİLİRLİK
İkinci hedef, yargıdaki hesap verebilirliğin ve şeffaflığın artırılması. Demokratik hayatta şeffaflıktan azade hiçbir kurum olamaz, hiçbir yapı olamaz. Aynı şekilde hesap verebilirlik bütün demokratik kurumların, bütün kamu adına iş yapan herkesin mutlaka muhatap olması gereken husustur."
GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR
"Geciken adalet adalet değildir" sözünü paylaşan Davutoğlu, yargının daha hızlı ve verimli çalışmasının temin edilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de 2002'den önce dosyaların nasıl biriktiğinin aşikar olduğunu dile getiren Davutoğlu, bunu daha hızlı ve etkin kılacaklarını, paketteki tedbirlerin bir kısmının bununla ilgili olduğunu anlattı.
Vatandaşların memnuniyetini esas alan, insan odaklı bir sistemin geliştirilmesi ve özgürlüklerin koruyan ve geliştiren bir anlayışın hakim kılınmasını da hedeflediklerini belirten Davutoğlu, yargının sadece suçla ilgili olmadığını, aksine özgürlükleri koruyan, özgürlükleri tahkim eden, insan onurunu her alanda en iyi şekilde yaşanmasını temin eden ana faktör olduğunu söyledi.
Koyulan hedeflere ulaşmak için yapılacak çalışmaları da anlatan Davutoğlu, bunların bir kısmının 4-5 yıl alacağını, yürütme üzerinden yapılacak hususların hemen devreye sokulacağını, bazı hususların da istişareden geçirilerek olgunlaşacağını kaydetti.
Davutoğlu, alınan kararların yargı mensuplarıyla STK'larla barolarla ve bütün toplum kesimleriyle istişare edileceğini, nihai bir reform paketinden bahsetmediklerini bildirdi.
Yargıdaki çok başlılığı gidereceklerini ifade eden Davutoğlu, "İdari, adli, askeri gibi ayrımlar yargı sistemimizde var, uyuşmazlık mahkemeleri söz konusu bütün bunlar tekrar gözden geçirilip mümkün olduğu kadar yargı sistemini birbiriyle entegre birbiriyle çelişmeyen ve temel hukuk sisteminin her alanda uygulandığı bir yapıya dönüştürülecek" dedi.
ÇOK BAŞLILIĞIN GİDERİLMESİ
Davutoğlu, çok başlılığın giderilmesi için kamuoyuyla çok kapsamlı istişare, görüş alışverişi sağlanacağını söyledi.Yargının hesap verebilirliği ve şeffaflığını artıracaklarını da belirten Davutoğlu, şunları kaydetti. "HSYK'nın oluşumu Anayasa Reformuyla birlikte 2010'da yeni bir oluşuma geçildi ancak o günden bugüne yaşanan tecrübeler de var. Yine bütün toplum kesimleri, yargı mensuplarıyla istişareler içinde HSYK'nın oluşumu ve yapısı da dahil olmak üzere yargının hesap verilebilirliği ve şeffaflığını artıracağız. Bu kapsamda tüm yargı mensuplarının uyması gereken etik ilkeler yine yargı mensupları tarafından belirlenecek. Bunu yine dikkat ederseniz Yeni Türkiye Sözleşmesi'nde vurguladığım hususlardan biri hesap verebilirlik ve şeffaflık ve bütün toplum kesimleri için geçerli etik normları ortaya koymak. Bu yargı için de geçerlidir. Bu açıdan da yargı mensuplarımızın öncülük yapmasını bekliyoruz. Yalnız siyasilerin değil, kamu yönetiminin de halka karşı sorumluluğu var. Bu anlamda son derece şeffaf ve vatandaşlarımızın bilgisine sunulacak şekilde yargı kararlarını halka açacağız."
YARGIDA REFORM
Başbakan Ahmet Davutoğlu, vatandaşların hak arama yollarını güçlendirmek amacıyla devlet desteği sağlanarak hukuki himaye sigortasını teşvik edeceklerini belirtti.Davutoğlu, "Vatandaşlar, sağlık sigortası gibi hukuki himaye sigortasına girebilecekler ve devlet bu sigorta primlerinin belli bir nispetini karşılayarak bunu teşvik edecek" dedi.
Çankaya Köşkü'nde, Yeni Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı'na katılan Davutoğlu, yargının hesap verebilirliği ve şeffaflığını artırmak için mahkeme ve savcılıkların yıllık faaliyet raporları hazırlamasını zorunlu hale getireceklerini söyledi.
