Bilecik’in Söğüt ilçesinde bu sene 733’ncüsü düzenlenen Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenliklerine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, şölenin yapıldığı Söğüt Stadına büyük bir coşkuyla girdi. Ertuğrul Gazi’nin türbesini ziyaret ettikten sonra alana gelen Başbakan Davutoğlu, tribünlerde oturan halkı selamlayarak yürüdü. Yörük çadırında bayrak diken Başbakan Davutoğlu, katılımcıların yoğun ilgisi arasında protokole geçti.
Başbakan Davutoğlu, kendisinden kısa bir süre önce gelen MHP Lideri Devlet Bahçeli ile tokalaştıktan sonra yerine geçti. Başbakan Davutoğlu’na Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve milletvekilleri eşlik etti. Başbakan Davutoğlu ve MHP Lideri Bahçeli’nin alana girmesinden sonra tribünlerdeki vatandaşların bir kısmı “Recep Tayyip Erdoğan” bir kısmı “Devletin başına Devlet gelecek” sloganları attı.
Protokoldeki yerini alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, programda kendisine söz hakkı verilmemesine tepki gösterdi. Başbakan Davutoğlu ile bir müddet görüşen Destici, etkinliği düzenleyenlerle protokolde kısa bir süre tartışma yaşadı. Alanı terk etmek için hazırlanan Destici, Davutoğlu ile görüştükten sonra tekrar yerine oturdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telgrafının okunması esnasında tribünlerde oturan vatandaşlar “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları attı. Programın sunucusu statta yaşananlar nedeniyle uyarılarda bulunduğu esnada kürsüye çıkan bir BBP'li mikrofonu kaparak “Mustafa Destici” diye bağırdı. Güvenlik görevlileri tarafından kürsüden indirilen şahıs, apar topar stadın dışına çıkartıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasını yapmak üzere kürsüye doğru yürüdüğü esnada kendisine yaklaşmak isteyen iki kişi yine polisler tarafından uzaklaştırıldı.
“BİZİM MİLLETİMİZ TARİHTE ANCAK ÖZNE OLARAK VAR OLABİLİR, NESNE OLAMAZ KÖLE OLAMAZ”
Türk milletinin tarihte ancak özne olarak var olacağını, hiçbir zaman nesne ve köle olmayacağını ifade eden Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: “Milletler gelenekleriyle yaşar, geleneklerinin özünü taşıyan ahlaki erdem ile yaşarlar, milletler kurdukları düzenle tarihe derin iz bırakırlar. Bu milletler tarihin özne milletleri, öncü lider milletleridir. Huzurunda bulunduğumuz Ertuğrul Gazi’nin attığı tohum insanlık tarihine göstermiştir ki, bizim milletimiz tarihte ancak özne olarak var olabilir, nesne olamaz, köle olamaz. Biz, aldığımız kültürle aldığımız irfan ile hep bu geleneği yaşatmanın mücadelesini verdik. Buraya atılan tohum, 1281 yılından beri kutladığımız bu kutlu şölen sadece bir şölen değildir, sadece hasat şükrü değildir, buraya gelen Oğuz boyları her şükürde birbirlerine şu sözü vermişlerdir, ‘mademki Rabbimiz bu toprakları bize vatan kıldı, ebediyete kadar bu mekan bir vatan olarak özgür olacaktır.’ 733 yıldan beri her yıl Oğuz boyları, Türkmen boyları buraya gelirler ve söz verirler, Allah huzurunda, tarih huzurunda söz verirler, Ertuğrul Gazi huzurunda söz verirler, ‘biz ahlakın, irfanın, nizamın sözcüleri olacağız, kaosun, kargaşanın fitnenin değil’ Şimdi biz, bu geleneği yaşatmak için varız. Hangi siyasi görüşten olursak olalım, buraya geldiğimizde bir tek bu ahit için geleceğiz. Her seferinde diyeceğiz ki, biz bu topraklarda var oldukça bu topraklar hür ve özgür olacaktır. Bu bayrak hem bu topraklarda hem de bütün kürede onurla, gururla dalgalanacaktır.”
