~~E.MEHMET YILMAZ
ERZURUM (İHA) - Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, 2013 yılının Erzurum açısından değerlendirmesini yaparak, ülkede huzur ve sükun ortamının sürdürülmesinin, ekonomik istikrar açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
ETSO SEÇİMİ
2013 yılı Mayıs ayında yapılan oda seçimlerinde 35 meslek grubunun tamamından güvenoyu alarak bir kez daha oda yönetimine seçildiklerini hatırlatan Başkan Yücelik, üyelerin kendilerine duyduğu bu güveni boşa çıkarmamak için azami çaba gösterdiklerini dile getirdi.
ETSO olarak, Erzurum’un ve bölgenin sorunlarını tespit edip, bu sorunlarla ilgili çözüm önerileri üretmenin gayreti içerisinde olduklarını vurgulayan Başkan Yücelik, “Bu hedeflerimize, üyelerimizden aldığımız güç ve motivasyonla ulaşıyoruz. Şehrimizin kalkınması, sosyal ve kültürel bakımdan gelişmesi ancak bölgeler arası kalkınmışlık farkının giderilmesiyle mümkündür. Bu noktadan hareketle oda olarak üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çaba gösteriyoruz. Bu kapsamda, 2012 yılının sonu, 2013 yılının başında, istihdam konusundaki teşviklerinin sürdürülmesi için aralıksız lobi çalışmalarında bulunduk. Bu konudaki düşüncelerimizi ve önerilerimizi başta Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan olmak üzere ilgili bakanlıklara ilettik” dedi.
“GÜÇLÜ KOBİ İÇİN TEŞVİKLER SÜRMELİ”
Erzurum’un 2013 yılına yeni istihdam teşvikleriyle başladığını, bunun ildeki KOBİ’lerin hayatiyetini sürdürmek açısından büyük önem taşıdığına işaret eden ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, yılbaşında açıklanan yeni istihdam teşviklerinin ildeki KOBİ’leri ve eleman istihdam eden bütün ticaret erbabını mutlu ettiğini söyledi. Zor ekonomik şartlarda mücadele eden bölge işletmelerinin ayakta kalabilmesi için bu teşviklerin hayati önem taşıdığını kaydeden Başkan Yücelik, KOBİ’lerin özellikle istihdama yaptıkları katkılar açısından son derece önemli bir rol üstlendiklerini belirterek, “Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, dünya çapında rekabet edebilir ulusal işletmelerin ortaya çıkması için dinamik ve istikrarlı bir KOBİ yapısı büyük önem taşıyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin bu istikrar ve dinamizmlerini korumak adına devletin sağladığı teşvikleri sürdürülmesi gerekir” diye konuştu.
“TEŞVİKTE REVİZYON ŞART”
1,5 yıllık son teşvik uygulaması dikkate alındığında, bölge açısından revizyona ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Başkan Yücelik şunları söyledi; “Yatırım aşamasında kamu desteğinin olması önemli, finansal destek unsuru devam ettirilmeli, 6. Bölge’de verilen yüzde 80’lik yatırım aşamasındaki kamusal destek, 5. Bölge’ye de verilmeli. Aksi takdirde 6. Bölge, 5. Bölge’nin cazibesini bu noktada düşürüyor. SGK işçi ve işveren desteklerinin maliyetleri azaltıcı etkisi kuşkusuz. Ancak 6. Bölge ayrıcalıklarının 5. Bölge için de geçerli olması gerektiğini düşünüyorum. Zira 6. Bölge’de SGK işçi maliyeti de teşvik kapsamında. Yine bedelsiz arsa tahsisi, enerji desteği gibi uygulamalar da yerinde ve mutlaka olmalıdır. Ancak, teşvik yasası kapsamında stratejik yatırımlarda tüm bölgelerin 5. Bölge desteklerinden faydalanması bölgemiz için ciddi dezavantaj oluşturuyor. Eğer bu yatırımlara teşvik verilecekse; kanaatimizce ayrıcalıklı sektör ve bölge olmalıdır. Aksi takdirde kalkınmada öncelikli yöreleri kalkındırmayı amaçlayan bir teşvik sistemi de her yerde geçerli olan bir teşvik sayılmaz.”
