Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ithal ürünleri yerli imkanlarla üretmek isteyen KOBİ’ler için kurgulanan KOSGEB’in KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım (TEKNOYATIRIM) Programı'nın yeniden düzenlendiğini açıkladı. Programa 10 milyon TL’nin üzerindeki projeler için başvuru yapılabilecek.
Bakan Varank, Para Dergisi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye girişimcilik alanında, özellikle de teknoloji tabanlı işlerde büyük potansiyele sahip. Gittiğim her ilde, ziyaret ettiğim teknoparklarda, Ar-Ge merkezlerinde hatta organize sanayi bölgelerinde bizzat tanık olduğum çok çarpıcı başarı hikâyeleri var. Yenilikçi parlak fikirlerin yanı sıra bunları ekonomik değere dönüştürmeyi başarmış çalışkan girişimcilerimiz var. İnovasyonun önemini kavramış firmalarımızın yenilik yapma iştahı elbette mühim fakat, bu başarı hikayelerinde bizim onlara sunduğumuz desteklerin de yeri yadsınamaz. Bakanlık olarak girişimcilik ekosistemini ve ekosistemdeki aktörleri çok çeşitli mekanizmalarla teşvik ediyoruz” dedi.
Ar-Ge ve Tasarım Merkezi belgesine sahip firmaların çeşitli vergi indirimleri ve istisnalardan faydalandığını belirten Varank, “Teknoparklarda yer alan firmalar vergisel avantajların yanı sıra, mentörlük, iş eşleştirmeleri, ticarileşme ve ihracat destekleri gibi devlet desteklerinden yararlanıyor. TÜBİTAK ve KOSGEB, iş kurmak ya da kurduğu işi daha da geliştirmek isteyenlere çok zengin imkanlar sunuyor. TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programı'yla girişimcilerin teknolojiyi ve yeniliği odağa alan fikirlerini pazar aşamasına kadar teşvik ediyoruz. Böylelikle nitelikli girişimciliği özendirip, yüksek teknolojili ürünleri geliştirebilen başlangıç firmalarını ekonomiye kazandırıyoruz. Bu sene 146 girişimcimiz 24 milyon liralık destekten faydalandı” diye konuştu.
TÜBİTAK BİGG programının yetkin uygulayıcı kuruluşlarla yürüttükleri Türkiye’deki girişimcilik programlarının en başarılılarından biri olduğunu söyleyen Varank, “Yine teknoloji tabanlı girişimlere sermaye desteği sunmak için, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birlikte Tech-InvesTR programını hayata geçirdik. Bu kapsamda; beş yeni girişim sermayesi fonu, teknoloji girişimleri için 1,1 milyar liralık kaynak oluşturacak. Bu fon, start-up’ların Ar-Ge sonucunda geliştirdikleri ürünü ticarileştirmek amacıyla yatırımlar yapacak” şeklinde konuştu.
Varank, KOSGEB aracılığıyla ücretsiz girişimcilik eğitimleri de verdiklerini vurgulayarak, “Bu eğitimlerde girişimcilerin iş kurma ve kendi iş planlarını hazırlama gibi alanlarda deneyim sahibi olmalarını amaçlıyoruz. Bugüne kadar 1.5 milyonu aşkın vatandaşımız bu eğitimlere katıldı. Gittikçe artan talep karşısında, bu hizmeti elektronik ortama taşıdık ve e-Akademi’yi hayata geçirdik. İnternetten verdiğimiz bu eğitimlere, e-Devlet şifresi olan tüm vatandaşlarımız katılabiliyor. Eğitime katılan vatandaşlarımız, KOSGEB’in Yeni Girişimci Programı'na da başvurabiliyor. Biz bu programla hem geleneksel hem de yenilikçi sektörlerdeki girişimcilerimizi destekliyoruz. Eğer başvuranlar arasında kadın, genç, engelli, gazi veya birinci dereceden şehit yakını olursa onlara pozitif ayrımcılık da yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Girişimcilerin finansmana daha kolay erişebilmesi amacıyla KOBİ Finansman Destek Programı'nı başlattıklarını hatırlatan Varank, “Böylece KOSGEB’in girişimcilik desteklerinden yararlanan start-uplarımız, 50 bin liraya kadar yeni bir kredi programından faydalanabiliyor. Burada alınan kredinin finansman maliyetinin büyük bir kısmını KOSGEB karşılıyor. Ayrıca Kredi Garanti Fonu tarafından uygulanan yüzde 1,5’luk teminat bedelini de yüzde 1’e çektik” dedi.
