İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çadır kurulacak yerlerin belli olduğunu belirterek, "Git yaylalarda çadırını kur" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Milli İradeye Saygı” mitinginde Kazlıçeşme’yi dolduran yüzbinlerce vatandaşa hitap etti.
Türk milletinin demokrasiye her zaman sahip çıktığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “27 Mayıs müdahalesini özellikle bu aziz millete karşı yaptılar. Bu aziz millet o müdahalecilerden hesabını sandıkta sordu. 28 Şubatı rahmetli Erbakan’dan önce millete karşı yaptılar. Cumhuriyet mitinglerini, Danıştay saldırılarını, müdahale senaryolarını bize karşı AK Parti'ye karşı tertip ettiler. Bu millet sabretti. 22 Temmuz’da, 12 Haziran’da bunun hesabını sordu. Bu millet hukuka, kendi iradesine, demokrasiye her zaman sahip çıktı” dedi.
Başbakan Erdoğan, "Ey aziz İstanbul size soruyorum. Öyle bir cevap verin ki Türkiye üzerine oyun kuranlar tir tir titreyecekler. Demokrasiye sahip çıkıyor muyuz, hukuka sahip çıkıyor muyuz, milli iradeye sahip çıkıyor muyuz. Bizimle misin İstanbul, beraber miyiz İstanbul. şeklinde sorular yöneltti. Kalabalık ise hep bir ağızda “evet” diyerek karşılık verdi.
YÜZBİNLERE SESLENDİ
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yazılı ve görsel medya, sosyal medya bunu da saptırmazsınız inşallah. Gerçekler burada. Dost da düşman da şunu anlasın. Türkiye sadece Taksim meydanından ibaret değildir. Türkiye sadece Kuğulu parktan ibaret değildir. Türkiye Kasımpaşadır, Türkiye Fatih’tir, Üsküdar'dır. 2014 Mart'ında sandıkları siz patlatacaksınız. Türkiye tüm Ortadoğu'yu tek bir sancak etrafında bir ve beraber kılan Selçuklu’nun torunlarının ülkesidir. Türkiye, 20 milyon kilometre kare üzerinde, 3 kıtada adaletle hükmetmiş Osmanlı cihan devletinin torunlarının ülkesidir. Hiç kimsenin oyunu bize sökmez, tuzağı bize işlemez, Çirkin senaryo bize dokunamaz. Türkiye, uluslararası medya kuruluşlarının üzerinde operasyon yapacağı ülke değildir. Utanmadan şunu söylüyorlar Arap baharını gördük, Türkiye baharına hazır olun diyorlar. Be hey gafil. Türkiye’de Türk baharı 3 Kasım 2002’de oldu. Onlar bunun farkında değil. Çünkü bunları gözü var görmez, kulağı var duymaz ,dili var gerçeği söyleyemez. Ama işte millet işte karar. Türkiye sosyal medya üzerinden ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Türkiye'yi tanımaktan aciz parlamentoların kararları ile mahkum edilecek bir ülke hiç değildir. AB Parlamentosu bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin. Sizin aldığınız kararı tanımıyoruz dedim. Türkiye şu anda AB üyesi değil, müzakereci. Eğer siz dürüstseniz, diyorum ki Yunanistan’da bu kadar eylemler oldu, her taraf yıkıldı, insanlar öldürüldü. Kalktınız 100 milyarlarca euro onlara yardım ettiniz. AB üyesi ne yaptınız. İngiltere’de G8 ile ilgili olarak 50 tane gösteri yapanı anında gözaltına aldılar. İngiltere ile ilgili ne karar aldın söyler misin. Almanya’da bunca olaylar oldu bunlarla ilgili bir karar alabildin mi. Yerli ve yabancı birlikte hareket eden medyaya sesleniyorum Dürüst olun dürüst. Basın ahlakı denilen bir olay var. Namuslu olun. Eğer Tayyip