Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, “Seçimin sonuçları açıklanır açıklanmaz birçok belediyede üyelerimize baskı yapılmakta, bazı sendikalar üyelerimizi kendi sendikalarına geçmeye zorlamaktadırlar. Şu ana kadar 2 bini aşkın üyemiz baskı ve tehditle istifa ettirilmiştir” dedi.
Memur- Sen, 31 Mart Yerel Yönetim Seçimleri sonrasında bazı belediye yönetimlerinde, üyelerinin baskı ile istifa ettirilmesine tepki gösterdi.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, yerel seçimler sonrası şekillenen belediye yönetimlerinde üyelerinin başka sendikalara geçmesi konusunda baskı, şantaj ve tehdit edilerek istifaya zorlandığı iddialarına ilişkin açıklama yaptı.
“2 BİNİ AŞKIN ÜYEMİZ BASKI VE TEHDİTLE İSTİFA ETTİRİLMİŞTİR”
31 Mart Yerel Yönetim Seçimleri sonrasında birçok belediyenin siyasi partiler arasında el değiştirdiğini belirten Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, “Bu sonuçları halkın iradesinin bir tecellisi olarak gördüğümüzden, seçilen her belediye başkanını tebrik etmeyi, halkın iradesine saygının bir gereği olarak görüyoruz ve tebrik ediyoruz. Ancak el değiştiren belediyelerde üyelerimize istifa baskısı yapıldığını teessüfle müşahede ediyoruz. Söz konusu belediyeleri kazanan siyasi partilerin yandaşı ve arka bahçesi olan sendikalar, alelacele ve telaşla üyelerimize kendi sendikalarına geçmeleri için baskı yapmaktadırlar. Öyle görünüyor ki, sendikacılığı ideolojik aygıta dönüştüren, emeğe ve emekçiye saygısı olmayan sendikal zihniyet, 31 Mart seçim sonuçlarıyla yeniden sahneye çıkmıştır. Seçimin sonuçları açıklanır açıklanmaz birçok belediyede üyelerimize baskı yapılmakta, bazı sendikalar üyelerimizi kendi sendikalarına geçmeye zorlamaktadırlar. Şu ana kadar 2 bini aşkın üyemiz baskı ve tehditle istifa ettirilmiştir. Diğer üyelerimize istifa baskısı sürmektedir. Bugüne kadar sendikal mücadeleyi ideolojik çalışmaların zemini kılanlar, çabalarımızla elde edilen kazanımları kendi kazanımları diye pazarlayarak emek hırsızlığı yapanlar, gerilime, yalana ve iftiralara bel bağlayanlar, seçim sonuçları açıklanınca kendilerini göstermeye başladılar. Demokrasi ve özgürlük kavramını ağızlarından düşürmeyenlerin üyelerimizi işten çıkartma ve sürgün etme tehdidi ile kendi sendikalarına geçmeye zorlamaları ise bu sendikaların utanç sayfalarına eklenmiştir. 25 yıllık sendikal mücadelemizle ve emeklerimizle teşkilatımıza kazandırdığımız üyelerimiz, daha seçimlerin üzerinden 15 gün geçmeden sendikal kıyıma dönüşmesi dehşet vericidir. Burada sizlere örnek vermek istiyorum Bozüyük, Sorgun, Tosya, Bayburt, Elmadağ, Çankırı, Denizli Merkezefendi belediyelerinde çalışan üyelerimizin neredeyse tamamı başka sendikaların baskıları sonucu istifa ettirilmiştir” diye konuştu.
“HİZMET ETMEK İÇİN Mİ, SENDİKACILIK YAPMAK İÇİN Mİ GÖREVE GELDİNİZ?”
Birçok il ve ilçede üyelerinin önemli bir bölümünün istifa ettirildiğini kaydeden Levent Uslu, “Kamuoyuna ve basın mensupların dikkatine bu il ve ilçeleri sunmak istiyorum. Antalya Büyükşehir Belediyesinden 900, Ankara Elmadağ Belediyesinden 50, İstanbul Küçükçekmece Belediyesinden 400, İstanbul Esenyurt Belediyesinden 200, Kütahya Belediyesinden 130, Kastamonu Belediyesinden 100, Ankara Büyükşehir Belediyesinden 260, Erzincan Belediyesinden 70, Bozüyük Belediyesinden 50, Taşköprü Belediyesinden 30 üyemiz istifa ettirilmiştir” şeklinde konuştu.
