TAHİR SARIKAYA (İHA) –
Aradan geçen 9 yılda büyük ilerlemeler olduğunu, ancak yapılması gereken daha çok iş bulunduğunu belirten Akdağ, sağlık alanında da bu süreçte çok önemli gelişmeler olduğunu, sağlığın herkesin hakkı olduğu anlayışıyla hareket ettiklerini vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yeni anayasa yapımında sivil toplumun daha etkin olması gerektiğini belirterek, "Daha fazla değişim, demokratikleşme, yenileşme, kamu yönetiminde esneklik, vatandaş odaklı olma özelliği arıyorsak bazı kurumlarda daha fazla değişimi sağlamak için yeni anayasanın yapılması lazım" dedi.
Hilton Otel'de düzenlenen Kamu Yönetimi Kongresi'ne Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve davetliler katıldı. Başbakan Yardımcısı Atalay, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak, "Yeni anayasayı çok hayati önemde görüyoruz. Parti ve hükümet olarak yeni anayasanın gerçekleşmesi için 'Anayasa değişikliği demiyoruz' yeni anayasanın yapılması için bütün mekanizmaları en iyi şekilde çalıştırıyoruz. Bu konuda kararlılığımız tamdır. Eğer
bazı konularda halen kamu yönetimde sorunlar varsa, tıkanmalar varsa, daha çok vatandaş odaklı olamıyorsa Anayasada ciddi engeller var" dedi.
Mevcut anayasanın değişmesi gerektiğini söyleyen Atalay, "Statik yapıların devamında, statükonun korunmasında anayasalar önemli. Daha fazla değişim, demokratikleşme, yenileşme, kamu yönetiminde esneklik, vatandaş odaklı olma özelliği arıyorsak, bazı kurumlarda daha fazla değişimi sağlamak için yeni Anayasanın yapılması lazım" diye konuştu.
Her bireyin buna önem vermesi gerektiğinin altını çizen Atalay, sivil toplum kuruşlarının siyaset kurumuna baskı yapması gerektiğini dile getirdi. Atalay şöyle devam etti:
"Şu sıralarda Meclis'teki çalışma yürürken, bir yandan da anayasa ile ilgili sivil toplumun sesinin daha fazla çıkması lazım. Sivil toplumun ve vatandaşların Anayasaya ilgisinin daha fazla olması lazım. Siyaset kurumuna anayasa çalışmalarını daha fazla önemsetecek sivil toplum atılımlarına, girişimlerine ihtiyaç var diye düşünüyorum."
Eskiden devlet kurumlarının değil deterjan ve buzdolabı şirketlerinin vatandaş memnuniyetini aradığını söyleyen Atalay, "Şimdi ilk defa bu dönemde devlet vatandaş memnuniyeti arıyor" dedi.
"ŞEFFAF OLMAYAN YAPI DEMOKRATİK OLAMAZ"
Kamu yönetiminde, devlet-vatandaş ilişkisinin en temel belirleyici olduğunu belirten Atalay, "Demokrasinin ölçeği de devlet-birey ilişkilerindeki inişler, çıkışlar, katılım, şeffaflık gibi boyutlardır. Kamu yönetimi bizim en önemli hassasiyetimiz oldu. Devlet vatandaş ilişkisi nasıl olmalı, vatandaş kamu hizmetlerinin alıcısı olarak nerede olmalı en temel kaygımız oldu. Biz hep insan odaklı bir devlet, dedik" dedi.
Atalay, kamu yönetiminde hesap verme ve bürokratik işlemlerin azaltılması konusunda önemli adımlar atıldığını aktardı. Yerel yönetimlerle ilgili tüm mevzuatın bu dönemde değiştiğini kaydeden Atalay, "Yerel yönetimlerin geliri de yetkisi de arttı" şeklinde konuştu.
Sivil toplumun önemine de dikkat çeken Atalay, bunun da önünün açıldığının altını çizdi.
SAĞLIK BAKANI AKDAĞ
Sağlık Bakanı Akdağ da, hızlı bir değişiklikle vatandaşı arkalarına almaya çalıştıklarını anlatarak her devrimde hızlı davranılması gerektiğini kaydetti. Akdağ, Türkiye'de koalisyon dönemlerinin kayıp yıllar olduğuna dikkat çekerek, istikrar ile çok işler yapıldığını ifade etti. Akdağ, "Bilgisayar kullanacak memur bulamıyorduk. Nasıl bir zihniyet vardı. Biz hükümet olarak SSK bürokrasisini bitirdik. Aslında bir anlamda kız kaçırdık. Bugünkü gelinen zihniyet ile çok şeyler kazandırdık. Mesela eczaneler
ile ilgili bir kanun yapıyoruz. 1 Genel Müdür Yardımcısı bu kanuna uymuyor dedi. AK Parti bu dönemin değişimin adıdır. İzmir'de aile hekimliğini denize dökeceklerini söylediler. 400 aile hekimi 'Bunu söyleyenlerin kapısına giderek 'yeter artık çalışacağız ' dediler" diye konuştu.