Erdoğan’dan dürüst olmamayı bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Biz bu yola dik çıktık, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz ama yolu emin adımlarla yürüyeceğiz. Bunlar bugüne kadar güdülen iktidarlara alışmıştı. Güdüyorlardı. İstedikleri gibi hükümet kuruyorlardı bu ülkede. Türkiye’de de bazı medya kuruluşları aynı oyunun içindeler. Aynı numarayı yapıyorlar ama hepsi turnasol kağıdı gibi ortaya çıktı. Faiz lobisi çok iyi ortaya çıktı. Bunları da biliyoruz. Taksim meydanına 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini çok iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terör ile işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları da çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı. Eğer bu hesabı sormazsak işte bu millet o zaman bizden hesap sorar. Milletimizin emanetine hıyanet edemeyiz. Bu uluslararası medya, Avrupa parlamentosu Suriye'yi görmez, akan kanı görmez. Gazze’de olanları bitenleri görmez. On yıl önce 1 iken bugün 3 olan Türkiye birilerini kıskandırıyor. Türkiye nereden nereye geldi, buna tahammül edemiyorlar. Kişi başına gelirin 10 bin 500 dolara çıktığı Türkiye bunları tahrik ediyor. Kararlı şeklide bu yolcululuğu devam ettiriyoruz. Türkiye’yi gerçekten tanımak, anlamak isteyenler varsa, gerçek Türkiye fotoğrafı yansıtmaya örgütlere değil gelsinler kitlesel örgütlerde öğrenmeye, Ak Parti'yi tanımaya çalışsınlar ve gerçeği görsünler".
Milletin kendilerine bir emanet verdiğini belirten Erdoğan, "Bu emaneti hakkı ile götürmenin gayretindeyiz. Şu an yaşı 20-25 arası olan gençlik, gezi parkında olan gençlik. Kişi arkadaşının dinindendir, sevdikleri ile beraberdir. O samimi olan gençler, dedim ya 3-5 çapulcu rahatsız olanlar oldu. Yarası olan gocunur. Türk dil kurumunun çapulcu tanımını yaptım. Çapulcu kamu düzenini bozmaya gayret edenlere denir. Bunlar kamu düzenini bozmak isteyenler değil mi. Bunlar terör örgütleri ile ilişki içinde olanlar değil mi. Biz gençlerimizin bunu bilmesini istiyoruz. Bu ülkede 10.5 yıl önce polisin sınırsız güç kullanma hakkı vardı. Biz geldik bunu kaldırdık ve sınırladık. Gözaltı sürelerini bizim kısalttığımızı bildikleri halde, polisin toplumsal olaylara müdahalesini bildikleri halde bize karşı tavırlarını anlamak mümkün değil. Cezaevlerinde kötü muameleler vardı. Biz geldik bunları kaldırdık. İşkenceye sıfır tolerans dedik. Kararlılıkla uyguladık. Hukuk sisteminde keyfiliğe yer yok dedik kararlılıkla uyguladık. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçişi biz sağladık. İfade özgürlüğünün önünü açtık. Toplantı yapmak, gösteri yürüyüş yapmak kısıtlanmıştı. Bunların önünü biz açtık. Siz miting yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi. Siz toplantı yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi. Bize ne dediler görüşmeye gelenler, ‘biz istediğimiz yerde miting yapabilmeliyiz’ bunlara ne diyeceksiniz. Ben sizin dediğinizi demedim. Dedim ki ‘bu ülke yol geçen hanı değil. İstediğin yerde istediğin gibi miting yapamazsın. Burası hukuk devletidir. Neresi gösterilirse gider orada yaparsın. Neden şu anda Beyoğlu’nda Taksim’de bakın 30 bin yatak kapasitesi var hemen hemen hepsi boşaldı. Günah, yazık değil mi. O çevrede bütün esnaf kan ağlıyor. Şimdi bunların zararlarını kim karşılayacak. Aynı şey Ankara. Bütün otobüs durakları yıkıldı. Al geçitte seramikler kırıldı. Polis araçlarından 150’ye yakını yakıldı. Sivil vatandaşlarımızın aracı yakıldı yıkıldı. Şimdi buradan Türkiye’ye sesleniyorum. Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşuydu. İşgal edildi. Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Bu illegal örgütlerin pankartları vardı. TC Başbakanına hakaretler de vardı. Bizde bunlardan çok üzüldük ama onları oradan indirmeyecektik de ne yapacaktık. Döndüm kuzey Afrika'dan ve şunu söyledim. 24 saat içerisinde bunlar temizlenecek. Çünkü bu ülkede biz bu teröristlere burayı bırakamayız. Cumhuriyet anıtında ne vardı gördünüz. Bölücübaşı, yanında Atatürk. Yanında Türk bayrağı. Bir dakika şimdi burada ulusalcılara sesleniyorum. Ey ulusalcılar ey CHP ve yandaşları teröristbaşı ile Atatürk ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz. Niye gidip de onları indirmediniz. Milletvekilleriniz bunları önüne geçiyor, birlikte yürüyor, niye bunları temizlemediler. Sağolsun polisimiz görevini yaptı. 24 saat içerisinde buralar da temizlendi. Dedim ki artık Gezi Parkı’nı da temizleyeceksiniz. Burada da sona geldik dedim. Dün de o operasyon yapıldı ve temizlendi. Bu benim Başbakanlık görevim. Eğer bunu yapmıyorsam bu mekanda durmamın bir anlamı yok. Bize kalkıp Avrupa'da, dünyanın değişik yerlerinden bazı aklı evveller diyorlar ki ‘bu özgürlüktür’. Özgürlük hukuka saygı içerisinde icra edilir veya kazanılır. Bir başkasının özgürlük alanına saldırarak değil. Bunlar milletin özgürlü alanına saldırdılar. O park bu işgal güçlerinin değil samimi duygularla orada olan gençlerin de değil tüm İstanbulluların. E biz buraya çadırlarımızı kurduk, kuramazsın kardeşim. Çadır kurulacak yerler de bellidir. Git yaylalarda çadırını kur. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsin. Bir tane olurmuş. Bir tanesi olsun da diğerleri de mesajlarını versin. Bunların derdi mesaj değil. Bir tanesi sözüm ona sanatçı. Sanatçı terörist falan olmaz. Teröre yataklık yapanı ben sanatçı olarak tanımıyorum. Mesele Gezi Parkı mı ya hala anlamadın mı diyor. CHP’nin milletvekili çıkıyor ‘mesele Gezi Parkı değil bu iktidarı devirmek’ diyor. Tamam da bu iktidarı indirmek istiyorsan bunun yolu belli. Seçimdir. 2015’te seçimler var. Güçünü koyarsın ortaya indirebilirsen indirirsin. Niye böyle değil de abudik gubudik numaralar yapıyorsun. Dürüst olun. Bu ülkede örgütlenme özgürlüğünün önünü biz açtık. Şu anda 72 parti var. 18 tanesinin seçime girme hakkı var. Belki bu seçimde daha fazlası girecek. Bütün yasal düzenlemeler rağmen gazeteci istediğini yazamıyordu. Belli meseleler korkudan dile getirilemiyordu önünü biz açtık. Çetelerle mücadele ettik. Medyanın yazarları, sanatın ve sanatçının üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. 10.5 yıl önce böyle gösteriler yapmayı kimse hayal bile edemezdi. Polisin 10.5 yıl önce bu kadar sağ duyulu hareket ettiğini gördünüz mü? 10.5 yıl önce süreç çok daha farklı çalışıyordu" şeklinde konuştu.
