ERZURUM (İHA) - Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Lütfi Sezen, Nevruz’un Erzurum yöresinde eskiden ‘’Yumurta yem günü’’ olarak kutlandığını belirterek, “Kırlara çıkılıp topluca yemekler yenir, eğlenceler düzenlenir. Sofrada mutlaka taze yumurta bulundurulurdu” dedi.
“Türklerde yılbaşı ilkbaharda, gece gündüzün eşit olduğu 21 Mart günüdür. Türk topluluklarında; ‘Nevruz’ , ’Noruz’, ‘Navriz’, ‘Ergenekon’, ‘Bozkurt’ gibi adlarda kutlanan bu bayramla ilgili olarak çeşitli uygulamalara başvurulmuştur” diyen Yrd. Doç. Dr. Sezen, “Divanü Lügatit Türk’te; 12 Hayvanlı Türk Takvim’ inde yılbaşı 21 Mart günü, yani Nevruz’dur. Türkler bu güne ‘yeni gün’ de demektedirler. Kırgızlar’da Nevruz gününün Mart ayında olduğu ve yeni yılın ilk günü anlamına geldiği ifade edilmektedir. Uygur Türkleri yeni yılın ilk ayına ‘’Aram-ay’’ veya ‘’ram’’ adını vermektedirler. Bu, Altınordu yarlıklarında muharrem ayı karşılığında kullanılmaktadır. Çuvaş Türkler’ in de ‘’Navrus’’ m-Mart ayında olup, yeni yılın ilk günü anlamına gelmektedir. Koç burcunun (21 Mart-20 Nisan) İlkbaharın başlangıç olduğu Kutadgu Bilig’de bilinmektedir.” dedi.
Orta Asya toplulukları ile İranlılar arasında ortak bir kültür unsuru olarak görülen Nevruz törenlerinin Türkiye de bir tabiat, varoluş, diriliş bayramı olarak nitelendirildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Sezen şunları kaydetti; “Güneşin Koç burcuna girdiği gün olan Nevruz, Rumi 6, Miladi 22 Mart’a rastlamaktadır. Şii, Alevi ve Bektaşi Türk Topluluklarında olduğu kadar Sünni Türklerde de Nevruz, ‘’Nevruz- Sultanı’’ ‘’Sultan Neruz’’ adlarıyla bilinmektedir. Orta Asya Türk topluluklarından olan Kazak, Kırgız ve Tatarlar da ‘’Sultan Neruz’’, ‘’Sultan Noruz’’ olarak kutlanmaktadır.
Nevruz geleneği doğrudan doğruya Türklerin Ergenekon destanı ile ilgilidir. Türklerin Ergenekondan çıktığı gün, Nevruz günü olarak kabul edilmektedir. Abulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terakime de bunu teyid etmekte ve daha sonraları Türk hükümdarlarının bu günü kızgın ateşte kızdırılan bir demir parçasını örs üzerinde döverek kutladıklarını kaydetmektedir.
Farsçada da Nevruz yılın ilk günü manasında kullanılır. Nev: yeni, ilk Ruz: gün demektir. Güneş’in güneşin koç burcuna girdiği ve ilkbaharın başladığı gün olarak kabul edilir.
Eski İran’da yılbaşı 22 Marttı. Burçların değişmesi ve baharın gelişi sebebiyle bu dönemde, yeryüzünde bir bolluk başlar. Taşıdığı ısıtıcı güç dolayısıyla eski İranlılar güneş ve ateşi, kutsal sayarlardı. Güneşin sıcaklığının hissedilmeye başlandığı ilkbahar günlerinde, büyük din törenleri düzenlenir, eğlence ve şenliklerle yeni yıl kutlanırdı. İranlılar İslam dinini kabul ettikten sonra da bu eski inanç ve geleneklerini bırakmadılar.
Nevruz, Anadolu ve İran dışında; Azerbaycan, Irak, Mısır, Suriye vb. ülkelerde de bir bahar bayramı olarak kutlanır.
Nevruz günü Hz. Adem’in yaratıldığı, Nuh’un gemisinin karaya vurduğu, Hz. Ali’nin halife olduğu veya doğduğu gün olarak kabul edilir. Bu gece bütün canlıların Allah’a secde ettiğine inanılır.
Nevruz, Hz. Ali’nin halife olduğu gün olarak kabul edilen yörelerde dört aşamada kutlanır. Nevruzdan önceki Çarşamba gecesi damlarda ateş yakılır. Bu Hz. Ali’nin savaşa gidişini simgeler. Ertesi gün ‘’ölü bayramı’’ adı verilir. Bu günde, yoksullara ve çocukları helva, meyve, çerez ve çeşitli yiyecekler dağıtılır, mevlit okutulur, ölülerin mezarları ziyaret edilir. Yiyeceklerin bir bölümü de ziyaret edilen mezarların üzerine serpilir. Nevruzdan önceki gün, ‘’ihya gözetme’’ adını alır. Bu gün, Hz. Hüseyin’in ölümüne yas tutulur. Yas sırasında ağıtlar yakılır, maniler söylenir, ayrıca oruç tutulur. Nevruz günü ise, kırlara çıkılıp topluca yemekler yenir, eğlenceler düzenlenir.
Nevruz günü, Erzurum’un yöresinde eskiden ‘’Yumurta yem günü’’ olarak kutlanırdı. Kırlara çıkılıp topluca yemekler yenir, eğlenceler düzenlenir. Sofrada mutlaka taze yumurta bulundurulurdu. “