ERZURUM - Atatürk Üniversitesi Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen "Belgelerin Işığında Türk-Ermeni Sorunu" konulu konferansın ardından Erzurum'daki okullarda görev yapan tarih ve sosyal branş öğretmenleri ile Atatürk Üniversitesi tarihçileri "Fransız Senatosu"nun Ermeni yanlısı tutumunu kınayan bir bildiriyi imzalayarak, Fransız resmi kuruluşlarına gönderdiler.
"Tarihi Ermeni sorunu" konulu konferansın ardından öğretmenler hazırladıkları kınama metnini imzaladılar.
KOMİSYONDA TARİH YAZILAMAZ
Metinde, hiçbir parlamentonun kanunla, komisyon kararıyla tarih yazamayacağı, Fransa Senatosu'nun kendisiyle çeliştiğine dikkat çekildi. Hazırlanan metinde şu görüşlere yer verildi:
"Sayın Senatörler; Tarih belgelere dayanan bir bilim dalıdır. Belgelere dayanmayan tarihi hiçbir açıklama yapılamaz, yorum getirilemez. Hiçbir parlamento kanunla, komisyon kararıyla tarih yazamaz, yasa çıkaramaz. Bu yüzden de tarihi hadiseleri yazmak siyasilerin değil, tarihçilerin sorunu olmalıdır. Fransız Parlamentosu'nun 'Fransız yasaları tarafından soykırımların inkarı bir yıl hapis ve 45 bin Avro para cezasına çarptırılır.' hükmünü öngören yasa tasarısını 22 Aralık 2011 tarihinde 577
milletvekilinden sadece 45 milletvekilinin kabul oyu kullanması ile Parlamento'da kabul edilmesini şüphesiz Türk Milleti büyük bir üzüntü ve esefle karşılamıştır.
22 Aralık 2011 tarihindeki Parlamento'daki oylama azınlığın çoğunluğa hükmetmesi anlamına gelmektedir. Fransa Parlamentosu bu gülünç oylama ile resmen demokrasinin kaide ve kurallarını çiğnemiş, Uluslararası Hukuk kurallarını, hatta kendi anayasasını ihlal ederek, hukuk suçu işlemiştir. Çünkü tarihte hiçbir ülkenin anayasasında, başka bir devletin tarihi hakkında hüküm verme, yasa çıkarma gibi bir yetkisi yoktur.
KARAR KÖTÜ NİYET TAŞIYOR
Hayatlarında bir kere dahi arşiv görmemiş, belge tanımamış, tarih ve kültürümüzle yakın uzak ilişkisi olmamış, 'Evet Oyu' kullanan 45 Fransız parlamenterin tarihimiz hakkında hüküm yürütmesi, yorum yapması, yasa kabul etmesi ilme ve akla sığacak bir davranış değildir. 45 Fransız parlamenter sözde soykırım iddialarına siyasi bir gözlükle bakmak yerine, kendi tarihlerini araştırsalar ve kendi tarihçilerine başvursalar, çok büyük bir tarihi hata yaptıklarını anlayacaklar ve Türk milletinden özür
dileyeceklerdir.
TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEYE HAZIRIZ
Sayın Senatörler; Türk Milleti olarak, kültür ve medeniyetimizde, devlet felsefemizde soykırımı bir insanlık suçu olarak kabul ederiz. Tarihimizin her sayfasıyla yüzleşmeye hazırız. Çünkü Türk Milleti, tarihte darda ve zorda kalana yardım elini uzatan bir millettir. Sizin ve bizim tarihimizin övgü ile bahsettiği, Türk-Fransız yakınlaşması ve dostluğunun oluştuğu tarih 1525'tir. Bilindiği üzere bu tarihte sizin kralınız I. Fransuva, Şarlken Almanya'sının hapishanesinde mahkûmdur. Fransuva Alman
esaretinden kurtulmak için, dönemin Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım talep eder. Kanuniye ikinci bir mektubu da kralın annesi yazarak oğlunun Alman hapishanesinden kurtarılmasını ister. 1526 Macaristan seferi ve Mohaç Zaferi ile Almanya üzerinde siyasi ve askeri baskı oluşturan Osmanlı Devleti, Fransuva'nın esaretten kurtularak ülkesinin başına dönmesini sağlamıştır. Osmanlı Devleti bu seferle yetinmeyerek 1535 tarihinde Fransızlara ilk defa kapitülasyon vermiştir. Senatodaki oylamada her senatör oy verdiğinde, Türk Milletinin Fransa'nın en zor zamanında yanında yer aldığı gerçeğini hatırlaması tarihi bir sorumluluk olsa gerektir.
Sayın Senatörler; Türk Milleti olarak dün olduğu gibi bugünde, dünyada yaratılan terörün, soykırımın her türünü nefretle lanetliyoruz. Biz Türk tarihçiler olarak en büyük idealimiz 21. Yüzyılda eski kin ve öfkeden arınmış sınırların zorla değiştirilmemesini dış siyaset olarak benimsemiş, tek düşüncesi barış, mutluluk ve insani değerlere bağlı, ırkçılığa ve teröre ortak tepki gösteren bir dünya meydana getirilmesidir. Dileğimiz kullanacağınız her hayır oyu ile Kafkasya'da Türkiye ile Ermenistan arasında
kalıcı bir barışın yerleşmesine yapacağınız katkılardır. Şunu unutmamak gerekir ki tarihte kin ve nefrete dayalı politikalar her zaman iflasa mahkumdur."