Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi üç ayların başlaması ve 23 Nisan Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece idrak edilecek olan Regaib Kandili dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Mesajında, Kutlu Doğum Haftasının kutlandığı bu günlerde manevi bir yenilenme mevsimi olarak gelen mübarek üç aylara kavuşmanın sevinç, huzur ve mutluluğunun yaşandığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Müminler için bütün günler ve ayların, Allah’ı hoşnut etmek ve rızasını kazanmak amacıyla ve ubudiyet bilinciyle geçirildiğini, bununla birlikte üç aylar olarak bilinen kutlu zaman diliminin, manevi coşkunun daha yoğun yaşandığı, günahlarla sarsılan ruh dünyalarının yeniden imar edildiği, nefis muhasebesi yapıldığı rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi olduğunu kaydetti.
Ramazan ile taçlanan bu manevi mevsimin, “Allah’ın emrine saygı ve Allah’ın yarattıklarına şefkat göstermek” şeklinde formüle edildiğini vurgulayan Başkan Görmez, İslâm’ın rahmet mesajlarının mümin dimağlarda ve gönüllerde diri tutulmasına, toplumsal hayatta da daha fazla hissedilmesine vesile olduğunu belirttiği mesajında şu ifadelere yer verdi;
“REGAİB, GELECEĞE YÖNELİK ARZU VE İSTEKLERİMİZİ, EMEL VE TUTKULARIMIZI GÖZDEN GEÇİRMEK İÇİN BİR İMKÂNDIR…”
Dilimizde arzu, istek, emel, tutku anlamlarına gelen Regaib, geleceğe, istikbale yönelik arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı gözden geçirme imkânı veren, her türlü rağbet ve regaibimizi Rabbimize yöneltmemiz gerektiğini hatırlatan mübarek bir gecedir. Arzularına gem vuramayan, isteklerini dizginleyemeyen, hırslarını terbiye edemeyen, güç, servet ve şehvet tutkusunun önüne bir türlü geçemeyen günümüz insanı için Regaib gecesi, tüm yapıp etmelerinde ne kadar Allah’ın rızasını aradığını sorgulaması açısından büyük bir fırsattır.
“İNSANLIĞIN ORTAK EVİ OLAN DÜNYA, BUGÜN BÜYÜK ACILAR YAŞAMAKTA, BİR DARBOĞAZDAN, SIĞ GÖRÜŞLÜLÜK GİRDABINDAN VE AHLAKİ BİR KRİZ DÖNEMİNDEN GEÇMEKTEDİR…”
Üzülerek ifade edelim ki, bütün insanlığın ortak yurdu ve evi olan dünyamız, bugün, küresel ölçekte büyük acılar yaşamakta, büyük bir darboğazdan, sığ görüşlülük girdabından ve ahlaki bir kriz döneminden geçmektedir. Koca Akdeniz, dünyada kendisine küçücük bir yer yurt arayan göçmen ve mültecilerin mezarlığına dönüşmüş durumdadır. Daha birkaç gün önce bini aşkın insan, dalgalar arasında can vererek hayatlarını kaybettiler. Batı dünyası, İslamofobik dalgalarla hızla çok kültürlülükten uzaklaşmakta, Müslüman kimliği ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Tarihte selam ve eman yurdu olarak bilinen İslam coğrafyası, bugün, artık savaş, şiddet ve vahşetle anılmaktadır. Bağdat’tan Şam’a, Kahire’den Yemen’e nice İslam diyarı kan ve gözyaşına bulanmıştır. Mezhepçilik, meşrepçilik, hizipçilik, ırkçılık, ideolojik ayrımcılığın zifiri karanlığında iç çatışmalar yaşanmakta, masum canlar katledilmektedir.
“MİLLETÇE SORUNLARIMIZI AŞABİLMEK İÇİN NEFRET YERİNE MERHAMETİ, DÜŞMANLIK YERİNE KARDEŞLİĞİ, AYRILIK YERİNE BERABERLİĞİ GÜÇLENDİRMEK HAYATİ DERECEDE ÖNEME SAHİPTİR…”
Her şeye rağmen bir umut adası olmaya devam eden ülkemizde de milletçe yaşadığımız sorunlarımızı aşabilmek için kin ve nefret yerine adalet ve merhameti; düşmanlık ve husumet yerine dostluk ve kardeşliği; ayrılık ve gayrılık yerine birlik ve beraberliği güçlendirmek hayati derecede öneme sahiptir. Bunun için affetmeyi, özür dilemeyi, hataları unutmayı, kötülüğü iyilikle savmayı, iyiliğin anahtarı kötülüğün kilidi olmayı nefislerimizden başlayarak toplumun tüm kesimlerinde daha fazla yaygınlaştırmaya ihtiyacımız var.