BÜYÜME RAKAMLARI VE CARİ AÇIK
Türkiye’nin yakaladığı yıllık büyüme rakamlarının da gelecek için umut verdiğini söyleyen Başkan Yücelik, “Yıllık büyüme beklentilerinin yüzde 4 seviyelerinde olması bizleri umutlandırıyor. Ancak 2023 hedeflerine ulaşabilmemiz için yıllık büyüme oranlarının yüzde 6-7 seviyelerinde olması gerekiyor. Ayrıca, ekonomik büyümede önemli olan bunun sürdürülebilir olmasıdır. Büyümenin daha nitelikli bir yapıya kavuşması için özel sektörün daha da güçlenmesi gerekliliği de göz ardı edilemez” dedi.
Cari açığın ülke ekonomisinin gündeminden çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Başkan Yücelik, enerji konusunda dışa bağımlılığın azaltılmasının bu açığın kapatılmasında önemli rol oynayacağını belirterek, “Buna ek olarak, yine cari açığın sürdürülebilir bir seviyede tutulması ve asgari düzeye çekilmesi için ihracatımızı artıracak uygulamalara ve bir zihniyet devrimine ihtiyacımız var. Bu noktada, İnovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmayla desteklenen katma değerli ihracat artışı en önemli çıkış yolumuz olacaktır” diye konuştu
İTHALAT-İHRACAT RAKAMLARIMIZ
2014’ün, geçmiş yıllardan daha fazla üretim ve ihracatın yapıldığı bir yıl olmasını temenni eden Başkan Yücelik, Erzurum’dan 2011 yılında, 22 milyon 907 bin dolar, 2012 yılında da, 45 milyon 874 bin dolarlık ihracat yapıldığını ifade ederek şunları söyledi; “Yine 2011 yılında 50 milyon 336 bin dolar, 2012 yılında 77 milyon 801 bin dolarlık ithalat yapıldı. Erzurum’da 2013 yılı Ocak-Kasım döneminde ise, 71.08 milyon dolar tutarında ihracata karşılık, 31.9 milyon dolar ithalat gerçekleştirildi. Yani ithalat bir önceki yıla göre yüzde 56,6’lık bir düşüş gösterdi. İhracat rakamlarımızın ithalatın önüne geçmesi ilimiz için sevindiricidir. Bunun 2014’te de artarak devam etmesi en büyük arzumuzdur.”
Üretim ve ihracatın birbiriyle doğru orantılı iki unsur olduğunu belirten Başkan Yücelik, Erzurum’un ihracat rakamlarının istenilen düzeye ulaşamadığını ifade ederek şöyle konuştu; “Üretim olmazsa ihracatta olmaz. İlimizin ihracat rakamlarına baktığımızda; üretimin yeterli seviyede olmadığını görmek mümkündür. İhracattaki hedefimiz; kendi ürettiğimiz ürünleri ihraç etmek olmalıdır. Erzurum, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından geçmişte doğaltaş ve maden rezervi bakımından ‘cazip bölge’ olarak ilan edilmişti. Buna ilaveten büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, arıcılık ve organik tarım ürünleri, ayrıca kimya sanayinde üretilen medikal tıbbi gereçler, temizlik ürünleri, inşaat malzemelerinde kullanılan kimyasal yapıştırıcılar, alçı, boya gibi imalat ürünlerinin ihracatını daha da artırmak hedefimizdir. Üretimin artması, ticaretin gelişmesi, ilimizin de aynı paralelde gelişmesi ve kalkınması anlamına geldiği için bu konuya büyük önem veriyoruz. İhracatın artması için üretim seferberliğinin başlatılması kaçınılmaz. İşte bu noktada ilimiz ve bölgemizde uygulanan teşviklerin cazibesi daha da büyük önem kazanıyor. Yani daha iyi şartlarda üretim, pazarlama, ulaşım imkanlarına sahip daha batıdaki bir ille aynı teşvik şartlarına sahipseniz, hiçbir yatırımcının ilinize yatırım yapmasını bekleyemezsiniz. Bu, ticaretin bir gereği ve gerçeğidir. Her zaman dile getirdiğimiz doğru ve objektif teşvik uygulamaları, bölgemizde özellikle tarımsal sanayi sektörünün güçlenmesini sağlayacaktır. Geçmişte tarım ve hayvancılık konusunda önemli bir yere sahip Erzurum’un bu konuda cazibe merkezi yapılması büyük ehemmiyet arz ediyor.”
