Söyleşi programını yöneten Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Karabey, Türküler Dile Geldi kitabı’nın Türk sözlü edebiyatı çalışmalarına önemli bir katkı sağlayacağına inandığını söyledi.TRT Erzurum Radyosunda müdür yardımcılığı görevi yanında edebiyat alanında akademik çalışmalar da yapan Dr. Merdan Güven Türküler Dile Geldi konulu söyleşide türkülerin hikayelerini anlattı.
//TÜRKÜLERİN HİKAYELERİ
Güven şunları söyledi; “Halk ezgileri özellikle gelişmiş ülkelerde, toplum yapısını çözümleyebilmek, milli birliğe katkıda bulunmak, toplumun çeşitli problemlerine çözüm önerileri üretebilmek gibi çok çeşitli amaçlara yönelik olarak ayrıntılı incelemelere tâbi tutulmuştur. Türkiye’de ise halkbilim çalışmalarının başlangıcından bugüne kadar, Türk halk türkülerine istenilen düzeyde ilgi gösterilmemiş ve bu konuya dair araştırmalar, çok düşük seviyelerde kalmıştır. Türküler, çok nadir amatör ve ilmî çalışmalar dışında geniş çaplı bilimsel amaçlı araştırmalar ışığında incelenememiştir. Tüm bu sebeplere bağlı olarak mevcut çalışmamız, bu ve benzeri bir takım nedenlere bağlı olarak, alanındaki ilk incelemelerden birisi olması sebebiyle birçok zorlukla karşılaşmakla birlikte çeşitli problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, türkülerin arka planı hakkında derinlemesine bilgiler sunan hikâye kısımları, yabancı eserlerden de yararlanılarak özellikle Almanca kaynaklardan yaralanmak suretiyle- çeşitli yönleriyle ele alınmıştır.”
//ESERİN HAZIRLANIŞ SERÜVENİ
Dr. Merdan Güven titiz bir çalışma sonucu ortaya çıkan kitabın hazırlık serüveniyle ilgili olarak da “Türkü derleme ve yazıya aktarma aşamasında hikâyeli türkü metinlerinde ve manzum bölümlerinde meydana gelen farklılıklar, hata veya eksiklik olarak değerlendirilmemiştir. Türkü hikâyelerinin notalı kısımlarının değerlendirmesinde TRT arşiv verileri ölçü alınmıştır. Fakat türkü hikâyelerinin bu belgelerdeki sözlerle zaman zaman uyumsuzluk gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun en önemli sebebi olarak, türkülerin coğrafî sınır tanımadan sık sık uzak diyarlara göç etmeleri ve türkü hikâyelerinin, türkünün ortaya çıktığı mekândan çok daha farklı coğrafyalardan derlenmeleri öngörülmüştür. Bu çalışmada her farklı anlatım şekli, her farklı metin, değişik bir anlatı ve ayrı bir çeşit sunacağı düşüncesiyle “Bu hikâye doğru, şu hikâye yanlış.” gibi bir yaklaşımdan kaçınarak metinler ile türkünün söz bölümleri derlendiği ve tespit edilebildiği biçimleriyle, mümkün olduğunca orijinale en yakın şekliyle verilmeye çalışılmıştır. Çünkü her farklı anlatım, halk kültürü içinde zenginlik meydana getirmektedir. Bu zengin kültür hazinesinin bütününü bir çalışmada ele alıp incelemek mümkün olamayacağı için tespit edilen 1830 hikâyeli türküden 100 tanesi seçilip onlar üzerinden bazı tespitlere ulaşılmaya çalışılmıştır.
Tespit edilen 100 hikâyeli türkünün biçim ve içerik yönünden değerlendirmesi yapılmıştır. Türkülerle ilgilenen kişilerin çeşitli araştırma ve değerlendirmelerine hazır veri oluşturması amacıyla hikâyeli türkülerin özellikle konuları üzerinde durulmuştur. Buna bağlı olarak coğrafî bölgelere göre konu dökümü yapılmış ve bu coğrafî bölgelere göre konu dağılımının grafikleri verilmiştir. Ek bölümde ise bu konulara ilgi duyanların kaynaklara kolay ulaşabilmeleri gayesiyle, tespit edilebilen hikâyeli türkülerin hepsinin kimliğini içeren bir tablo sunulmuştur.” diye konuştu.
Hikayesi anlatılan türkülerin Murat Yakut ve Mehmet Yakut kardeşler tarafından seslendirilmesi ise birey üniversite kitabevi'nin pazar söyleşilerine katılan kitap dostları tarafından büyük ilgiyle karşılandı.