ÖZEL İDARENİN GÖREVİ ÇOK, ÖDENEĞİ AZ
İl Özel İdare Müdürlüklerindeki yöneticilerin yüzde 93,5'inin, kurumlarına verilen göreve oranla aktarılan kaynağı yetersiz bulduğu, bu nedenle etkin hizmet verilemediğini düşündükleri belirlendi. Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Karabulut ile Araştırma Görevlisi Dilek Polat tarafından, 81 ilde halkın yerel ihtiyaçlarının karşılanmasında faaliyet gösteren kurumlardan il özel idarelerin yaşadığı sorunlar araştırıldı.
ANKET UYGULAMASI YAPILDI
Araştırma kapsamında, Türkiye'nin kalkınmasında etkin rol üstlenen kurumların arasında bulunan ve 1864 yılından beri faaliyet gösteren il özel idarelerinin iktisadi yapısı, sorunları ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla yöneticilerin üzerinde bir anket uygulaması yapıldı.
Araştırma sonuçlarıyla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Karabulut, 81 ilin il genel sekreteri ve 5 encümenin katılımıyla gerçekleştirdikleri anket çalışmasında, söz konusu kurumların en önemli ortak sorunun, genel bütçeden ayrılan kaynağın yetersizliği olarak belirlendiğini bildirdi.
ÖZEL İDARELERE AYRILAN PAY DÜŞÜK
Genel bütçeden il özel idarelere her yıl 1,12'lik pay ayrıldığını belirten Karabulut, ankete katılan yöneticilerin yüzde 93,5'inin, bu payın yetersiz olduğu kanaatini taşıdıklarını söyledi.
Türkiye'nin tam üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliğinde üye ülkelerin genel bütçeden mahalli idarelere ayırdıkları payın yaklaşık yüzde 10 oranında olduğuna dikkati çeken Karabulut, ''AB ülkelerinde ayrılan kaynak göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizde özel idarelerin genel bütçeden aldığı yüzde 1,12'lik payın çok düşük olduğu açıkça görülebilir'' dedi.
''VERİLEN GÖREV, GELİRLERLE ORANTILI DEĞİL''
İl özel idarelerin, il sınırları içerisinde yerel ve ortak nitelikteki görevlerin neredeyse tümünü, belediye sınırları ve mücavir alanlar dışında ise imar, yol, su, katı atık ve ağaçlandırma gibi görevleri yerine getirdiğine dikkati çeken Karabulut, şunları kaydetti: ''Verilen görevler ile bu kurumlara aktarılan kaynak arasında orantı yok. İl özel idarelere genel bütçeden aktarılan kaynağın miktarı belirlenirken, illerin nüfus ölçütü dikkate alınıyor. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 87,8'i yalnızca nüfus ölçütünün dikkate alınmasını yeterli bulmamakta. Genel bütçeden özel idarelere verilecek bu payda; nüfus ölçütünün yanı sıra ülkenin sağlıklı ve dengeli kalkınması için illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyelerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği düşünülüyor. Yani sosyo-ekonomik gelişmişliği az olan illere daha fazla pay verilmesi isteniyor.''
Karabulut, ankete katılan yöneticilerin yüzde 51,8'nin ise il özel idarelere aktarılan ve yetersiz bulunan kaynağın rasyonel kullanılamadığı yönünde düşünce belirttiğini bildirdi.
YÖNETİCİLERİN UMUDU AB UYUM YASALARI.
Karabulut, mahalli idare yöneticilerine, ''Avrupa Birliği uyum yasalarıyla özel idarelerin görevlerini yerine getirmede daha aktif olacağına inanıyor musunuz'' sorusunun da yöneltildiğini, bu soruya yöneticilerin yüzde 81,3'ünün ''evet'' yüzde 18,7'sinin ise ''hayır'' yanıtını verdiğinin altını çizdi.
Yöneticilerin büyük bir kısmının, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde yerel yönetimlerin etkinliğinin daha da artırılacağını umduğunu ifade eden Karabulut, şöyle devam etti: ''Ankete katılan yöneticilerin yüzde 83,5'i, özel idarelerin, siyasi karar ve uygulamalardan bağımsız özerk bir kalkınma birimleri gibi çalışması durumunda daha etkin olacağına inanıyor. Yani siyasetin ve merkezi yönetimin etkisinin azaltılması gerektiğini düşünüyorlar. Yerel yönetimlerinin etkinliğinin daha da artırılmasını isteyen mahalli idare yöneticilerinin çok büyük bir kısmı, bu düşüncelerinin Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde gerçekleşeceğine inanıyorlar.''
ÖNERİLER
İl özel idarelerin sorunlarının çözümüne yönelik kendi önerilerini de sunan Doç. Dr. Karabulut, şöyle konuştu: ''İl özel idarelerinin hizmetleri istenilen seviyede sunulabilmesi için, mali kaynakların yeterli olması gerekir. Bu nedenle mali kaynaklar yeterlilik ve çeşitlilik taşımalıdır. Bu anlamda özel idarelerin öz gelirlerinin artırılması için gelir kanunu çıkarılmalıdır. Kanunda, merkezi yönetimce tahsilat yapılan vergilerden motorlu taşıtlar vergisi veya katma değer vergisinin ilde toplanan kısmı için özel idarelere kesir ekleme yani pay alma yetkisi verilmeli.''
Karabulut, yöneticilerin her zaman baskısını hissettiği siyaset ve bürokratik kaygıların ortadan kaldırılması için de, özel idarelerin yapmış olduğu harcamaları, kullandığı varlıkları ve yerine getirdiği görevlerin bağımsız bir kuruluşun denetimine tabi olmasını önerdi.