‘Yaşasın Millet’

AHMET TOPAL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni anayasamız bürokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır" dedi.
AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinde yeni bir anayasa için kendilerine hayati bir görev verildiğini söyledi. AK Parti hükümetinin önündeki en öncelikli meselenin yeni anayasa çalışmaları olduğunu kaydeden Erdoğan, "Konu TBMM'nin ve siyaset kurumunun en önemli gündem maddesidir. İstiyoruz ki milletçe gelin bu üzümü yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım, bu işi bitirelim. Çünkü biz söz verdik, bu sözü yerine getireceğiz" dedi.
POZİTİF İKLİM

Milletin eliyle yapılacak yeni anayasa için siyaset kurumu başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerle birlikte son derece pozitif bir iklimin mevcut olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''İyi bir başlangıç yapılmıştır, inşallah bir irade zaafına uğramadan, politik rekabete feda etmeden Türkiye'ye yaraşır bir vakar ve olgunlukla bu işi tamamlayacağız. Yeni anayasamız bürokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır. Bugünkü ihtiyacımıza ister yeni bir 'kontrat' diyelim, ister yeni bir 'mukavele' diyelim, ister adına 'yeni bir toplumsal sözleşme' diyelim, demokrasimizi geliştiren, özgürlük alanlarını genişleten yeni bir anayasa şart olduğunda herkes hemfikirdir. Biz, 'kontrat' gibi, 'mukavele' gibi, 'sözleşme' gibi kavramların hepsinin sınırlayıcı ve yetersiz olduklarını düşünüyoruz. Zira, millet eliyle yapılacak olan bu anayasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına kendi ülkelerinde 'ev sahibi' olduklarını hissettiren, vatandaşlık aidiyetlerini perçinleyen bir anayasa olacaktır. Bu anayasa, 'kiracı' ile 'ev sahibi' arasında bir 'mukavele' değil, istisnasız her vatandaşımızın hukukunu güvenceye alan bir 'toplumsal mutabakat metni' olmalıdır" diye konuştu.
YENİ BİR DÖNEM