14 gün içinde birçok belediyede üyelerinin bir bölümünün baskıyla istifa ettirildiğini kaydeden Uslu, “Bu sayılar yaşanan sendikal kıyımın net göstergelerdir. Buradan belediye başkanına ve başkan adına sendikal baskı yapanlara sesleniyorum, eğer çalışanların iradesine konulmak istenen bu ipotekten parti ve belediye başkanın bilgisi yoksa bu çok vahim bir durum. Yok eğer yaşananlardan yasalarda suç olan sendikal baskı başkanların bilgisi dahilinde oluyorsa bu daha da korkunç ve vahim bir durumdur. Parti ve belediye başkanları ya kendi isim ve güçlerini kullanarak emekçilere baskı yapanlara ‘dur’ diyecekler ya da bunun siyasi, hukuki, ahlaki ve sosyal maliyetine katlanacaklardır. Sendikal baskı yapan veya bu haksızlığa göz yuman belediye başkanlarına basının ve kamuoyu huzurunda soruyorum, yerelde vatandaşlara hizmet etmek için mi göreve geldiniz, yoksa sendikacılık yapmak için mi göreve geldiniz? Eğer sendikacılık yapmak isteyen belediye başkanları varsa hodri meydan. İstifa edip sendikal alanda karşımıza çıksınlar” ifadelerini kullandı.
“Ulusal ve uluslararası mevzuatta belirtilen ve koruma altına alınan sendikal hakların kullanılması hiçbir şekilde engellenemez” açıklamasında bulunan Uslu, üyelerinin ilgili mevzuatla korunan haklarını her türlü şiddet, baskı, şantaj ve tehditten uzak, tam ve özgür bir şekilde kullanmalarının sağlanması konusunda belediye başkanlarına sorumluluk düştüğünü kaydetti.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu yaşananlar, belediye başkanlarının seçim öncesi verdikleri demokratik haklar ve özgürlüklere saygılı bir yönetim sözü açısından tam bir samimiyet ve tutarlılık testidir. Seçilen başkanlar açısından istismar, çalışanlar açısından zulüm olan bu tavrı görmezden gelmeyeceklerini, seçimden önce verdikleri sözleri ve demokratik tavrı uygulayacaklarını umuyor ve bekliyoruz. Sendikal baskı yapan tüm belediye yetkililerine, TCK’nın 118. maddesini okumalarını tavsiye ediyorum. Üyelerimize baskıyla sendikalarını değiştirmeye zorlayanları, üyelerimizin ekmeği ile oynamaya kalkanları açık ve net bir şekilde uyarıyorum. Sendikal ilke ve değerlerle bağdaşmayacak bu baskı ve tehditleri karşısında ne sendikamız ne de teşkilatımız asla geri adım atmayacaktır. Bu hukuk dışı ve gayrimeşru yol ve yöntemleri derhal terk edin. Türkiye bir hukuk devletidir ve hiç kimse hukukun üstünde değildir. Kendini hukukun üstünde gören baskıcılarla ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunacağımızı buradan ilan ediyoruz. Hiç kimse her türlü vesayetle mücadele etmeyi ilke edinmiş bir yapı olarak üyelerimizin hür iradesi üzerine kurulmaya kalkışılan vesayete seyirci kalacağımızı aklının ucundan bile geçirmesin. Biz sürecin takipçisiyiz. Meydanı birkaç çapulcuya ve emek hırsızına bırakacak değiliz. Tehdit, şantaj ve baskılara bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz. Teşkilatlarımız ve üyelerimiz rahat olsunlar. Kendilerine baskı yapanlara karşı dik dursunlar. Yaşadıkları baskıları vakit kaybetmeden sendikamıza, şubemize ve genel merkezimize bildirsinler.”