ENİSE YAPAR (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de üniversitelerde çalışan 10 bin civarında uzman hekimin olduğuna ve bunların 650'sinin üniversiteden ayrılma ya da üniversitede kalma kararının netleşmediğine dikkat çekerek, "Üniversitelerimizin ticarethane olmasını kabul etmiyoruz. Üniversiteler ticarethane ve rant kapısı değildir" dedi.
AKDAĞ AŞI SEMPOZYUMUNA KATILDI
Bakan Akdağ, Sheraton Hotel'de gerçekleşen Sağlık Bakanlığı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (EHD) tarafından düzenlenen 4. Ulusal Aşı Sempozyumu'na katıldı. Sempozyuma Bakan Akdağ, EHD Başkanı Mehmet Ceylan, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ve çok sayıda davetli katıldı. Sempozyumda bir konuşma yapan Akdağ, aşılamada nereye ve nasıl gelindiğini anlamak için Türkiye'de son 9 yılda gelişen dönüşüm programına göz atılması gerektiğini söyledi. Akdağ, sağlık ve benzeri birçok konuda bir dönüşüm yapmanın bir hekimi hastasıyla ilgilenmesine çok benzediğini kaydederek, önce bir teşhiste bulunulduğunu ve sonrasında ön teşhise bağlı tedavi planlarını uyguladıklarını anlattı. Aşılama yapıldığı takdirde insana hizmet edilmiş olduğunu vurgulayan Akdağ, bugün Türkiye'sinde 11 bileşene gelindiğini ve yeni bileşenlerinde eklenebileceğinin altını çizdi. Aşılama oranının yüzde 97'lere ulaştığını belirten Akdağ, aşılamada Türkiye'nin Avrupa bölgesinin üstünde bir oranda olduğunu söyledi. Akdağ, 2 yılda 18 milyon çocuğun aşıladıklarını belirterek, "80'li yıllardan sonra kızamık sayılarında azalma var. 30 binin üzerine çıktığımız kızamık vakaları vardı. Gördüğüm SSP vakaları, büyük bir trajediydi yaşadığımız. Kızamık aşılama oranları yüzde 30'un altında olan yerler vardı" diye konuştu.
AŞI’DA TÜRKİYE ÖNCÜ ÜLKE
Dünya Sağlık Örgütü'nün akredite edilmiş bir soğuk zincir oluşturduğunu vurgulayan Akdağ, Türkiye'nin birçok komşu ülkeye aşı konusunda eğitim verdiğini belirtti. Bakan Akdağ, karekod sisteminin sadece aşılarda değil ilaçlarda da olduğunu anlatarak, Türkiye'nin 1 buçuk milyar kutudan ilaç kullandığını kaydetti. Akdağ, bu sistemle ilaçlarını nereye gittiğinin bilinebileceğinin ve sahteciliğin ortadan kalkacağının altını çizdi. Yeni bir kanun değişikliği yaptıklarını bildiren Akdağ, "3 yıla kadar olan aşı alımını 7 yıla çıkardık. Artık aşı firmaları bize şöyle gelmeye başladılar. Biz size projeler getirelim aşının bütün üretimini Türkiye'de yapalım. Umut ediyorum ki bunu gerçekleştireceğiz. Biz bunları çok ucuz fiyata satın alıyoruz" diye konuştu.
Ceylan ise, Türkiye'nin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği aşı şemasını uyguladığını belirterek, bu aşılamanın 17 milyon dolarlık bir bütçesi olduğunu kaydetti. Son 5 yılda Bağışıklama Denetleme Kurulu'nun raporlar hazırladığını ifade eden Ceylan, aşıların aşılama şemasına yeni aşıların da eklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye için 2 Eylül 2005 tarihinin önemine dikkat çeken Ceylan, "Bu tarihlerde Bağışlama Denetleme Kurulu toplantısına çağrıldık. Fırsat olduğu üzere, şu aşıların da eklenmesi iyi olur dedik ama, çok da ümitli değildik" dedi.