“BİZ HEM AHMED-İ EVVEL’İN HEM AHMED-İ SANİ’NİN TAKİPÇİLERİYİZ”
Ertuğrul Gazi’nin başlattığı yürüyüşün ebediyete kadar süreceğinin altını çizen Başbakan Davutoğlu, Türk milletinin bu mirasın takipçisi olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bu mirasın takipçileriyiz. Bir olmak, iri olmak, diri olmak için Söğüt’te toplanıyoruz. Hoca Ahmet Yesevi’nin irfanı bizim rehberimizdir. Dedem rahmetli bana Ahmed’i Sani ismini verdiğinde ben bunun bana büyük dedeme atfen verildiğini zannediyordum. Ama sonra öğrendim ki, Hoca Ahmed-i Yesevi’nin adı da Ahmed-i Sani’ydi. Bütün Türkmen boyları doğan çocuklarına Ahmed-i Sani derken, Hoca Ahmed Yesevi’nin soyundan gitsin diye söylediler. Ahmed-i Sani bu Türkmen boylarına İslam ahlakını öğreten Hoca Ahmed Yesevi idi. Bizler bu topraklar şahit olsun, Allah şahit olsun ki, biz hem Ahmed-i Evvel’in hem Ahmed-i Sani’nin takipçileriyiz. Hem Hira mağarasının hem Hoca Ahmet Yesevi’nin çilehanesinin o atmosferinden beslenmişiz. Dünyaya ve insanlığa çağrımız birlik, barış çağrısıdır. Türkiye’deki her bir kardeşimize çağrımız birlik çağrısıdır, barış çağrısıdır.”
“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN 100. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE SÖĞÜT’TE BİR CİHAN DEVLETİNİN DOĞUŞUNA HEP BERABER ŞAHİTLİK EDECEĞİZ”
Konuşmasında birlik mesajları veren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında yeni bir cihan devletinin doğuşuna tüm dünyanın şahit olacağını açıklayan Davutoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti 20. yüzyılın konjonktürle şartlarında çıkmış olan nevzuhur bir devlet değildir. Burada 733 yıl sonra bir devletin tohumunun atılışını kutlamışsak, o devletin tohumunu atan Ertuğrul Gazi’ye bu emanet Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından verilmişse, biz biliriz ki, 1071’den bu yana Anadolu toprakları Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çizgisinde hür ve bağımsız bir milletin aziz vatanı olmuştur. Bu vatanda her bir tohum atılan mekanımız bizim için azizdir. 6 Eylül’de 62 hükümetin Başbakanı olarak, büyük bir onurla bu emaneti TBMM’den devraldığımda, önce Konya’ya Selçuklunun başkentine gittim. Türkiye Cumhuriyetinin Başkentinden güvenoyu almış bir Başbakan olarak Hazreti Mevlana’nın huzuru, Sultan Alaaddin Keykubat’ın huzuruna gittim. Anlamı şuydu, TC Devletinin başkenti Ankara, Selçuklu’nun payitahtı Konya ile kardeştir, Konya’dan esinlenmiştir. Geçen hafta İstanbul’a, o kutsal, o mübarek şehre giderek El Ensari’nin huzuruna çıktım, ondan destur aldım. Şimdi de Söğüt'teyiz, Ertuğrul Gazi’ye irfanı veren Ahmed-i Sani’nin, Hoca Ahmed-i Yesevi’nin manevi huzurunda ondan destur olmaya geldim. Bu ağır sorumluluğu, Hoca Ahmed Yesevi’den bu yana gelen kültürel sürekliliği korumak için, Selçuklu'dan, Malazgirt’ten beri gelen siyasal sürekliliği korumak için izin almaya, selam vermeye geldik. Selam olsun Ertuğrul Gazi’ye, onun yiğitlerine, onun öncülerine."
BAHÇELİ BURADA SENEYE BÜTÜN LİDERLER GELSİN
Davutoğlu, "Aziz Söğütlüler" diye devam ettiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Tarihi unutan milletler geleceğe bakamaz, maziyi anlamayanlar istikbali göremezler, 1281, hasat şükrünün başladığı tarih. Bir oba, 1381 bu oba Kosova önlerinde, artık bir devlet, 1481 Fatih Sultan Mehmed Han devleti imparatorluğa dönüştürdükten sonra Hakk'a yürüdü. 1581, bu devlet, 7 iklime hükmeden bir cihan devleti oldu. İşte biz bu çizgide Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir cihan devleti yapana kadar, maziden aldığımız bu ilhamı, Hoca Ahmed-i Yesevi’nin, Hazreti Mevlana’nın, Emir Sultan’ın Akşemseddin’in irfanını yeryüzünün her köşesine taşıyana kabar bıkmadan çalışacağız. Bu gayretle bütün kardeşlerimiz, bütün obalarımız bizimle birlikte olacaklar. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli de burada, ümit ederiz ki seneye bütün siyasi liderler gelsin, kim gelirse gelsin Söğüt ona kucak açacaktır. Herkes Söğüt’e gelsin, kucaklaşalım, bir olalım, iri olalım, diri olalım. Aramızda görüş ayrılıkları olsa bile bunları zihnimizin ötesinde tutarak gönlümüzü birbirine açalım. Şükürler olsun ki, bu mübarek mekan bize vatan kılındı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümünde Söğüt’te buluşacağız ve bir cihan devletinin doğuşuna hep beraber şahitlik edeceğiz.”