"ALO 182 İLE 400 BİN KİŞİ RANDEVU ALACAK"
Bakan Akdağ, geçmişte hastanelerde rehin olayları ve hasta kaçırma olayları yaşandığına dikkat çekerek, "Ben de yaşanan bu olaylara sanki hastaneler, hapishane doktor ve hemşireler gardiyanlardı. Benim bir vatandaş olarak yakınım var. Yanımda kalp krizi geçirdi. İşte geçmişte böyle yaşanan bir olay köyde olsaydı ambulans gitmezdi. Çok affedersiniz, eşekle giderdi. Bu manzaraları yaşadık. Şu anda 112'yi arıyorsunuz. Ambulans her yere gidiyor. Gerektiği takdirde hava ambulansı gidiyor. Artık kamu yönetimi anlayışına göre özel bir hastaneye giden bir vatandaşımız 5 kuruşu para ödemeden gidiyor. Ancak üniversite hastanelerine gidenler faturanın yüzde 25'ini ödüyor" diye konuştu.
Bakan Akdağ, ALO 182 ile randevu sistemine geçildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bir vatandaşımız ALO 182'yi aradığı zaman istediği yerden doktordan randevu alabiliyor. Biz bu rakamı 2012 yılında 300 ile 400 bin civarlarına çıkaracağız. Ayrıca Sağlık Bakanlığı hastanelerinin yüzde 65'i randevu alacak hale gelecek diye plan yapıyoruz. 4 bin çağrı elamanı bu sisteme yetişir hale gelecek. Bu bir hizmet alımıdır. Türkiye yapılan bu hizmetler ile büyük bir atılım yapacak."
ESPİRİLİ 'BULAŞIK YIKARIM' AÇIKLAMASI
Akdağ, Türkiye'de kültürel olarak hem kadın hem de erkeğin çalıştığı evlerde iş yükünün daha çok kadının üstünde olduğu söyledi. Akdağ, bunun mutlaka değişmesi gerektiğini, erkeklerin bulaşık ve çamaşır yıkamayı, ütü yapmayı öğrenmeden yetiştirildiklerini belirtti. Çalışan kadınların, iş dönüşünde de evlerinde hem çocuklarla ilgilendiklerini hem de ev işleriyle uğraştıklarını söyleyen Akdağ, eşinin çalışmadığını, çocuklarının yetiştirilmesiyle ilgilendiğini, bu nedenle de yükünün ağır olduğunu söyledi.
Akdağ, kadınlara yapılan bu haksızlığı ifade etmeyi bir borç bildiğini belirterek, ''Bulaşık yıkamaktan haz ederim, evde sıcak sudan soğuk suya elimi sokmam. Çünkü soğuk suyla bulaşık yıkamayı sevmem'' diyerek espri yaptı.
YAPACAK ÇOK ŞEY VAR..
Aradan geçen 9 yılda büyük ilerlemeler olduğunu, ancak yapılması gereken daha çok iş bulunduğunu belirten Akdağ, sağlık alanında da bu süreçte çok önemli gelişmeler olduğunu, sağlığın herkesin hakkı olduğu anlayışıyla hareket ettiklerini vurguladı. Akdağ, yaptıkları değişikliklerle hızlı davranırken, halk desteğini de arkalarına aldıklarına işaret ederek, aksi takdirde başarılı sonuç alınmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu süreçte, hastanelerin Sağlık Bakanlığına devri konusunda çeşitli eleştiri ve
dirençlerle karşılaştıklarını bildiren Akdağ, ''Tabiri caizse bunu yaparken biz aslında kız kaçırdık. Çünkü bu hastaneleri bize vermiyorlardı. Anayasa Mahkemesi, yasanın yürürlüğe girmesine üç gün kala kararını verdi. Üç gün içinde 150'ye yakın hastane devir aldık'' dedi.
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ
Aile hekimliği sistemine geçerken de tabip örgütleri başta olmak üzere birçok kesimden tepki aldıklarını anımsatan Akdağ, ancak gelinen noktada bu sistemin de başarı ile işlediğine işaret etti. Akdağ, göreve geldiği günden itibaren vatandaşların hakkının korunmasına büyük önem verdiğini, artık hastanelerde rehin kalma döneminin de sona erdiğini ifade etti. Acil sağlık hizmetlerinde de büyük değişimler yaşandığını belirten Akdağ, en uzak köydeki bir hastanın bile artık helikopter ambulansla alınarak hastaneye getirildiğini söyledi. Akdağ, acil olarak özel hastaneye yatırılan hastalardan bile artık hiçbir ücret alınmadığını ifade etti. Toplantıda katılımcılar tarafından soruları da yanıtlayan Akdağ, sağlık harcamaları ile bir soru üzerine, Türkiye'de sağlığa gayri safi yurt içi hasılaya kıyasla az para harcandığını, ancak bu paranın çok verimli kullanıldığını söyledi.