''Yeni bir dönemin, yeni bir maratonun başındayız. Alnımız ak, yüzümüz ak olarak milletimizin huzurundayız'' diyen Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'nin imar ve inşası yolunda Türkiye'ye büyük eserler kazandırdıklarını söyledi. Şimdi daha büyük eserler kazandırmak için güçlerini, enerjilerini topladıklarını ve yeniden koşmaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Bu maratonun sonunda da milletimize altın madalya getireceğiz, bayrağımızı onurla göndere çekeceğiz'' dedi.
"İLK GÜNDEN İTİBAREN ÜLKEMİZ AYAĞA KALKTI"
İktidarlarından önceki döneme de değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye uçurumun kenarına getirilmişti, siyaset kurumunun takat ve dermanı kalmamıştı, demokratik mekanizmalar kilitlenmişti, ülkemiz krizden krize sürükleniyordu. Hamdolsun, iş başına geldiğimiz ilk günden itibaren ülkemiz ayağa kalktı. AK Partiyle geldi büyüme ve gelişme. AK Parti ile 'kriz' kavramı adeta tarih oldu. 9 senelik iktidarımızda geriye doğru tek bir adım atmadık. Sürekli ileri bir demokrasi için, ileri bir hukuk düzeni için, sürekli refah ve toplumsal huzuru artırmak için alın teri döktük ve bugünlere geldik. AK Parti ile birlikte, Türkiye çözümsüz görünen sorunların üstesinden geldi, demokratik istikrar oturdu, ekonomi ile birlikte halkımızın ekmeği, aşı büyüdü. AK Parti ile birlikte Türkiye'nin sözü bütün dünyada dinlenir oldu, saygınlığımız en üst düzeye çıktı.''
Bütün enerjilerini toplayarak yeni bir başlangıç yaptıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
''İktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermiyoruz, zira gücümüzü milletten alıyoruz. 'Yaşasın millet' diye girdiğimiz yolda ülkemizin yeni hedeflerine milletimizle beraber yürüyor, beraber koşuyoruz. Nice engeller, nice barikatlar aştık. Sayısız tahkir ve tezyife muhatap olduk ama yolumuzdan dönmedik. 'Bu şarkı burada bitmez' dediğimizde yüreklerimizde bu ülke için büyük bir aşk ve heyecan vardı. Ondan önce de sayısız tuzakla karşılaştık, ondan sonra da yolumuza sayısız barikatlar kuruldu, duvarlar örüldü. Ama Allah'ın lütfu ile o şarkı orada bitmedi ve giderek milletimizin gönlünde yankılandı. 'Kimsesizlerin kimi olmak' gibi ulvi bir idealle çıktığımız yolda daima milletimizle el ele, gönül gönüle olduk. Büyük milletimizin teveccühü ile partimizi kurduğumuz gün, 'bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik ve Allah'a şükür geride bıraktığımız 9 yılda hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ne siyaset eskisi gibi oldu, ne de devlet mekanizması eskisi gibi işledi. AK Parti ile beraber Türkiye'nin bütün göstergeleri pozitif istikamete çevrildi. Türkiye, dünyanın yıldızı en parlak ülkeleri arasına girdi. olun başı ile bulunduğumuz yeri sürekli hatırlıyor ve hatırlatıyorum çünkü zeminimizi asla unutmamak zorundayız. Unutmayalım ki zeminlerini unutanlar, söylem ve eylem tutarsızlığına düşmeye mahkum olurlar. Tutarsızlığa düşenler siyasetten tasfiye olmaya mahkumdurlar. Biz ise milletin önüne düşmedik. Hiçbir zaman millete 'düşün peşimize' demedik ve bu psikoloji içinde olmadık. Biz, 'Türkiye'de bundan böyle, millet siyasetin arkasından gitmeyecek, siyaset milletin arkasından gidecek' derken bunu bütün içtenliğimizle söyledik ve bu anlayıştan vazgeçmedik.''
"HAMDOLSUN AK PARTİ DÜNYA PARTİSİ OLDU"
Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel seçiminde bütün partilerin toplamından daha fazla oy aldıklarına belirterek, "İftiharla söyleyeyim ki seçimden sonra da yükselişimiz devam ediyor. Ne kadar hamdetsek, ne kadar şükretsek azdır. Aynı gün bir şey daha söyledik; 'AK Parti Türkiye partisi değil, dünya partisi olacak' dedik. Hamdolsun AK Parti dünya partisi oldu. Geldiğimiz noktada ise kendimizi yenilemek zorundayız. Zira, siyasetimizi sadece rakamlarla ifade edemeyiz, ölçemeyiz. Bize göre, asıl olan kemiyet değil keyfiyettir; asıl olan nicelik değil, niteliktir. Bizim adalet ve kalkınma idealimiz hiçbir zaman maddi refahla, ekonomik göstergelerle, istatistiklerle sınırlı bir tasavvur değildir. Bakınız, şu gerçeği özellikle ifade ediyorum; ahlaki zemin esas alınmadan, adalet olmadan, paylaşma olmadan evrensel değerler sistemi esas alınmadan adalet sağlanamaz. Adaletin, paylaşmanın esas alınmadığı bir kalkınmanın ise bize göre hiçbir anlamı yoktur. Geride bıraktığımız iki dönemi 'aksiyon dönemi' olarak isimlendirirsek, 2023 hedeflerimize varmak için önümüzdeki dönemi çok daha farklı bir anlayışla yönetmek zorundayız. Bireye, aileye, topluma ve toplumsal dokuya daha ziyade özen göstermek durumundayız. Kısaca, yeni dönemde adalete, hakkaniyete, paylaşıma, kaliteye daha çok odaklanmaya mecburuz. Bunu kentleşmeden eğitimin kalitesine kadar hayatın her alanını kastederek söylüyorum" şeklinde konuştu.

