Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ülkemizde bir 'hendek terörü' yaşandığını belirterek "Bölgede yaşanan şey yeni bir tehcir olayıdır. Hendek yeni bir tehcir ortaya çıkarmıştır, teröre sempati duymayan, destek vermeyen insanların yaşadıkları zorluklardan dolayı evini barkını bırakarak çıkması 250 bine yakın insanın batıya göç etmesi hendek tehciridir" dedi.
Başkan Yalçın, Eğitim Bir-Sen Afyonkarahisar Şubesi tarafından gerçekleştirilen birlik, beraberlik yemeğine katıldı. Termal bir otelde verilen yemeğe AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Hatice Özkal, Ali Özkaya ile sendika, sivil toplum, siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda sendika üyesi katıldı. Toplantının açılışında konuşan ve Memur-Sen’in hedefleri hakkında bilgi veren Başkan Yalçın, Memur-Sen’in sendikacılık anlayışının sadece ücret ile ilgili olmadığını kaydetti. Memur-Sen’in 1 milyon sayısını kısa hedef olarak gördüğünü hatırlatan Başkan Yalçın, şöyle konuştu: “Yan yana gelmiş, kol kola girmiş birlerin bereketinin bu ülkede neleri değiştirdiğini, neleri dönüştürdüğünü topluma yaşatmış ve bizzat göstermiş bir teşkilat olarak, bizim sendikacılığımız sadece bu ülkenin çalışma hayatı ile ilgili olamaz diyoruz. Bizim sınırlarımız cetvelle çizilmiş ülkelerden ibaret olamaz, bizim yürüyüşümüzü, bizim duruşumuzu, bizim sendikal hareketimizi ücret kavgasının içerisine hapsetmek, bizi ülkede ‘ülke yansa da umurumda değil, ben ne aldım?’ gibi bencil safın içerisine çekerken bu bizim asla sendikal ufkumuz ve tavrımız olamaz.”
“KÜRESEL FAİZ LOBİSİNİN BEDAVA KUMANYALARINI YİYİP MİLLETE TEHDİT FIRLATTILAR”
Konuşmasında demokrasi vurgusu yapan ve geçmiş dönemlerde yaşanan “darbe ve muhtıra” süreçlerine değinen Yalçın, Gezi Parkı eylemleri ile ilgili şunları söyledi:
“Küresel sistem ırgatı değiştirdi KESK ve DİSK’e nöbeti devretti. Dedi ki ‘nöbet sizde diğerleri nadasa geçsin.’ Biz Gezi’de kargaşa başladığında ‘bu ülkeye bir operasyon çekiliyor, bu küresel bir operasyon’ dediğimizde bize ‘hükümete yakın konuşuyorsunuz’ denildi. Mesele ağaçlar olmadığı orada bir katılımcının sanatçı görünümlü provokatörün attığı twit ile ortaya çıkmıştı. Ama bizi doğrulayan gelişme Ankara’ya giden heyetin Başbakana sunduğu teklif ile ortaya çıktı. O teklifin içerisinde KESK eski Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul vardı, teklif neydi? 3 teklif. Küresel faiz lobisinin bedava kumanyalarını yiyip millete tehdit fırlatanlar, yedikleri içtikleri bedava bira ile ağaç diplerine kusmuk fırlatanlar Ankara’ya gittiklerinde 3 teklifi sundular. Kanal İstanbul olmasın, 3. havalimanı ve 2 köprü olmasın, onun için Memur-Sen ailesi millete operasyon çekildiği her süreçte ‘yeter artık’ diyerek dalga kıran görevi görmüştür tıpkı 17-25 Aralıkta olduğu gibi.”
