Ashab-ı Kiram’dan olan Abdurrahman Gazi, büyük İslam düşünürlerinden Ebu İshak ve Abbasi dönemi alimleriden Emir Şeyh gibi kentin farklı noktalarındaki onlarca türbe, hergün yüzlerce insan tarafından ziyaret ediliyor.
Ramazan ayında en çok hareketlenen mekânların başında türbeler yer alıyor. Çok sayıda insan, türbe, cami ve tarihi mekânlara inanç gezileri yapıyor. En çok türbenin bulunduğu iller arasında ilk sıralarda yer alan kentte en fazla ziyaret edilen türbe ise Abdurrahman Gazi Türbesi’dir. Erzurum’un 2.5 kilometre güney doğusunda Eğerli Dağı (Sığve) yamacında, Abdurrahman Gazi Camisi’nin (Hacı Ahmet İzzet Paşa Camisi) yanındadır. Hz. Muhammed’in ashabından olan Abdurrahman Gazi adına bu türbeyi, Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa’nın eşi Ayşe Hanım 1796’da yaptırmıştır. Türbenin giriş kapısı üzerindeki l796 tarihli kitabeyi Hattat Salim yazmıştır. Türbe içerisinde 4.85 metre boyunda Abdurrahman Gazi’nin makamı bulunmaktadır.
Murat Paşa Mahallesi’nde Murat Paşa Camisi karşısında mezarlık içerisinde kabri bulunan Ane Hatun, Maray Han’ın kızıdır. Bu türbe 1649’da yapılmıştır. Türbenin üzeri sivri kemerlerle birbirine bağlanan dört sütunun taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür.
Kentin doğusundaki Tepe mezarlığının doğusunda bulunan Mahmut Paşa Türbesini, Mahmut Paşa’nın oğlu l794’da yaptırmıştır. Türbenin güney yüzünde l794 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Mimari yönden Ane Hatun Türbesine benzeyen bu türbe kırmızı taştan yapılmış, üzerini de kesme taştan bir kubbe örtmüştür. Türbe içerisinde Doğu Bayezıd Emini Abdülfettah ile oğlu Bayezıd Mutasarrıfı Mahmut Paşa’nın mezarları bulunmaktadır.
Hasan Basri Mahallesi’nde bulunan Rabia Hatun Türbesi, İlhanlı Döneminden, 12’nci yüzyıldan kalmıştır. Bu türbenin kime ait olduğu ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Yalnızca halk buraya Rabia Hatun ismini yakıştırmıştır. Türbe kesme taştan yapılmış olup üzerini örten konik kubbesi yıkılmıştır. Türbe içerisinde üzerinde yazıt olmayan bir mezar bulunmaktadır. Cemaleddin Hoca Yakut'un medresesinin kuzeybatı köşesinde bulunan türbe, yuvarlak gövdeli ve konik külahlıdır. Türbenin gövde çapı 4.65, duvarları da 0.95 metre kalınlığındadır. Türbenin üzerinde düz lentolu iki pencere bulunmaktadır. Külah kısmının altı gövdeden bir döşeme ile ayrılmış olup, nöbetçi kulübesini andırmaktadır.
Erzurum’un 21 km. kuzey doğusunda, Ovaköy (Ezirmik) Köyü’nün yakınında olan
Alaettin Ali Türbesi’nin Selçuklu döneminden günümüze geldiği sanılmaktadır. Türbe üzerindeki kitabede l287 tarihi yazılıdır. Günümüze yıkık bir durumda gelen türbenin yalnızca duvar kalıntıları ayakta kalabilmiştir. Türbe içerisinde yedi mezar bulunmaktadır. Bunlardan biri Selçuklu Beyi Alaettin Ali’ye (l287) ait olduğu, sülüs yazılı kitabesinden anlaşılmaktadır. Diğer mezar taşlarından birisi de aynı aileden Necmettin kızı Oktayo Hatun’a (1271) aittir.
Narmanlı Mahallesinde bulunan Ali Baba Türbesi, 15’inci yüzyılda yapılmıştır. Günümüze harap bir halde gelen türbenin mimari üslubu ve planı, kesinlik kazanamamıştır. Temel kalıntılarına göre sekizgen planlı ve kesme taştan olduğu anlaşılmaktadır. Hasankale’nin 9 kilometre güneyinde, Ardıçlı (Miyadin) Köyü’nde bulunan Ferruh Hatun Türbesi, Ali Gazi tarafından 1324 yılında yaptırılmıştır. Ferruh Hatun ve Ali Gazi ile ilgili olarak kaynaklarda bir bilgiye rastlanmamıştır. Türbenin giriş kapısı üzerinde 1324 tarihli Arapça bir kitabesi bulunmaktadır. Türbe kesme taştan yapılmıştır. Sekiz cepheli olan türbenin üzeri sivri bir kubbe ile örtülüdür. Cephelerde üç penceresi bulunmaktadır. İçten 3.40 metre çapında olan türbenin 1.60 metre yüksekliğinde bir de mihrabı vardır. Türbe içerisinde yalnızca bir sanduka bulunmaktadır.
Narman’daki Ulu Cami’nin yanında bulunan Ethem Baba Türbesi, 1995’te restore edilerek bugünkü durumuna gelmiştir. Türbe birkaç kez yol açma çalışmaları sırasında yıkılmak istenmişse de ilçe halkının itirazı sonucu yol, türbenin iki yanında açılmıştır. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan bu türbenin, halk arasında Ethem Baba’nın kişiliği ile önemlidir.
Abbasiler döneminde yaşamış Emir Şeyh’e ait olduğu tahmin edilen bu türbe, Erzurum'un maruz kaldığı sayısız istilalarda varlığını korumuş eserlerden biridir. Kitabesi olmayan türbenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmese de Ketencizade Rüştü’nün belirttiğine göre türbe, 575 senesinde, Saltukoğlu Sultan Mehmet Kızılarslan zamanında inşa edilmiştir. Mezarda yatanların kimler olduğu, ölüm tarihleri belli değildir.
Büyük İslam düşünürlerinden Ebu İshak Kazeruni’ye ait türbenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. İç Kaleyi Çifte Minareli Medrese'ye bağlayan sur duvarı üzerinde bulunan köşeli burçlardan biri, içten kubbe ile örtülerek türbe haline dönüştürülmüştür. Türbe, 2006’de Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş ve turizme açılmıştır.