"DİNİ ZERDÜŞTLÜK OLANIN BAŞÖRTÜYLE NE İŞİ OLABİLİR Kİ?"
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs sorunun AB için artık bir 'namus meselesi' olduğunu söyleyerek, "Bizim için yok hükmünde olan üyeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız. 6 ay içinde AB karşısında Türkiye'yi bulamayacaktır. Çünkü muhatabımız olmayan bir Güney Kıbrıs vardır" dedi.
AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, yeni yasama yılını işaret ederek, "Şimdi daha fazla eserler kazandırmak için gücümüzü enerjimizi topladık" dedi.
KRİZ KAVRAMI TARİH OLDU

"Bizden önceki tabloyu hatırlayalım Türkiye, uçurumun kenarına getirilmişti" diyen Başbakan Erdoğan, "Hamdolsun iş başına geldiğimiz günden itibaren ülkemiz ayağa kalktı" diye konuştu.
AK Parti ile birlikte kriz kavramının adeta tarih olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, AK Parti ile birlikte Türkiye'nin çözümsüz görünen sorunların üstesinden geldiğini belirtti. AK Parti ile birlikte Türkiye'nin sözü bütün dünyada dinlenir hale geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Gücümüzü milletten alıyoruz. 'Yaşasın millet' diye girdiğimiz yolda, ülkemizin yeni girdiği yolda hedeflere birlikte yürüyoruz" diye konuştu.
MİLLETLE GÖNÜL GÖNÜLE

Sayısız barikat ve sayısız tuzaklarla karşılaştıklarını belirten Başbakan, "Milletimizle gönül gönüle olduk, partimizi kurduğumuz gün 'bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik ve Allah'a şükür geride bıraktığımız 9 yılda hiçbir şey eskisi gibi olmadı" dedi.
"Zeminimizi asla unutmamalıyız" diyen Erdoğan, zeminini unutanların söylem ve eylem tutarsızlığına düşmelerinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Türkiye'nin gücünü toplaması, güçlü bir irade oluşturması durumunda bütün güçlükleri aşacağına inancının tam olduğunu belirten Başbakan, 12 Haziran seçimlerinde bütün partilerin toplamından daha fazla oy aldıklarını söyledi.
"Geldiğimiz noktada kendimizi yenilemek zorundayız" diyen Erdoğan, "Bize göre asıl olan nicelik, değil niteliktir. Bizim Adalet ve Kalkınma idealimiz hiçbir zaman maddi refahla, istatistiklerle sınırlı bir tasavvur değildir" diye konuştu.
Evrensel değerler sistemi esas alınmadan adaletin sağlanamayacağını ifade eden Başbakan Tayyip Erdoğan, "Yeni dönemde adalete, hakkaniyete, paylaşıma, kaliteye daha çok odaklanmaya mecburuz. Bunu kentleşmeden, eğitimin kalitesine kadar hayatın her alanını kastederek söylüyorum" şeklinde konuştu.
"MİLLETÇE BU İŞİ BİTİRELİM"
Önlerindeki en öncelikli görevin yeni Anayasa olduğunu belirten Erdoğan, "Biz bütün samimiyetimizle, ön yargılar olmadan, ön kabuller olmadan bütün inandıklarımızı ortaya açıkça koyuyoruz. Ve bizim 326 milletvekilimiz var demedik. En güçlü grubu bulunan parti biziz demedik" diyerek bütün partilerin eşit bir üye verdiğine dikkat çekti. Anamuhalefet partisi ile AK Parti'nin eşit bir üye verdiğini söyleyerek, "Niye? Milletçe bu işi bitirelim. Bağcıyı dövmeyelim" değerlendirmesini yaptı.
Bütün toplumsal kesimlerle birlikte son derece olumlu bir iklimin olduğunu düşündüğünü kaydeden Erdoğan, "İnşallah bir irade zaafına uğramadan, politik rekabete kurban gitmeden, olgunlukla bu iş biter" dedi.
Başbakan yeni Anayasa ile ilgili olarak ise, "Yeni Anayasamız, bürokratik değil, milletimizin eseri olacak. Özgürlükleri baştan sınırlayan, toplumu şekillendirmeyi hedefleyen anayasa değil, evrensel değerlerle tezat teşkil etmeyen anayasaya ihtiyacımız var" değerlendirmesi yaptı.
"Devleti millete ait kılan ve vatandaşlık aidiyetini perçinleyen bir Anayasaya ihtiyacımız var. İşte bunu gerçekleştirmemiz lazım" diyen Başbakan Erdoğan, "Bu milletin ebediyete birlik için de yürümesini Allah'ın izniyle hiçbir beşeriyet engelleyemeyecektir" dedi.
Yeni Anayasa'nın 'toplumsal bir mutabakat' olması gerektiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Türkiye yeni dünyanın kutup yıldızı olmak için sabırsızlanıyor. Türkiye bütün hesaplarını yeni baştan yapmak zorunda. Eski yanlışların yerine yeni doğruları koymak zorunda. Yeni bir sayfa başlıyor" diyerek çapsız zihniyetler yüzünden Türkiye'nin kuruşa muhtaç hale getirildiğini söyledi.
"Kökü asırlar öncesine uzanan bu millet, bu kahırlı manzaraları kendisine de ülkesine de yakıştıramıyordu. Ancak büyük bir millet olmanın verdiği metanetlerini korudular, aklıselimden taviz vermediler" diyen Erdoğan, siyasetçilerin Türkiye'nin tablosunu bozduğunu fakat milletin ise yeniden bu tabloyu düzelttiğini belirtti.
Meclis'teki başörtü önergesine de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçen hafta bir grup çıkıyor, önerge sunuyor. Böyle bir derdi yok. Madem böyle bir şey yapıyorsun, çık yap. Neden başörtüleri istismar ediyorsun? Senin böyle bir derdin yok ki; dini Zerdüştlük olanın başörtüyle ne işi olabilir ki?"