“KULLANILACAK VESAYETE IRGATLIK EDECEK BİR ÇOK YAPI BULUNABİLİR”
Başkan Yalçın, konuşmasında paralel devlet yapılanması ile ilgili şunları söyledi:
“Biz, 17-25 Aralık'ta ‘milletin size sağladığı krediyi yanlış değerlendirmeyin, milletin kursağından çocuğunun rızkından eksiltip, hizmet bekleyerek himmet ettiği şeyleri yanlış değerlendirmeyin. Bu bir küresel operasyondur siz buna aletsiniz, dün postmodern darbe vardı, şimdi dostmodern sizinle çekiliyor’ diyip sesimizi yükselttiğimizde mesele dershane dediler. Eğer bu dershaneler olmasa çocuklar dağa çıkar dediler. Biz Gezi’de, mesela ağaç olmadığı gibi mesela dershane değil dediğimizde bize öfke kustular. Ama Diyarbakır Belediyesinin arka kapısından seçim arasında girdiklerinde, pazarlığa tutuştuklarında bizi doğruladılar mesele dershane değil. Onun için biz ‘hizmetinizi hezimete, cemaatinizi cehalete dönüştürmeyin’ diye çağrıda bulunduk. Alışık olduktan sonra bu ülkede semer vurulacak bir sürü teşne yapı bulunabilir. Kullanılacak vesayete ırgatlık edecek bir çok yapı bulunabilir.”
“250 BİNE YAKIN İNSANIN BATIYA DOĞRU GÖÇ ETMESİ HENDEK TEHCİRİDİR”
Son günlerde artan terör olaylarına değinen ve Türkiye’nin doğusunda adeta bir hendek tehcirinin yaşandığını anımsatan Başkan Yalçın, ayrıca bölgeden ayrılan öğretmenlere sahip çıkarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkenin canını sıkan terör örgütünün tesadüfü bir şey olmadığını 70-80 yılları arasında örgütlendiğini onu kuran kişin Marksist-Leninist ve Sosyalist bir hareketiz deyip kendisini ifade ediyor. Ama palazlanma sürecinin Sivas kampından kaynaklandığını, bu ülkenin attığı yanlış adımlardan kaynaklandığını Diyarbakır cezaevindeki işkencelerden kaynaklandığını ve oradan çıkan öfkeli insanların dağ kadrosuna katıldığını bilenler, görenler bu ülkede neyin nasıl yapıldığını anlamakta ve algılamakta zorlanmıyor."
Ülkemizde bir 'hendek terörü' yaşandığını anlatan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
"Bölgede yaşanan şey yeni bir tehcir olayıdır. Hendek yeni bir tehcir ortaya çıkarmıştır, teröre sempati duymayan, destek vermeyen ama terörden korkup cümle kurmayan insanların yaşadıkları zorluklardan dolayı evini barkını bırakarak çıkması 250 bine yakın insanın batıya doğru göç etmesi hendek tehciridir. Öğretmenlerin oradan hizmet içi eğitim dolayısı ile ayrılmasıyla ilgili cümle kurup onları tehdit edenlerin bu ülkenin insanına, o bölgenin insanına ne kadar kötülük yaptığı görmek bilmek için arif olmaya gerek yok. TEOG sınavlarının, üniversiteye hazırlık sınavlarının yaklaştığı bir zeminde o çocukların eğitimlerinden alıkonulması okullarının yakılması ve bugün bir kütüphane yangınının olması tesadüfi şeyler değil. Kurşunlu Camisinin yakılması tesadüf değil. İnsanları tehdit edenler, bölge halkı için kendilerini hami olarak görüyorsa burada bir aymazlık ve türev bir çelişki içerisindedir. Böyle bir sahiplenme söz konusu olamaz. Onun için Memur-Sen ailesi olarak bu ülkede özlük noktasında, özgürlük noktasında, temel hak ve hürriyetler noktasında ne kadar iyileşme varsa bunların tamamının altında terimiz ve imzamız vardır.”
Etkinlik Eğitim Bir-Sen Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Abdullah Çelik’in, Başkan Yalçın’a plaket takdim etmesinin ardından sona erdi.