“ULAŞIM PROJELERİ, BÖLGEYİ CAZİBE MERKEZİ YAPACAK”
Son yıllarda bölgedeki ulaşım projelerinin yanı sıra, lojistik köy projesinin de hayata geçirilmesiyle, iç ve dış ticaret hacminin artmasını umut ettiklerini dile getiren Başkan Yücelik, “Özellikle Ovit Geçidi ve Kop Dağı tüneli gibi önemli iki ulaşım projesinin tamamlanması; Erzurum’u, Doğu Anadolu’yu limana, dolayısıyla dış pazara bağlayacak. Yeter ki, dışarıya satacak ürünleri üretebilelim. Üretimin olduğu yerde elbette ki istihdam konusunda da sıkıntı yaşanmaz, göç durur. Bu projelerden gerçek anlamda istifadeyi sağlayabilirsek bölgede ne göç, ne de istihdam sıkıntısı yaşanmaz ve bölge cazibe merkezi olur” dedi.
Üretim merkezlerinin çoğalmasıyla kalifiye eleman sıkıntısı yaşansa da bunun için çözümler üretilebileceğinin altını çizen Yücelik, “Projelerle birlikte Erzurum’un lojistik anlamda önemi daha da artacaktır. Lojistik Köy kurma çalışmalarının devam ettiği ilimizin artık limana daha yakın olması da Erzurum’u bu konuda cazibe merkezi yapacaktır. Kısacası Ovit ve Kop tüneli projeleri iç ve dış ticaretimizin gelişmesi anlamında çok önemsediğimiz iki projedir. Ümit ediyoruz ki; bu beklentilerimiz gerçekleşir ve Erzurum eskiden olduğu gibi bölgede önemli bir ticaret merkezi konumuna gelir” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
“HIZLI TREN ERZURUM’UN DA HAKKI”
Erzurum’da 2013 yılının son günlerinde gündeme oturan hızlı tren konusuna da değinen başkan Yücelik, “Mesafeleri kısaltacak, ulaşımı rahatlatacak olan hızlı tren projesini Erzurum fazlasıyla hakediyor. Çünkü; bölgemizin ekonomik anlamda kalkınması, sosyal ve kültürel bakımdan gelişmesi, kentsel dönüşümün sağlanması, altyapısının modernize edilmesi, insanlarının zenginleşmesi ve yaşam kalitesinin artması için de hızlı tren gibi önemli projelerden nasibimizi almamız gerekiyor.” diye konuştu.
Hızlı tren projesinin Erzincan’dan sonra Erzurum’a geleceği daha önce hükümet yetkilileri tarafından dile getirildiğini hatırlatan Yücelik, “Bu noktada Erzurum’un topyekun projeye sahip çıkması ve ilimizi de kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Konuyla ilgili olarak sayın valimiz de bu yönde düşüncelerini dile getirdi. Hızlı tren projesine Erzurum’un da dahil edilmesi; Türkiye’nin ve dünyanın gözde kış turizmi merkezlerinden birisi olan Palandöken’e yerli ve yabancı turistlerin ilgisini daha da artıracağı gibi, iki devlet üniversitesi ve odamız tarafından kuruluş çalışmaları sürdürülen 1 vakıf üniversitesiyle öğrenci sayısı 100 bini aşacak olan şehrimiz için önemli bir ulaşım aracı olacaktır” dedi.
“ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNİ SAĞLAMAK ŞART”
Erzurum’da, üniversite-sanayi işbirliğinin bir türlü arzu edilen başarıyı yakalayamadığını anlatan Başkan Yücelik şöyle devam etti; “Gerçek anlamda üniversite-sanayi entegrasyonunu sağlamak, bilim insanlarıyla sanayicinin koordineli bir şekilde çalışmasını temin etmek büyük önem taşıyor. Sanayide, üretimde yaşanan sıkıntılar masa başında oturarak değil, sahaya inilerek çözüme kavuşturulabilir. Bunun için üniversite-sanayi işbirliğini tam anlamıyla temin etmek zorundayız. Sanayicimiz üniversitenin, üniversite de sanayi ile diyaloğunu daha da güçlendirmeli ve ARGE’ye ayrılan kaynaklar bu anlamda daha reel bir şekilde kullanılmalıdır. Asıl yapılması gereken; gelecek kaygısı taşıyan gençlerin daha iyi eğitilmesi ve yönetilmesidir. Eğitim hayatları boyunca sistem değişiklikleriyle sebebiyle bir hedefe kilitlenemeyen gençliğin amaç, vizyon ve hedef belirleyebilme becerisini artıracak projeler üretilmelidir. ARGE ve teknik desteklerin artırılması ile üniversitenin işbirliğine yakınlaştırılması mümkündür. Ancak beşer faktörü en önemli faktördür. Asıl olan gençlerin bu işbirliğine olan ihtiyacı ve güveni sağlamlaştırmak.”
“YENİ STRATEJİK PLAN ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK”
ETSO’nun, gelecek 4 yılın vizyon ve stratejilerini belirleyeceği yeni stratejik planının çalışmalarının başladığını kaydeden Başkan Yücelik şu ifadeleri kullandı; “İş ve endüstri ilişkileri birimimiz tarafından titiz bir çalışmayla hazırlanan ve 2009-2013 yıllarını kapsayan stratejik planımızda yer alan çalışmalarımızı 4 yıl süreyle sürdürdük. Şimdi 2013-2017 stratejik plan çalışmalarımıza da başladık. Teknoloji ile beyin gücünün hakim olduğu çağdaş düzene ayak uydurmak için hazırladığımız bu planda; geleceğe bakışımız, amaçlarımız, hedef ve faaliyetlerimiz yer alıyor. Bu planda, oda yönetimi ve çalışanlarının 2017 yılının sona kadar neler yapacağı, ne tür projeler uygulayacağı, kentsel ve bölgesel gelişmeye katkı sağlamak amacıyla hangi girişimlerde bulunacağı ayrıntılarıyla yer alıyor. Elbette 2023 yılı hedefleri ülkemiz için önemli hedefler ve bu hedeflere ulaşabilmemiz için her kişi ve kurum üzerine düşen görevi yerine getirmek durumundadır. Biz de bu bilinç ve sorumlulukla üzerimize düşen görevi yapacağız.”
“TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYMAKTAN ÇEKİNMİYORUZ”
ETSO’nun 2013 yılında, Meclisi, Yönetim Kurulu, Genel Sekreterliği ve bağlı birimleri ile oda bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi (ABİGEM), Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi, Kredi Garanti Fonu (KGF) ve bir süre önce faaliyete başlayan Çalışanların ve İşverenlerin Küresel Ekonomideki Değişimlere Uyum Yeteneğinin Artırılması Projesi (KUYAP) Koordinatörlüğü ile çeşitli konularda birçok çalışma yürütüldüğünü kaydeden Başkan Yücelik şöyle konuştu; “Üzerimize görev ve sorumluluk düşen her konuda taşın altına elimizi koymaktan çekinmiyoruz. Öyle ki, maddi ve manevi büyük bir sorumluk üstlendiğimiz, vakıf üniversitesi kurma konusundaki çabalarımızdan zaman zaman karşılaştığımız bürokratik engellere rağmen vazgeçmiyoruz. Bu konuda, ‘Bir engeli daha aştık’ derken, önümüze başka bir engel çıkıyor. Ama inşallah gerek içimizde, gerekse Ankara’daki siyasetçi ve bürokrat hemşehrilerimizle yaptığımız istişarelerle bu engelleri de aşacağız.”
2014 yılında tüm dünyanın barış ve refaha kavuşmasını temenni eden Başkan Yücelik, “2014’te ülkemizin ve şehrimizin ekonomik refahının daha üst seviyelere çıkmasını diliyor, yeni yılın bu şehrin kaderini paylaştığımız bütün hemşehrilerimize sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini temenni ediyorum.” dedi.