Muş Alparslan Üniversitesi'nin (MŞÜ) 2010-2011 Akademik Yılı Açılışı, törenle yapıldı. Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen törene Muş Vali Vekili Okan Leblebicier, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Belediye Başkanı Vekili Rifat Özen, Cumhuriyet Başsavcısı Feridun Süzer, Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim İlhan, MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek, Gazeteci Yazar Dr. Ali Bayramoğlu, Bitlis Eren, Ağrı İbrahim Çeçen, Bingöl, Mardin Artuklu,
Şırnak, Siirt, Artvin Çoruh, Ardahan, Gümüşhane, Tunceli, Çankırı Karatekin, Hakkari ve Kilis 7 Aralık Üniversitelerinin rektörleri, kamu kurum amirleri, üniversite personeli ile öğrenciler katıldı.
//ÖZDİL KONSERİ
Programda ses sanatçısı Özlem Özdil tarafından bir konser verildi. Konserin ardından öğrenciler adına MŞÜ Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği 1. Sınıf Öğrencisi Rukiye Işık bir konuşma yaptı. Başörtülü olan Işık, ÖSS'de ilk 500'e girmesine rağmen MŞÜ'yü tercih ettiğini söyledi. Rukiye Işık, "Elbette burada birçok eksikliğimiz de var. Birçok imkansızlığı aşarak bu üniversiteyi kuranlara, ekonomik ve sosyal imkanları iyi olan illerde çalışmak yerine burada çalışmayı seçip, bize özgür ve kaliteli bir okul
ortamı sağlamak için canla başla çalışanlara ancak teşekkür edebilirim. Eminim bazı küçük sorunlarımız da zamanla çözülecektir. Bu üniversitede eşit fırsatlar var. Kimlik ve kişilik kavgasına düşmeden sadece öğrenci olmanın sıkıntılarını yaşarak okumak, hedeflere, hayallere sahip olarak okumak bugüne kadar alıştığımız zorlukları bize unutturdu. Umarım bu fırsatı birçok farklı sebepten dolayı bulamayan arkadaşlarımıza da ulaştırabiliriz" dedi.
//YÖK BAŞKANI'NI AYAKTA ALKIŞLATTI
Daha sonra konuşan MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, eskiden YÖK'ü eleştirenler arasında yer aldığını ama şu anda savunma tarafında olduğunu belirtti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı ayakta alkışladığını kaydeden Rektör Nihat İnanç, "Düne kadar birçok öğretim üyesi arkadaşım gibi Yüksek Öğretim Kurulu'nu eleştirenler içerisinde yer alıyordum. Ancak bugün Yüksek Öğretim Kurulu'nu savunma noktasına geldik. Bunun da sorumlusu Sayın Başkanım sizsiniz. Siz ezberleri bozdunuz. Bizi bu yaman çelişkiyle baş başa bıraktınız. Bu bağlamda tüm rektör arkadaşlarımızla birlikte sizin kamuoyuyla paylaştığınız özgürlük manifestosunu ayakta alkışlıyoruz. Sadece burada usulen ayakta alkışlamakla yetinmeyeceğimizi tam tersine özgürlük manifestonuzu her ortamda savunacağımızı ve bağlılığımızı bir kez daha burada tüm arkadaşlarım adına ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
//"BAZI ÜNİVERSİTELERİMİZ KAPANMAYLA KARŞI KARŞIYA KALACAK"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ise, dünyanın takip edilmesi çok zor olan bir hızla döndüğünü belirtti. Dünyanın bütün ülkelerinde yükseköğretime korkunç bir artış olduğunu savunan Özcan, "Dünya bırakın ayak uydurmayı takip edilmesi bile çok zor olan bir hızla dönmektedir. O kadar radikal ve köklü değişiklikler oluyor ki insanın bunları takip etmesi bile zor. Bu değişikliklerden yükseköğretimi ilgilendiren üç tanesi, son yıllarda hemen hemen dünyanın bütün ülkelerinde yükseköğretime olan korkunç artış, küreselleşmenin getirdiği çok büyük bir rekabet ve de artık ekonomilerin eğitim temelli yürümesi olarak bahsetmek isterim. Türk üniversiteleri de dünyadaki bu 3 trentten muaf değil ve biz de onların etkisinde kaldık. Değişikliklerin bu karşılaştığımız büyük rüzgarların gidişine göre yapmak durumundayız. Türkiye'de de yükseköğretime çok büyük bir talep var. Yıllardan beri bu yükseköğretimimizin en büyük problemiydi. Bugün itibariyle iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim. Bu sene 550 bin lise mezununa karşılık üniversitelerde açtığımız kontenjan 708 bindir. Evvelden daha önceki yıllarda sınavı kazanamamış, herhangi bir şekilde üniversiteye girememiş öğrencilerden çok memnun olmayarak bahsederdim. Bugün onlara şükrediyorum çünkü eğer biz bu hızla gidersek yakında 30 yıl öncesi olduğu gibi gerçekten öğrenci aramak durumunda kalacağız. 30 yıl önce Türkiye'de üniversiteler kendilerine devam edecek öğrencileri zor bulurlardı. Bugün çok zevkle, şevkle açtığımız bazı üniversiteler kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar. Şu anda 154 üniversitemiz var. Açtığımız kontenjanlarda Türkiye'nin bu problemini halletmiş olacağız ama çok hızlı gidersek büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağımızı bilmenizi isterim" dedi.
//"KÜRESELLEŞME DÜNYADAKİ SINIRLARI ORTADAN KALDIRMIŞTIR"
Küreleşmenin kendileri için iki önemli hususu öne çıkardığını kaydeden Özcan, "Bunlardan bir tanesi artan işbirliği, diğeri de korkunç bir rekabetin getirilmiş olması. Bugün dünyanın herhangi bir üniversitesinde yapılan bir çalışmadan herkesin haberi olabilir. Neredeyse perdeler ve sınırlar kalkmış durumdadır. Yabancı Öğrenci Sınavı'nı Türk üniversitelerinde ilk defa dünyaya açtık. Ne kadar rekabet edebileceğimizi, nerede durabileceğimizi görmek istedik. Türkiye ilk defa kürselleşmenin etkisiyle
üniversitelerini dışarıya açmış durumdadır" şeklinde konuştu.