DEMOKRASİNİN DIŞINA ÇIKILMASINA MÜSAADE ETMEDİK
18 gün demokrasinin dışına çıkılmasına müsaade etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Polis biber gazı kullanıyor ne olacak kullanmayacak mı. AB muktesebatına aç bak. Polis biber gazı kullanır. En ileri ülkelere bak. Biber gazını kullanıyor mu kullanmıyor mu. En ileri ülkelerde hatta kurşun sıkarlar. Ölümüne. Hastanelerde 3 kişi var. Bunlardan biri benim komiserim. Akşam ona kurşunla atış yaptılar ve midesinden yaraladılar. Sivil bir vatandaşın da biber gazı sebebiyle gözünde rahatsızlığı var. Tablo bu. Diğerlerinin hepsi ayakta müdahale ile evlerine gitti. Böyle bir tablonun içerisinde polisimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu. Hamdolsun bu sınavı başarı ile aştık. Demokrasiyi hukuku raydan çıkartmak isteyenlere rağmen, demokrasiyi hukuku öne çıkardık sarsılmasına müsaade etmedik. Hatalar yapılmış olabilir, yanlışlar olabilir, istenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir fakat Ankara'da dün akşam yürüyen bir grubun önünde CHP milletvekilleri yere çökmüş poz veriyorlar. Ne bu. Sen milletvekilisin. Milletvekili teröre fırsat vermez. Ülkesinin devletine yardımcı olur. Milletvekilinin yapması gereken budur. Terör estirmek isteyenleri önünü açmak değildir. Ama bunlar terör estirmek isteyenleri önünü açmıştır. İstanbul’da Divan Oteli'ne giren CHP vekillerinden birisi benim valime hakaret ediyor. O kendisinden yardımcı olmasını istiyor o ise hakaret ediyor. Bunların meşrebi bu. Bunlar sandıktan alamadıkları neticeyi buralardan alacaklarını zannediyorlar ama alamayacaklar. Biz polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız ama polisimize şiddet uygulayan, caddeleri yakıp yıkanları da tek tek inceleyecek ve araştıracağız. Bütün mobese kayıtlarında bunlar var. Biz burada eksikleri, hataları araştırdığımız kadar sosyal medyada provokasyon yapanları da araştıracağız. Medyada provokasyon yapanları, olaylara lojistik destek verenleri de araştıracak ve deşifre edeceğiz. Dünyanın değişik yerlerinden Taksim Meydanına gelip bu olaylara karışan yabancıların burada ne işi var. Hatay’da da bunları gördük. 4 tanesi şu anda tutuklandı. Bunları organize edenlerin de bunlar olmadığını kim söyleyebilir. Sanatçılara mahalle baskısı uygulayanları, lise talebelerine baskı uygulayanları milletim bilsin. Bazı okulların müdürlerine, öğretmenlerine sesleniyorum. Araştırmalar devam ediyor. Ben bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul edemem. Çünkü biz bu yavrularımızı size teslim ettik. Anarşist olsunlar diye size teslim etmedik. Bunları iyi yetiştirin diye gönderdik. Birilerinin mitinglerine bunları derslerden çıkararak gönderin diye değil. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. Bugün okula imtihana gelmeyin diyorlar. Bugün olduğu gibi. Sabah 4’e 5’e kadar tencere tava, hep aynı hava. Ben size inanıyorum. Sizler de bize inanın. Bu dönen dolaplara aldanmayın. Yeter ki bu tabloyu her zaman koruyun. Medyaya şiddet uygulayanları milletim görsün. Türkiye ekonomine zarar vermek için açıklama yapanları, kendi ülkense kast edenleri milletim anlasın. 18 gün boyunca sokak sokak terör estirenlere benim başörtülü kardeşlerime el uzatanlara, yanında bebeği olduğu halde hem anne hem bebeğe şiddet uygulayan alçaklara ahlaksızlara, Dolmabahçe, Bezmialem, Validesultan Camilerine ayakkabılarıyla giren, 3 gün orayı işgal edenlere. Orada alkol kullanan saygısızlara hukuk dairesi içerisinde gerekli hesabı soracağız" diye konuştu.