Teknoyatırım Destek Programı'nı yeniden düzenlediklerini aktaran Varank, “Biliyorsunuz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımız kapsamında pilot sektör olan makinede çağrıya çıkmış, Ar-Ge ve yatırım bütçesi 10 milyon lirayı aşan projelerin başvurularını almaya başlamıştık. Bu program kapsamında belirlediğimiz öncelikli ürünlere yönelik, 10 milyon liraya kadar yatırım projelerini TEKNOYATIRIM’a kabul edeceğiz. Bugün itibariyle çağrıya çıktık. Bu program sürekli açık olacak, yani girişimcilerimiz ihtiyaç duymaları halinde derhal başvurabilirler. Yakın zamanda Bölgesel Girişim Sermayesi uygulamasını başlatacağız. Büyüme potansiyeli taşıyan işletmeleri ve yeni bölgesel girişimleri bu fonla destekleyeceğiz. Bu modelin bölgesel düzeyde uygulanmasıyla yalnızca start-up’ları değil, Anadolu’da faaliyet gösteren ve ihracat kabiliyeti geliştirebilecek firmaları da teşvik edeceğiz. Kalkınma Ajanslarımız bu uygulamayla, bölgelerindeki öncelikli sektörlere yönelik çağrılara çıkacak ve fonları reel sektörün hizmetine sunacak. Böylelikle; hem bölgesel farklılıkların giderilmesini hem de ülke genelinde erken aşama girişim sermayesi yatırımlarının artırılmasını amaçlıyoruz”açıklamasında bulundu.
Önümüzdeki dönemde girişimcilik ekosistemimizi daha etkin bir yapıya kavuşturmak için somut adımlar atacaklarını aktaran Varank, şu ifadelere yer verdi:
“Ekosistemde yer alan tüm paydaşların faydalanması için Türkiye Girişim Ekosistemi Platformu ve internet sitesini kuruyoruz. Bu platformda girişimlere ilişkin bilgilerin yanında; yatırımcılar tanıtılacak ve girişimcilerin kullanabileceği kaynaklar hakkında bilgiler yer alacak. Girişimcilik fikirlerinin olgunlaşması için okullarda, iş yerlerinde ve TGB’lerde açık inovasyon yaklaşımının öğretilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Erken dönem girişimciler için vergisiz veya kolay vergili dönem gibi uygulamaları geliştirmek istiyoruz. Girişimlerin başlangıç aşamasından, ölçeklenme aşamasına geçişlerinin daha sıkı takipçisi olacağız. Bu noktada özellikle küreselleşme iddiası olan derin teknoloji tabanlı girişimleri pozitif ayrıştıracağız. Ekosistemin geneli için finansman kaynakları da özel bir önem taşıyor. Bu maksatla melek yatırımcı sayısı ve etkinliğini artıracak, kitlesel fonlamanın kullanımını yaygınlaştıracağız. Yine girişim sermayesi fonlarının hacmi ve kullanımını artıracak tedbirler alacağız. 2023 stratejimize koyduğumuz en az 10 Turcorn hedefi uzak bir ihtimal değil. Kamu olarak her türlü desteğimizle erken aşama girişimcilerin yanınızdayız. Özel sektörün de buradaki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirip, risk alması gerekiyor. Melek yatırımcılar, risk sermayedarları ve özellikle finans sektörü yatırımcı rolleriyle daha fazla ön plana çıkmalı. Onları ekosistemin etkin paydaşları haline getireceğiz. Kamunun ve özel sektörün sağlayacağı kaldıraç, yeni girişimlerin hızla filizlenmesine katkı sağlayacak. Öyle bir noktaya geleceğiz ki, gençlerimiz iş arayan değil, işveren olacak.”