“YÜREKLERDE SEVGİ, MUHABBET VE ŞEFKAT ÜRETMEK, KOCAMAN FABRİKALAR KURUP SİLAH ÜRETMEKTEN, DAHA MI MASRAFLI VE ZAHMETLİ...”
Regaib Kandili münasebetiyle eğer bugün kalbimin dili olsaydı, nefesim yetip de sesimi tüm yeryüzüne duyurabilseydim bütün insanlara şöyle seslenmek isterdim, Kalplerdeki kin ve nefret duygularını, hırs ve intikam arzularını parçalamak atomu parçacıklara ayırmaktan daha mı fazla çaba gerektiriyor? Yüreklerde sevgi, muhabbet ve şefkat üretmek, kocaman fabrikalar kurup silah üretmekten, gökdelenler inşa etmekten, devletler, şirketler kurup yönetmekten, bilişim teknolojileriyle hayal ötesi buluşlara imza atmaktan daha mı masraflı ve zahmetli?
“MEZHEBİNİ, MEŞREBİNİ, IRKINI, İDEOLOJİSİNİ İSLÂM’IN ÖNÜNE GEÇİRME TUĞYANINA KAPILMAK, BU UĞURDA MASUMLARIN KANINI AKITMAK HZ. PEYGAMBERİN ÖRNEK HAYATININ NERESİNDE VARDIR…”
Eğer bugün sesimi aynı dine, aynı kitaba, aynı Peygambere inandığım Müslüman kardeşlerime duyurabilseydim onlara şöyle seslenmek isterdim: Mezhebini, meşrebini, ırkını, ideolojisini rahmet dini İslâm’ın önüne geçirme tuğyanına kapılmak, bu uğurda birbirine düşman olmak, masumların kanını akıtmak, İslâm beldelerini istibdat ve savaşlarla tarumar etmek, mazlumiyet ve mağduriyetler oluşturmak, İslâm’ın yüce hakikatlerini güç devşirmeye ve çıkar sağlamaya matuf bir araca dönüştürmek, hedefine ulaşmak için her yolu mübah saymak yüce dinimizin, kerim kitabımızın ve Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın (sas) örnek hayatının neresinde vardır?
“REGAİB GECESİ, SONRAKİ NESİLLERE İYİ BİR GELECEK VE YAŞANABİLİR GÜZEL BİR DÜNYA BIRAKMAK İÇİN MUHASEBE VAKTİDİR…”
İşte Regaib gecesi, zamanın ve mekânın hakkımızda şahitlik yapacağı adalet ve hesap günü geldiğinde hesabını verebileceğimiz bir maziye imza atmak, bizden sonraki nesillere hayırla yâd edileceğimiz iyi bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmak için muhasebe vaktidir.
“Gelin Hep Birlikte Gücümüz Yettiğince Kötülükleri Bertaraf Edelim Ve İyiliği Yeryüzüne Egemen Kılalım…”
Gelin hep birlikte gücümüz yettiğince kötülükleri bertaraf edelim. Her türlü ırkçılığın ve ayrımcılığın önüne geçelim. Barış, huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmek için hak, hukuk, adalet, merhamet, erdem ve faziletleri hayatımıza hâkim kılalım. Affedici olalım, affetmeyi öğretelim, tevazu gösterelim, birbirimize sahip çıkalım ve iyiliği yeryüzüne egemen kılalım.
“RAHMET, MAĞFİRET VE BEREKET İKLİMİNİN, ÜLKEMİZDEN BAŞLAYARAK DALGA DALGA TÜM İNSANLIĞI KUŞATMASINI, ONLARIN HİDAYET, BARIŞ VE HUZURUNA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM…”
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın ve âlem-i İslâm’ın mübarek üç aylarını ve Regaib Kandillerini tebrik ediyor; üç ayların gelişiyle birlikte gönüllerimizi itminana kavuşturan rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin, ülkemizden başlayarak dalga dalga tüm insanlığı kuşatmasını, onların hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını, bu mübarek gün, gece ve aylarda yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.