VEDAT İKİZOĞLU (İHA) - Kastamonu Üniversitesi 2011-2012 akademik yılı açılış programına katılan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, öğrencilere seslenerek, "Fanatik olmayın, özgürlüklerinize sahip çıkın" dedi.
AKDAĞ ÖĞRENCİ VE AKADEMİSYENLERE SESLENDİ
Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan çelenk sunma töreninin ardından öğle saatlerinde gerçekleştirilen açılış törenine eşleriyle birlikte Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Vali Erdoğan Bektaş, Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu, 22. ve 23. Dönem Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Tarık Gür ve çok sayıda davetli katıldı.
REKTÖR AYDIN’IN SUNUMU
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan etkinlikte konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, "Üniversitemizde akademik değerlendirme ve kalite geliştirme çalışmaları yapılarak, akademik ve idari birimlerin kurum hedefleri bağlamında kendi hedeflerinin belirlenmesi, çözümlemeleri, stratejik plan konularının tespiti ve faaliyetlerin yürütülmesi sağlanacaktır" dedi. Dil bölümü açılması için çalışma yaptıklarını belirten Aydın, "Ülkemizdeki pek çok üniversitede olduğu gibi Kastamonu Üniversitesi'nde de bilimsel üretkenlik ve yabancı araştırmacıların bilimsel çalışmalarını takip etme adına en önemli problem dil problemidir. Yukarıda da bahsedilen projelerimizin tutarlılığı açısından yabancı lisan öğrenmenin, özellikle bilimsel dil olarak yoğun kullanılan İngilizce'nin bilinmesinin önemi büyüktür. Kastamonu Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi bu görevi başarıyla üstlenmiştir. Bu maksatla kurulmuş olan modern dil laboratuarı ile multimedya sistemlerden azami ölçüde faydalanılarak, gerek yazılı, gerek sözlü ve gerekse görsel sistemler aracılığı ile dil problemi aşılacaktır. Benzer şekilde, tüm akademisyenlerimizin bilimsel çalışmalarını uluslararası arenada duyurma ve yayınlama konularında, Üniversitemizde oluşturduğumuz Akademik Tercüme ve Redaksiyon Birimi tarafından destek sağlanmaktadır" diye konuştu.
EVRENSEL BAŞARI HEDEFİ
Kastamonu Üniversitesi olarak evrensel başarıyı hedeflediklerini ifade eden Aydın, "Evrensel başarının ise kendi kabuğuna kapanarak gelmeyeceğinin farkındayız. Bu sebeple mevcut ve kurulacak olan fakültelerimizde bizden daha ileri konumda bulunan yurt dışındaki üniversitelerle öğretim üyesi hareketliliği programları kurulacak ve var olan Erasmus ve Farabi programları geliştirilecektir. Yine Avrupa üniversiteleri ile olduğu gibi, Amerika, Uzak Doğu, Orta Doğu, Türk ve İslam dünyasında saygın
üniversitelerle de iş birliği içerisine girmek önemli bir hedefimizdir. Erasmus benzeri oluşturulacak yeni programlar ile söz konusu ülkelerle beraber proje geliştirme, öğrenci değişimi hatta öğretim üyesi değişimi planlanmaktadır" dedi.
Öğrencilere de seslenen Aydın, "Üniversite eğitimine adım attığınız bugünden itibaren Kastamonu Üniversitesi ailesinin gururlu bir mensubusunuz. İki milyona yakın gencimiz arasından seçilerek ve hak ederek geldiniz. Burada da hak ettiğiniz eğitimin en iyisini alacağınızdan emin olabilirsiniz. Çünkü sizleri kendi çocukları olarak gören, sizin için en iyisini düşünen ve uygulayan, ideali sadece sizlere hizmet etmek ve sizi en iyi şekilde yetiştirmek olan hocalarınızın rehberliğinde üniversite eğitimini
tamamlayacaksınız" ifadelerini kullandı.
Kastamonu'ya üniversite kurulmasında çok geç kalındığının altını çizen Vali Erdoğan Bektaş ise, "Biz Kastamonu'da üniversitenin kurulmasının geciktiğine inanıyoruz. Kastamonu Selçuklular döneminde de, Osmanlı döneminde de, cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında da önemli bir merkezdi. Kastamonu her zaman bir ilim muhiti olmuştur. Kastamonu'da ilim insanları yetişmiştir" dedi.