TÜRKİYE’DEKİ HIZLI DEĞİŞİM
Türkiye'de çok büyük bir değişimin olduğunu söyleyen Ceylan, Dünya Sağlık Örgütü' önerdiği aşıları uygulayan Türkiye'nin, artık bu aşılara yeni aşılar ekleyen bir ülke haline geldiğini anlattı.
Bakan Akdağ, sempozyum sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Rota virüsü aşı takvimine alınacak mı?" sorusuna, "Rota virüs çocuklarda genelde ishale yol açan, tehlikeli olmayan ishallere yol açan bir virüs. Bunun aşı takvimimize eklenip eklenmemesi hususunda öncelikle bilim adamlarımızın tavsiye kararlarını alacağız. Ondan sonra da işin fiyatıyla ilgili düşüneceğiz. Ülkede yapılmış bazı çalışmalar var. Aşıda da benzeri diğer uygulamalarda olduğu gibi fayda ve maliyet analizini iyi yapmak lazım. Bu analizler yapıldıktan sonra karar verilecek" diye cevap verdi.
"ÜNİVERSİTELER RANT KAPISI OLAMAZ"
'Tam gün yasasıyla doktor sayısının azalması ve buna bağlı olarak da ameliyat sayılarının düştüğüne dair' iddialara ilişkin olarak Akdağ, "Elimizde böyle bir veri yok. Türkiye'de üniversitelerimizde çalışan 10 bin civarında uzman hekimimiz var. Bu uzmanlar belirli seviyelerde öğretim üyesi aynı zamanda. Bu unvanları olmayan uzman sayısı da az olmakla beraber mevcut. Bu 10 bin kişiden ben üniversite hastanesinde doktorluk ve öğretim üyeliği yaparken aynı zamanda dışarıda çalışacağım, muayenem olacak ya da bir hastaneyle ilişiğim olacak diyenlerin sayısı 650 civarında. Bunların vereceği karar da henüz netleşmiş değil. Bu 650'nin muhtemelen önemli bir kısmı da sadece üniversitede çalışmayı kabul edecek. O 650 sayısı daha da azalacak. 10 bin değerli öğretim üyesinin olduğu yerde yüzde 5'lerden bahsediyoruz. Biz üniversitelerimizin ticarethane olmasını kabul etmiyoruz. Üniversiteler ticarethane değildir. Üniversiteler rant kapısı olamaz" diye konuştu.
YÖK’E YAZI
Bakanlık olarak YÖK'e bir hafta on gün önce acele bir yazı yazdıklarını belirten Akdağ, üniversiteden ayrılan bazı hocaların oluşturduğu hizmet boşluğuna aynı alanda bir doktor görevlendirmesi yapacaklarını ve gerekirse öğretim üyesi alacaklarını kaydetti.
Bakan Akdağ, 'ilaç takibinde yaşanan sorunlarla' ilgili olarak, "İlaç takip sistemi son derece sağlıklı çalışıyor. Kısa bir süre önce sistemde 2 saatlik bir problem oluşmuş. Gün içinde de aşağı yukarı 5-10 dakikalık problemler olduğunu söylediler. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sorun üzerine çalışıyorlar" dedi.
TERÖR SALDIRILARI
"Batman'daki terör saldırısı sonucu ölen bir anne ve geride kalan bir çocuk var, değerlendirmeniz nasıl olur?" sorusuna Akdağ, "Ömrüm çocuklara hizmet etmekle geçti, bir masum çocuğun annesiz kaldığı her durum beni derinden yaralar. Ülkede bir tek hamile anne hayatını kaybetmesin diye uğraşıyoruz. Bunlar canilerdir. Kürt kardeşlerimizin hakkını aramak için bunları yaptıklarını iddia edenler aslında en iyi cevabı bu vatandaşlarımızdan alacaklardır. Bu canilik, bu vahşet duracaktır, durdurulacaktır. Bu konu bana sorulduğunda her sefer sinirlerimin gerildiğini hissediyorum. Sadece bu olayları yapanlar açısından değil dolaylı olarak bu olayları yapanları mazur gösterecek davranışlar içerisinde olacak siyasetçiler var. Onlara sesleniyorum, bari insanlığınızı siz kaybetmeyin. Terörist insanlığını kaybetmiş olabilir, bari siz kaybetmeyin" yanıtını verdi.