Bu faaliyet raporlarının yayınlanacağını, herkesin mahkemelerin hangi temele dayalı olarak hangi kararı aldığı konusunda bir erişme imkanına sahip olacağını anlatan Davutoğlu, "Böylece yargı organlarının faaliyeti, performansı, ilk defa kamuoyu tarafından bilinecek ve denetlenebilecek" diye konuştu. Şeffaflığı güçlendirmek için ayrıca yüksek mahkeme kararlarının herkesin erişimine açılmasını sağlayacaklarını belirten Davutoğlu, içtihat kararlarının halkın erişimine açılacağını ve şeffaflığın güçlendirileceğini ifade etti.
Hesap verebilirlik ve şeffaflık konusunda seçim sonrasında her alanda çok kapsamlı bir çalışma temposu içine gireceklerini kaydeden Davutoğlu, her alanda vatandaşların güven ve memnuniyetini öne alacaklarını, ölçeceklerini, yargıya güven ve memnuniyet anketleri yapacaklarını aktardı.
Başbakan Davutoğlu, halkın en fazla itibar ettiği kurumlarla ilgili şu anda anketler yapıldığını, yargının maalesef son yıllarda düşüş trendi içinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:"Siyasetle ilgili tartışmalar olabilir. Siyasi alanda farklı kanaatler doğaldır ama yargıya güvenin yüzde 70, 80, 90 olması bile yetmez. Yargıya güven yüzde 100 olmalı ki halk kendini huzurda hissedebilsin. Tuz kokarsa sözü tam da yargı için geçerlidir. O güveni sağlamak durumundayız. Yargı mensuplarımıza buradan seslenmek istiyorum, sizlerin halka vereceğiniz güven, toplumsal huzurun en önemli teminatıdır. Mahkemeye gittiğinde adaletle muamele göreceğini bilen birinden daha huzurlu bir insan olamaz. Vatandaşların evinde rahat uyuyabilmesi, mahkemelerin hak ve adalet dağıttığına dair güvenin olmasıyla ilgili."
"ANKETLER MORALLERİ BOZMASIN"
Anketlerde son dönemlerde görülen düşüşün moralleri bozmamasını isteyen Davutoğlu, birçok istenmeyen olay yaşandığını, yargı üzerinden siyaseti, kamu hayatını yönetmek isteyen, yargıda örgütlenerek birçok alana nüfuz etmek isteyenlerin çıktığını anlattı. Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu bazen darbe yönetimlerinde oldu, müdahaleler sonrası yargı farklı bir nitelik taşıdı. Sizi isteyen, oraya sokan irade bunu istiyor diye 27 Mayıs yargılamaları yapıldı. Bazen yargı sistemi içinde öbek öbek gruplar oluşturularak, 'şu daireye giderse şu karar, bu daireye giderse bu karar çıkabilir' gibi kanaatler hasıl oldu. Bazen son dönemde oldu, paralel yapılanma vesaire gibi. Bütün bunlara son verecek olan siyasi kararlar değildir. Yargıda kolektif karar yoktur. Her bir hakim, var olan hukuki normlar içinde tek başına, vicdanıyla karar verir. Hakimin verdiği karar denetime açıktır, üst mahkemelere açıktır ama şu anda bizim yargı mensuplarımızdan istirhamımız, tarafsızlık ve bağımsızlığa halel getirecek bir rica değildir. Her şeyden önce kendilerine öz güven içinde bu kamuoyu memnuniyetini ve yargımızın itibarını yükseltmek, daha iyi bir noktaya taşımaktır. Yargıya tekrar itibar kazandırmak durumundayız. Bunun da üst sınırı, limiti yoktur. En çok güvenilen değil, herkes tarafından güvenilen bir kurum olmak durumunda yargı."
"ULAŞILABİLİR ADALET"
Vatandaşın adalete erişimini kolaylaştıracaklarını ifade eden Davutoğlu, "Buradaki temel ilke herkes için ve ulaşılabilir adalet ilkesidir" dedi.Vatandaşların hak arama yollarını güçlendirmek için devlet desteği sağlanarak, hukuki himaye sigortasını teşvik edeceklerini kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Yani vatandaşlar, sağlık sigortası gibi hukuki himaye sigortasına girebilecekler ve devlet bu sigorta primlerinin belli bir nispetini karşılayarak bunu teşvik edecek. İnsanlık hali, her an hukuki bir durumla karşılaşabiliriz. Acaba avukatlık parasını nereden bulacağız, mahkeme masrafını nasıl karşılayacağız diye bir kaygı duymamak için vatandaşlarımızın her biri gönüllü olarak hukuki himaye sigortasına girebilecek ve girenleri de biz destekleyeceğiz. Böylece insanlık hali, karşılaşıldığında, sağdan soldan borç bularak ya da mahkeme masrafını karşılayamam korkusuyla hak arama konusunda vatandaşlarımız tereddüde düşmeyecekler."
