SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Yrd. Doç. Tacettin Şimşek, “Avrupa ülkeleri ve Amerika’da çizgi filmler ders araç ve gereci olarak kullanılırken, biz bu bakımdan çok gerilerde kalmışız.” dedi.
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tacettin Şimşek, çizgi filmlerin sadece bir eğlence aracı değil, eğitim ve öğretim amaçlı da kullanıldığını söyledi. Fransızları Caillou: Amerikalıların da; Cedric'le, çocuklara olumlu ve eğitici mesajlar verdiklerine dikkati çeken Şimşek, “Filme, çizgi filme, romana, tiyatroya zengin malzemeler sunan çok zengin bir tarihimiz var. Son yıllarda Çanakkale ve İstanbul'un fethi konulu çizgi filmler yetersiz de olsa, bir ihtiyacı karşılamışlardır. Bizim de dünyaya sunabileceğimiz özgün çizgi film örneklerimiz olmalıdır.” diye konuştu.
//TARİHİMİZİ ÇİZGİYE DÖKEMEDİK
Çizgi filmin tarihçesine ilişkin olarak bilgiler de veren Yrd. Doç. Dr. Şimşek, dünyada ilk çizgi film örneklerinin 1930'lu yıllardan itibaren Amerika'da görüldüğünü belirtti. Şimşek, “1938'de çıkan Superman büyük ilgiyle karşılandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş konulu çizgi romanlar hazırlandı. Askerleri eğitmek ya da eğlendirmek amacıyla çizgi romanlardan yararlanıldı. Bu yeni iletişim aracı, savaş konularını işleyerek 1950’ye kadar Avustralya. Kanada, İtalya, İsviçre, Arjantin, İsveç ve Japonya gibi ülkelerde ilgi gördü. 1960’lı yıllarda durgun bir seyir izledi. 1970'li ve 80’li yıllarda Avrupa, Japonya ve Lâtin Amerika'da büyük bir hızla gelişmesini sürdürdü. Zamanla bilgisayar teknolojisinin çizgi film üretiminde kullanılması, bu alanı çok verimli bir sektör hâline getirdi.” şeklinde konuştu.
//ÇİZGİ FİLM SEKTÖRÜ
Amerika'da Walt Disney’in, Donald Duck, Varyemez Amca gibi örneklerle çizgi filmin öncüsü olduğuna dikkati çeken Şimşek, Popeye (Temel Reis), Bugs Bunny, Duffy Duck gibi çizgi filmlerin de, Amerika kaynaklı ürünler olduğunu dile getirdi. Şimşek, “Doğrudan doğruya çocuklara hitap eden çizgi filmler arasında Belçikalı Peyo'nun Şirinleri (Smurfs) ve İsveçli Selma Lagerlöf ün Nils Holgersson'un Serüvenleri adlı romanından uyarlanan Uçan Kaz önemli örneklerdir. Vikingler Almanlar; Şeker Kız (Candy) ve Heidi gibi çizgi filmler ise Japonlar tarafından üretilmiştir. Şu anda çizgi film endüstrisi Amerika ve Japonya'nın elindedir.” dedi. Holivvood’un, son dönemlerde çizgi sinema filmleri yaparak bu konudaki başarısını pekiştirdiğini anlatan Şimşek, Kayıp Balık Nemo, Buz Devri, Oyuncak Hikâyesi, Tavuklar Firarda, Neşeli Ayaklar ve Son Peygamber Hazreti Peygamber gibi filmlerin, çizgi sinemanın geleceği konusunda önemli ipuçları verdiğini kaydetti.
//TÜRKİYE’DE ÇİZGİ FİLM SEKTÖRÜ
Çizgi film dünyasının zengin bir dünya olduğunu vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin bu konuda dünyayı geriden takip ettiğini dile getirdi. Şimşek, ilk uygulamaların 1980'li yıllarda başladığı Türkiye’de, TRT’nin ilk Türk çizgi filmi olan Karınca Ailesi’ni ekranlara taşıdığını hatırlatan Şimşek, “Evliya Çelebi ve atı Küheylan'ın Maceraları buna ilginç bir örnekti. Susam Sokağında yer alan kısa çizgi filmler hatırlanmaya değer. 1990’lı yıllarda Dede Korkut hikâyelerinden tarihi olaylardan ve Keloğlan masallarından uyarlanmış başarılı çalışmalar yapıldı. Başlangıç olarak çok önemli ancak yeterli değil.” dedi. Türkiye’de çizgi filmlerin ağır aksak gelişmesinin sebeplerini de açıklayan Şimşek, “Birincisi maddi imkânlardır. Çizgi filmler, sinema filmlerinden daha pahalıya mal olmaktadır. İkincisi zamandır. Çizgi filmler için uzun bir çalışma zamanına ihtiyaç vardır. Üçüncüsü sabırla çalışmaktır. Çizgi filmler için sabırla çalışmak gerekiyor. Çünkü bir saniyelik bir görüntü için 24 kare resme ihtiyaç vardır. Gerçi bilgisayar teknolojisiyle bu iş bir hayli kolaylaşmıştır ama yine de bilgisayarı kullanacak olan insandır. Bir dördünce sebep olarak da bizde çok donanımlı çizgi film stüdyolarının bulunmayışını saymak gerekiyor. Derneklerimiz, bireysel çalışmalar yapan gönüllü çizerlerimiz var. Ancak çizgi film sektörünün ciddi finansmana ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.