Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kongresi’nin üçüncüsü, “Dede Korkut ve Türk Dünyası” adıyla İzmir'de gerçekleştirildi. 3.Uluslararası Türk Dünyası Kongresi'ne Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kırım, Rusya, Sırbistan, Çin başta olmak üzere farklı ülkelerden 250 akademisyen katıldı. Kongreye, Ardahan Üniversitesi’ni (ARÜ) temsilen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi (İBEF) Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Ahmet Ali Aslan ile Doç. Dr. Ranetta Gafarova katıldı. Dede Korkut Kitabı’nın “Dresden” nüshasının ortaya çıkartılmasının 200. yılı olması nedeniyle kongrenin ana teması “Dede Korkut Kitabı” olarak belirlendi.
ARÜ İBEF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ali Aslan, Ardahan ve Kars yöresine ait masallar ile Dede Korkut Hikayeleri’ni karşılaştırdığı bildirisinde şunları söyledi: “Türk Oğuz Boylarına, mensup göçeri ve yerleşik Türk Kültür dairesinden baktığımızda, sadakat olgusunun tam ve içten, sarsılmaz derecede güçlü, Oğuz Birliği, ideali etrafında oluştuğunu gördük. Kars Masalları arasında sıkça karşılaşmamıza rağmen, Dede Korkut hikâyeleri arasında kadınların iffet, ar ve namuslarını koruduğuna, hiçbir Hikâyede, kadının kendi kocasına ihanet etmediğine şahit olduk. “İhanet” ve “Sadakat” olgusunu sadece Dede Korkut hikâyelerinde rastlayamadık. 1977-1979 yılları arasında Kars’ın Arpaçay, Çıldır, Göle, Sarıkamış, Kars Merkez ve Iğdır Kazalarının köylerinden teyple ağız özelliklerini bozmadan derlediğimiz “Erebüzengi”, “Molla, Muhder ve Öğretme”, “Üş ?ardaş”, “Bir Petşahı? ?ezebi”, “Deli Ehmet”, “?ara İneh” ve “Üş Bacının Nağılı” adlı masallarda da görmekteyiz.”
DOÇ. DR. ASLAN: “DEDE KORKUT KİTABI’NA ALTIN GAZİLİK MADALYASI VERİLMELİ”
Dede Korkut Kitabı’nın bazı dönemlerde siyasi baskılara maruz kalarak yasaklandığını belirten Doç. Dr. Arslan, “Dede Korkut Destanı, Türk Kültürünün Sovyetler döneminde korunup saklanması uğruna verilen savaştan galip çıkmış bir Gazidir, sözü, belki de şimdiye kadar Dede Korkut Destanları hakkında Batı yarımküresinde söylenmiş en anlamlı cümledir. . Dede Korkut Destanlarının eski Sovyetler döneminde, Moskova tarafından ‘Rejim Düşmanı’ olarak ilan edildiğini ve bunun için başlatılan ‘Moskova Seferi’nin 1950 yılında başladığını ve ‘Savaşın’ Moskova’nın yenilgisi ve Dede Korkut’un zaferiyle 1973 yılında sona erdiğini tarihi eski Sovyet kayıtları arasında bulduk. Bize göre Dede Korkut, bir eser olarak, Türk’ün kültür varlığına karşı verilen bu savaştan zaferle çıkmış bir Türk Gazisidir.” dedi. Sözlerinin devamında Doç. Dr. Aslan, Dede Korkut Kitabı’na “Altın Gazilik Madalyası” verilmesini teklif etti. Doç. Dr. Aslan’ın bu teklifi tüm salonda alkışlar ile karşılandı.
Kongrenin devamında ARÜ İBEF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ranetta Gafarova “Dede Korkut ve Kırım Tatar Destanlarında Ortak Kadın Tipleri” isimli bir bildiri sundu. Ulusların kültürlerinin devamlılığını sağlayan en önemli unsurun yazılı ve sözlü eserler olduğunu belirten Doç. Dr. Gafarova, “Destanlar sözlü kültürden yazılı kültüre geçerken bir takım değişikliklere uğrar ve destan metinlerinde görülen her değişiklik bir varyant oluşturmaktadır. Dede Korkut Destanlarına paralel olarak Kırım Tatar destanlarında (Çora Batır, Edige, Köroğlu, Nar Kamış ve bş.) Türk boylarında mevcut olan kadın mevkiisi üzerine yapılan bu çalışmada, anlatılanların, kadın kahramanlarının sosyal hayat içerisindeki yeri ve tarihsel süreç içindeki işlevi üzerinde durulacaktır. Kadının analık görevi, Türkler arasında kadına büyük değer sağlamış destanlar onu ilâhî bir varlık, bir dişi, ilahi bir varlık gibi telakki etmişlerdir.” diye konuştu.
Kongrede ayrıca çeşitli müzik ve halk oyunları etkinlikleri sergilendi. Toplu hatıra fotoğraflarının çektirilmesinin ardından kongre sona erdi.