"28 ŞUBAT SÜRECİNDE ÜNİVERSİTE SALONLARI HALKTAN UZAK KALDI"
Konuşma yapmak ve ilk dersi vermek üzere kürsüye gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, "Rektörümüzün yapacağı bir iş daha çıktı. Bu üniversite salonlarının halkımıza, Anadolu'nun güzel insanlarına, en azından o insanın bir bölümüne kapalı olduğu yıllar çok eski değildir. Meşhur 28 Şubat denilen bir dönemde, daha eskiye de gidebiliriz. Çok kötü bir dönemdi. Ben o zaman üniversitede öğretim üyesiydim. İnsanların kategorize edildiği, her gün bir sarı zarfın bir öğretim üyesine soruşturma için verildiği günlerdi. Öğrencilerimiz şu veya bu şekilde kendi özgürlüklerini yaşayamadığı için yargılandı. İdare tarafından sorgulandı, okuldan atıldı. Çok eski günler değildi. 28 Şubat 1997'de ben 52 yaşındayım ve maalesef buna benzer tabloyu üniversitede öğrenciyken 1980 ihtilalinde yaşamıştım. Yaşları benden daha büyük hocalarımız var. Onlar bu süreci birde 70'li yılarda yaşadılar. O dönemlerde öğretim görevlileri de öğrenciler de büyük sıkıntılar çektiler. Söylediğim gibi kategorize edildiler, belli sınıflara ayrıldılar, haklarında belli muameleler yapıldı öğretim üyeleri üniversitelerden atıldı. Özellikle 1980 yılından sonra yaşananlar çok enteresandır" ifadelerini kullandı.
KARANLIK GÜNLER BİR DAHA YAŞANMAYACAK
Türkiye'nin karanlık günler bir daha yaşamayacağını söyleyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Ülkemizin gerçekten özgürlüklere ve demokrasiye ihtiyacı var. Hepimizin buna hakkı var. Nasıl yaşamak isterse, bir insan öyle yaşar. Ne şekilde düşünüyorsa insan o şekilde fikrini ifade eder. Nasıl giyinmek istiyorsa öyle giyinir. Biz çocuklarımıza ilkokuldan itibaren, nasıl giyineceklerini, nasıl oturacaklarını, nasıl tek tip olacakların öğrettik yıllarca. Artık bu alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz. Hele
üniversitede okuyan gence 'sen böyle yaşayacaksın, sen böyle giyineceksin' demeye bizim ne hakkımız var. Devlet adına kurulmuş kurumlar, milletin iradesini kullanan kurumlar, acaba bunu öğrencisine bunu dikte etmeye hakkı olan kurumlar mıdır? Benim inancıma göre böyle değildir. Ben buradaki hiçbir öğrenciye kendi hayatıyla ilgili bir telkinde bulunamam. Bir zorlamada da bulunamam. Bir öğrenciye öğretim üyesi veya üniversite olarak, daha geniş anlamıyla devlet olarak benim vazifem onun güvenliğinisağlamaktır, ona iyi bir ortamda eğitim imkanı sağlamaktır" dedi.
"ASLA FANATİK OLMAYIN"
Öğrencilere uyarılarda bulunan Bakan Akdağ, "Değerli öğrenciler hiçbir meselenin fanatiği olmayın. Futbol takımı tutarsanız, tek bir takım tutarsınız, onun bile fanatiği olmayın. Fanatizm, bana göre aklını ve duygularını mahkum eden ve insanı doğru düşünmesini engelleyen bir alışkanlıktır. Fanatizm, başkalarının yaşantısını kabul edemeyen, onun değiştirmeye çalışan bir alışkanlıktır. Birbirimize karşı hoşgörülü olmalıyız demeyeceğim, birbirimize karşı hoşgörülü olmak aslında sanki birbirimize bir
kusurumuz var da biz o kusuru var da, biz de ona karşı hoşgörülü oluyoruz anlamına gelmektedir. Kusuru görmüyoruz. Ben diyorum ki; birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz. Demokrasi ve özgürlüğün anlamı budur. Kendi çocuklarımın bile bildiğimiz doğruları konuşabiliriz, telkinlerimiz yapabiliriz ama hepsi bu kadar. Üniversite böyle bir yer olmalı. Değerli öğrenciler özgürlüklerinize sahip çıkın. Ülkemizde özgürlüklerine sahip çıkmayı başkalarının özgürlüklerini kısıtlamak gibi algılayanlar var.
ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKIN
Başkalarının özgürlüğüne kısıtlamadığı sürece, özgürlüğünüze sonuna kadar sahip çıkın. Aklınızı başkasının cebine koymayın. Hem kendi özgürlüğünüze, hem başkasının özgürlüğüne sahip çıkın. Bugün Kürt kardeşlerimizin daha demokratik yaşaması için mücadele ettiklerini söyleyenler, bebekleri öldürüyor. İnsanların içine girip bomba patlatıyorlar. O kadar kişiyi katlederken özgürlük adına yaptıklarını iddia ediyorlar. Başkasına zarar veriyorsanız sizin özgürlük iddianız boş bir iddiadır. Ayrıca hiçbirkonuda fanatik olmayın" diye konuştu.
Öğrenciler adına Fen Bilgisi Öğretmenliği Son Sınıf Öğrencisi Çiğdem Ekşi'nin bir konuşma yaptığı programda, Bakan Akdağ'a Rektör Seyit Aydın tarafından çiçek ve hediye takdim edildi.
Bakan Akdağ, daha sonra Kastamonu'ya kurulması planlanan 400 yataklı devlet hastanesinin arazisine giderek proje üzerinde incelemelerde bulundu.