Erzincan İl Müftülüğü ve Erzurum Eğitim Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği tarafından organize edilen “100. Yılında Sarıkamış Şehitleri” konulu konferans Erzincan’da gerçekleştirildi.
Erzincan İl Müftülüğü Konferans Salonunda düzenlenen programda konuşmacı olarak katılan Tarihçi Yazar Muzaffer Taşyürek’in yanı sıra Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, Cumhuriyet Baş Savcısı Hüsnü Aldemir, Ak Parti İl Başkanı Orhan Bulut, İl Müftüsü Yavuz Karabayır ve Erihmed Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Çakır katılım gösterdi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlanılan programda ilk olarak Terzi Baba Camii İmam Hatibi Zakir Kırıcı’nın Kur'an-ı Kerim Tilaveti dinlendi.Daha sonra kürsüye davet edilen İl Müftüsü Karabayır yaptığı konuşmasında şu görüşlerde bulundu; “Sarıkamış Şehitlerini yıllar sonra İlimizde düzenlenen program ile yad ediyoruz. İnşaallah bundan böyle Sarıkamış şehitlerimiz unutulmayacak ve her zaman yad edeceğiz.” Dedi.
VALİ KAHRAMAN’IN VURGULARI
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsiye davet edilen Erzincan Valisi Süleyman Kahraman ise şu görüşlerde bulundu; “İlimize gelerek bizleri bilgilendiren hocamız Muzaffer beye teşekkür ederiz 90 bin Sarıkamış şehidimizi hiç unutmadık bizler bugün böyle hayatlarını feda eden şehitlerimizin varlığıyla bu günlere geldik bizler de bu günlerin kıymetini bilmeli Şehitlerimize görevlerimizi en doğru şekilde sürdürmeliyiz.Biliyoruz ki Allah Katında Şehitler ölü değildirler bu yüzden Rahmetle yad ediyoruz” dedi.
Son olarak Tarihçi-yazar Muzaffer Taşyürek konferansında bir Sarıkamış gazisinin yaşamış olduğu anları kedisiyle paylaştığı bir mektubu katılımcılara anlattı.Mektupta şu ifadeler yer alıyordu;”Sen Hiç Sarıkamış’ı Gördün Mü Kedi? Sen hiç Sarıkamış’ı gördün mü kedi? Sarıkamış içinde aynalı çarşı.Aynalı Çarşı cehennem.Sen aynalı çarşıda uçup da denize dökülen gemileri gördün mü hiç?İyi ki görmedin.Sen hiç parça parça olmuş, üst üste tepelerce yığılmış, siperleri, koyakları, çukurları ağzına kadar doldurmuş ölüleri gördün mü ?Ovalar dolusu çürümüş, kokmuş, kokusu insanı boğan ölülerin üstünden hiç yürüyerek geçtin mi? Sarıkamış savaşını görmemiş yaşamamış insan dünyada hiçbir şeyi görmemiş yaşamamış demektir.Erzurum içinde aynalı çarşı.Sen kedi sen hiç, uykucu, rahat, gerinen kedi, sen hiç Allahuekber Dağında olup bitenleri gördün mü? İnsan boyu iki insan boyu karın içinde yalın ayak, başı kabak, pantolonu yırtılmış, kaputsuz, ceketsiz, koyunları bit dolu, donmuş elleriyle kaşınamayanları, Rus topçusunun karlı dağları ateşe, zindana çeviren güllelerini, karla birlikte uçuşan kolları, bacakları, kollarla bacaklarla, gövdelerle birlikte gökten yağan kanları, Allahuekber Dağlarının doruklarında fırtınaya boraya tutulup donan, taş kesilen, donmuş kirpikleri, kaşları, donmuş gözleriyle bakan on binlerce askeri gördün mü hiç? Sen bunları görmediysen hiçbir şey görmedin demektir. Sen bunları görmediysen kedi, niçin bir tekneye binip de karşı kıyıda karaya çıkmıyorsun? Sen bunları görmediysen insanların yüzüne bakmaktan niçin utanasın?İstersen gel seni karşı kıyıya bırakayım. Karaya çıkar, kokusunu aldığın ilk iyi adam sandığın kişinin bacaklarına, bütün sıcaklığın, tatlılığınla sürünürsün. O da bundan hoşlanır ya. Balkan Harbi, Çanakkale, Sarıkamış, amele taburları, sen bunların hepsini bir kaç yılda üst üste yaşadın mı kedi? Günlerce aç kaldın mı, günlerce susuz kalıp, kurtlu sular içtin mi? Dumlupınar’da öldürülmüş, binlerce kokmuş, çürümüş, lime lime olmuş ölüyü toplarken, toplar gömerken, yüzlerce amele taburu askerinin öldüğünü duydun mu, gördün mü? Duymadıysan görmediysen bu dünyada ne hiç şey duydun ne de hiçbir şey gördün. Sen bir daha şu insanların içine çıkar, bir daha onların yüzüne bakabilir misin?"
TAŞYÜREK’İN ANLATTIKLARI
Anlatmış olduğu mektubun ardından konferansına devam eden Taşyürek konuşmasını şu görüşlerle sürdürdü;“Bu mektup aslında Sarıkamış’ın özetidir. Bir cihan devleti, Balkanlardan Kafkaslara, arkasında büyük bir çığlık ve yankı bırakarak göçüp gidiyordu. Bu yıkılışı durdurmak için yapılan her çaba çöküşü hızlandırmaktan başka bir işe yaramıyordu.Cesaretlerini cehaletlerinden alan birkaç kişi, gencecik askerleri Allahüekber Dağları’na sürmüştü; - 25 derece soğuk, bir buçuk metre kar, olabildiğine engebeli bir arazi hiç dikkate alınmadan.Kar, şehitlere hem kefen hem kabir olmuştu. Dördüncü cemre; havaya, suya, toprağa değil, asker yolu bekleyenlerin yüreğine düşüyordu; yakan, kavuran bütün sıcaklığıyla.
Konuşmasını Sarıkamış kahramanlarının bir kere olsun yâd edilmesi ve bu acıların bir daha hiç yaşanmaması için gençlerin donanımlı yetiştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak bitiren Taşyüreğ’e konferansın sonunda Vali Kahraman her yönleriyle Sarıkamış’ı öğrenmiş olduk. Hocamızı keyifle dinledik. Kendisine çok teşekkür ediyorum. ” diyerek Erzincan hatırası Bakır tabak hediye etti.Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ise Tarihçi yazar Muzaffer Taşyürek’e sunumlarından dolayı teşekkür ederek 100.Yılında Sarıkamış Harekatı ve Şehitleri anısına plaket takdim etmesinin ardından program sona erdi.