"ADLİ YARDIMA 250 MİLYON LİRA"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, maddi durumu zayıf ve yetersiz vatandaşlara ücretsiz avukat sağlanmasını kapsayan adli yardım uygulamasını genişletecek ve kolaylaştıracaklarını anlattı. Adli yardım konusunda geçen sene avukatlara 250 milyon lira ödendiğini bildiren Başbakan Davutoğlu, adli yardım uygulamasının devam edeceğini, ayrıca himaye sisteminin de getirileceğini kaydetti.
Davutoğlu, bazı ülkelerde uygulanan, avukatların belli sürelerde gönüllü olarak ücretsiz hizmet vermesi uygulamasını da hayata geçireceklerini kaydetti. Tıpla hukuku birleştiren "hukuk kliniği" kavramını yerleştirip, geliştireceklerini söyleyen Davutoğlu, üniversitelerle işbirliği halinde belli hukuki yardım sistemleri, hukuki kliniklerin kurulacağını anlattı.
MAĞDUR HAKLARI
Mağdur haklarını da güçlendireceklerini vurgulayan Davutoğlu, yeni yaklaşımlarının mağdur odaklı yaklaşım olacağını söyledi. Davutoğlu, bu konuda temel bir kanun hazırlığının sürdüğünü, seçimden sonra ilk devreye sokacakları kanunlardan birinin bu olacağını kaydetti.
Bu kanun ile mağdur haklarının güçlendirileceğini, tekrarlanan mağduriyet olmaması için takip sistemi kurulacağını ve mağdurlara özgü uygulamalar getirileceğini anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Amacımız, eski hükümlülere sağladığımız kamuda istihdam gibi bazı imkanların mağdurlara da sağlanması. Mağdurlar, şiddete uğrayan kadınlardan çocuklara ve diğerlerine kadar onların kamuda rehabilite edilmesi, gerekirse istihdam edilmesine dönük de özel bir kanuni düzenleme de planlıyoruz. Yine bu kanunla ağır şiddet suçundan mağdur olmuş kişilerin zararlarını sorumlulara rücu ettirmek suretiyle devlet ödeyecek. Bu, devrim mahiyetinde bir adım. Yani ağır şiddet suçuyla mağdur edilmiş, tazmin edilmesi gereken bir durumla karşı karşıya kalmış mağdur, devlet bu tazmini yapacak, rücuyu da suçu işleyene döndürecek."
Başbakan Davutoğlu, şiddet nedeniyle sağlığı bozulanların tedavilerinin de devlet tarafından sağlanacağını ifade ederek, bunun da devrim mahiyetinde bir adım olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, avukatlık müessesini, savunmayı güçlendireceklerini de belirterek, "Savunmanın güçlendirilmesi adına, ilgili meslek kuruluşlarıyla işbirliği içinde, mesleğin sorunlarına son verecek adımlar atıp, yeni düzenlemeler hayata geçireceğiz. Bu kapsamda avukatlık kanununu baştan sona, barolarımızla avukatlarımızla işbirliği, görüşme halinde yenileyeceğiz" diye konuştu.
Noterlik sistemini yeniden yapılandıracaklarını da ifade eden Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun kastettiği tarzda bir noterlik sistemi değil. Siyasilerin notere gitmesi gibi bir uygulama tarihte ilk defa bizde görüldü. Kılıçdaroğlu bazen yeni şeyler keşfediyor ama yanlış şeyler keşfediyor ama en azından noterlerimizi gündeme getirdiği için pozitif değerlendirebiliriz" dedi.
Noterlik sistemini güçlendireceklerini, noterlere bazı çekişmesiz yargı işlerini vererek, yargı organlarının iş yükünü hafifleteceklerini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "Çok basit bir iki görüşmeyle halledilebilecek hususlar yargıya kadar intikal ediyor. Halbuki noter huzurunda iki taraf görüşlerini ifade etse, uzlaşma sağlansa, noter o görüşme neticesinde özellikle gayrimenkullerle ilgili bazı konularda yetkilendirilip daha ilk aşamada koruyucu hekimlik, ilk aşama hukuk aşaması gibi muhataplarla görüşüp bir sulh üzerinde sonuca varırlarsa mahkemelerin önündeki yükler de azalacaktır."