TERÖRLE MÜCADELE
"Herkes müsterih olsun, bu ahengi kimseye bozdurmayacağız" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ayağına zincir olmak isteyenlerin, genç, çocuk demeden ocak söndüren canilerin mutlaka ve mutlaka kaybedeceklerini belirtti. "Demokrasinin yollarına mayın döşeyenlerin, kandan beslenmesine izin vermeyeceğiz" diyen Erdoğan, terörle mücadele yeni bir dönemin başladığını belirtti ve "Şartlar neyin yapılmasını gerektiriyorsa, o yapılacak" dedi. Terörün maliyetini en çok bölge insanının ödediğini belirten Başbakan, "Terörist acıyı büyütmek için evine ekmek alan polisime ve askerime kurşun sıkıyor. Ve bunu kalleşçe yapıyor. Gelip arkadan sıkıyor" dedi. "O cinayet örgütü kaos istiyor" diyen Erdoğan, Türk milletinin bu tuzağa düşmeyeceğini dile getirdi. Erdoğan, "Terör yoluyla bu milleti birbirine düşürmek isteyenler bu karanlık ideallerine hiçbir zaman kavuşamayacaklar" dedi.
"BM'DE TÜRKİYE'NİN YÜKSELİŞİ KONUŞULUYOR"
AK Parti'nin Türkiye'nin dış politikasını değiştirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi artık, gündemi belirlenen bir Türkiye yok, artık gündemi belirleyen bir Türkiye var. Böyle bir duruma geldik" dedi.
Milletin tasvip etmediği hiçbir politikanın peşinden gitmediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Halka rağmen hiçbir siyaset meşru sayılamaz" dedi. Beyrut'ta, Şam'da yankılanan Türkiye'nin sesine kulak tıkamanın yöneticilere hiçbir şey kazandırmayacağını belirten Başbakan, "Yegane ve samimi arzumuz, huzur ve sevgi dolu bir dünya idealine hep birlikte kavuşmaktır" diye konuştu.
Bugün BM'de Türkiye'nin haklı tezlerinin, Türkiye'nin yükselişinin konuşulduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlar" diyerek, Türkiye'nin yeniden ayağa kalktığını söyledi. Rusya ile olan ilişkilerin hızla derinlik kazanırken, ticaret hacminin de arttığını söyleyen Başbakan, "Artık Türkiye alan el değil, veren eldir" dedi.
"KIBRIS AB İÇİN ARTIK BİR NAMUS MESELESİDİR"
Kıbrıs'ta tek taraflı olarak doğalgaz veya petrol araması yapanların bunun misliyle karşılığını göreceğini belirten Başbakan, "Kıbrıs bizim milli davamızdır" diyerek çözüm için işi hep yokuşa süren tarafın Rumlar olduğunu belirtti. Çözüm istemeyen tarafın Rumlar olmasına rağmen yine ödüllendirilen tarafın Rumlar olduğunu belirten Başbakan, "Bu artık Avrupa Birliği için bir namus meselesidir. Bunu böyle bilmeliler" dedi. Başbakan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Avrupa Birliği, ya 2004 yılında yaptığı tarihi hatadan geri dönecek KKTC ile ticaretin önünü açacak ya da Rum kesimini şımartmaya devam ederek ömür boyu bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacak. Tek taraflı Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin üstleneceği bizim için yok hükmünde olan üyeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız. 6 ay içinde AB kaşsısında Türkiye'yi bulamayacaktır. Çünkü muhatabımız olmayan bir Güney Kıbrıs vardır. Kendilerine bu güne kadar söyledik."
ÖTV ZAMLARI
ÖTV zamlarına da değinen Başbakan Erdoğan, medyada milletvekillerinin maaşlarına zam yapıldığı yönünde haberler olduğunu belirterek, "Biz bu ara bazı ürünlere zam yaptık. Tabii hemen başladılar. Milletvekilleri kendi maaşlarına baksın. Kim yapıyor bu işi medya eline dilin dursun. Biz şu 9 yıllık süre içerisinde biz milletvekillerine zam yapmadık. Sadece en düşük memur ne alıyorsa zam noktasında, milletvekili de onu aldı" diye konuştu. Milletvekillerinin oturduğu lojmanları sattıklarını belirten Erdoğan, "Benim milletvekillerim kirada oturuyor" diyerek çıkan haberlere tepki gösterdi.
"PORSCHE KULLANACAĞINA, FİAT KULLAN"
"Kardeşim sigarayı içmezsin olur biter" diyen Erdoğan, "Alkolü biraz daha az tüketirsin olur biter. Porsche kullanacağına gel Fiat kullan, Wolkswagen kullan ne olacak" diyerek esprili bir şekilde yapılan zamları değerlendirdi. "Biz eşeği sağlam kazığa bağlayacağız. Ondan sonrası Allah'a emanet" diyen Erdoğan, Türkiye'nin Yunanistan gibi olmayacağının da sinyalini verdi. Türkiye'nin sağlıkta bir devrim yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Adeta devleti feda edecek yatırımlar yapıyoruz sağlıkta. Niye? Benim vatandaşım rahatsız olduğu zaman her yerde rahatlıkla tedavi için bir yere ulaşabilsin diye" şeklinde konuştu. ı d
Zamların enflasyonun altında olduğunu belirten Başbakan, "Biz sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bu yapılan zamlar enflasyonun üstünde olan zamlar değildir. Enflasyonun altında olan zamlar değildir" dedi. Piyasanın güçlü ve düzgün olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Piyasaları provoke etmek isteyenler de bilsinler ki, karşılarında biz varız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız" diye konuştu.

 "TÜRKİYE'NİN KAMU BORÇ ORANI, AVRO BÖLGESİNİN YARISI KADAR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerinde olduğunu belirterek, "Tüm kurumlarımızla gerekli tedbirleri alacak güçte ve kararlılıktayız ama piyasaları provoke etmek isteyenler olursa onlar da bilsinler ki karşılarında biz olacağız. Ne gerekirse onu yaparız" dedi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2023 yılında kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, iktidara geldiklerinde 36 milyar dolar seviyesinde olan ihracatın büyük bir sıçrama ile 2008 yılının sonunda 132 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Küresel kiriz nedeniyle 2009-2010 yıllarında bir miktar gerileme yaşandığına işaret eden Erdoğan, uygulamaya koydukları yeni stratejilerle bu yıl Eylül ayı itibariyle yıllık ihracatın yeniden 2008'deki rekor seviyeyi yakaladığını söyledi. Erdoğan, hedeflerinin 2023'te 500 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye olduğunu belirtti. Görevi devraldıkları 2002 yılında hazinenin ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanabildiğine işaret eden Erdoğan, sağlanan istikrar ve güven ortamı sayesinde 2010 yılında hazinenin borçlanma faizinin yüzde 8,1'e düştüğünü belirtti. 2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5 düzeyinde olan kamu faiz ödemelerinin, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar gerilediğini anlatan Erdoğan, geçmişte vatandaşın cebinden faize giden paranın bugün yatırım, sosyal destek ve hizmet olarak vatandaşa geri döndüğünü ifade etti.

Milletle el ele, bundan çok daha fazlasını başaracak güçlerinin de, enerjilerinin de, potansiyellerinin de olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeter ki birbirimize bağlılığımızı, ülkemize sevgimizi, huzur ve istikrarımızı kaybetmeyelim. Siyasi istikrarla ekonomik istikrar ilişkisini en iyi ortaya koyan tablo, Türkiye ekonomisinin bugün ulaştığı noktadır. Şimdi yepyeni bir anayasayla ülkemizde istikrarı kurumsallaştırmak istiyoruz. Demokrasi ile kalkınma birbirinden ayrılamaz. Hep beraber hazırlayacağımız modern ve sivil bir anayasayla sadece istikrarı değil, Türkiye'nin diğer bütün kazanımlarını da kalıcı hale getirme imkanı bulacağız" değerlendirmesini yaptı.

Bugün Avrupa'nın çok büyük bir borç krizi içinde olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'de kamu borcu diye bir sorunun kalmadığını söyledi. Uyguladıkları politikalarla kamu borcunu riskli seviyelerden makul seviyelere düşürdüklerini dile getiren Erdoğan, 2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 olduğunu, Avrupa ülkelerinde bu oranın yüzde 85,1, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80 olduğu bildirdi. Erdoğan, "Türkiye'nin kamu borç oranı, Avro bölgesinin yarısı kadar. Bu yıl bu oranın yüzde 40'ın altına inmesini bekliyoruz" dedi.

MAKRO EKONOMİK TEMEL

Türkiye'nin dünyada en sağlam makro ekonomik temellere sahip ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, dünya ekonomisindeki kırılganlıklar ve belirsizlik ortamının, en azından bir süre daha devam edecek gibi göründüğünü bildirdi. Bu olumsuzlukların, küresel sisteme entegre olmuş Türkiye piyasalarına kısa vadeli yansımalarının doğal olduğunu kaydeden Erdoğan, "Sakın bunlardan endişe etmeyin. Biz güçlüyüz çünkü yere sağlam basıyoruz. Ama televizyon ekranlarında da birilerinin böyle hayali atıp tutmalarına kulak asmayın. Çünkü onların Türkiye'de ne olduğundan haberleri yok. Onlar sadece kitap kapaklarının arasında kalmış düşüncelerdir. Ülke dışında yaşananların orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisine kalıcı, olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Ekonomimiz sağlam temeller üzerindedir. Tüm kurumlarımızla gerekli tedbirleri alacak güçte ve kararlılıktayız ama piyasaları provoke etmek isteyenler olursa onlar da bilsinler ki karşılarında biz olacağız. Ne gerekirse onu yaparız" şeklinde konuştu. Erdoğan, şu anda inşaat sektöründe buna benzer bazı şeyler olduğuna işaret ederek, "Bugüne kadar bakanım söyledi, şimdi de ben söylüyorum. Eğer bu böyle devam ederse bilesiniz ki karşınızda bizi bulacaksınız. Çünkü bizim için inşaat sektörü önemlidir. İnşaat sektöründe piyasaları bu şekilde etkileme yoluna gitmek kimsenin haddine değildir" dedi.