AHMET AKBUĞA
ERZURUM (İHA) - Erzurum Konaklı Kayak Merkezi'nde 12 Ocak 2012 tarihinde Bayanlar Süper-G Pisti'nde antrenman sırasında kayak kazası geçirerek 17 yaşında hayatını kaybeden Milli Kayakçı Aslı Nemutlu’nun hayatı belgesel oldu.
Milli Kayakçının ölümünün ardından ailesi ve arkadaşları tarafından kurulan dernekçe Nemutlu’nun hayatı belgeselleştirilerek ölümsüzleştirildi.
Belgeselde Aslı Nemutlu’nun en yakın arkadaşları Aslıyı anlattı. Aslı'nın liseden arkadaşı Esin Özlem Aydıngöz'ün yazdığı "Sonsuz Kartanesi - Dear SnowFlake" şarkının da cd-dvd albüm ve belgeselini çıkardı. Bu projeyle ilgili tüm gelişmeler ise www.aslinemutlu.net'i açarak kamuoyuna sundular.
“ASLI NEMUTLU’NUN AİLESİNDEN ASLI”
“24 Mart 1994 tarihinde güneşli bir Perşembe günü saat 12.35 de İstanbul Kadiköy Şifa Hastanesinde dünyaya gözlerini açtı. 52 cm uzunluğunda 3400 gr ağırlığındaydı. Sezeryanle doğum olduğundan 5 gün hastanede kalıp 29 Mart günü taburcu oldu. Uykuları ve ilk gün beslenmeleri yerindeydi. Akşamları süt için uyunma saatleri düzenliydi, diğer çocuklara göre Aslımız bizi bu konuda hiç üzmedi. 3-4 aylık olduğunda akşam uykuya geçişi biraz zor oluyordu, ikimiz yerde nöbetleşe yatarak uyumasını bekliyorduk. Bir baba olarak, Aslı bebeğimizin altını değiştirmesi ve kucakta sallayarak gaz çıkartması çok keyifliydi. Ancak büyüdükçe yemek masasında Ayşe’nin yemek yedirme uğruna yaşadığı sıkıntıyı ve çektiği eziyeti görmek de hoş değildi. 2,5 yaşında “ İlk Çizgi “ yuvasına adım attı daha sonra 4,5 yaşında iken ” Sihirli Çan “ yuvasına giderek bugün ki arkadaş ilişkilerinin ilk tohumlarını attı ve uzun yıllar dostluk yaşayacağı çocuklarla tanıştı. İlköğretim hayatına merhaba dediği Caddebostan “ Irmak İlköğretim “ okulunda 3.sınıfa kadar eğitimini sürdü. Aslı’nın hayatında; yaşamının sonuna kadar değer verdiği hep ablalık yaptığı ve kendisini ‘sevgili prenses ablası ‘ olarak tanımladığı biricik kardeşi Ece 2001 yılında dünyaya geldi. Aslı o zaman 1.sınıftaydı. Doğum öncesi bize çok kızmıştı. ’’Beni sevmediğiniz için mi ,annem kardeş doğuruyor’’ demişti. 3.sınıf da Orta öğretimini tamamlayacağı Ömerli “ Alev İlköğretim “ okuluna transfer oldu ve çok güzel bir altı sene geçirdi. Kayak hayatının yeşerdiği, sporcu vasfını kazandığı, ilk Milli olduğu, olgunlaştığı kendini “ Aslı “ olarak kişilere tanıttığı dönemdi. O dönem bizlerinde kızımız sayesinde çok güzel arkadaşlıkları yaşadığımız yıllardı. Lise hayatı Özel Saint Joseph Lisesi ile başladı. Hep Alman ekolunu sürdüreceği Lise hayatı hayal ederken, Frankafon ekolu ile tanıştı. Frankafon Ekolu onun güçlü ve zarif kişiliği ile birleşince ortaya bir pırıltı yayıldı… Çok şaşırdık, bir yandan kayak bir yandan diğer aktiviteler derken Aslı 3 ayda Fransızcayı çok sevdi… Hocaları ‘’ders mi alıyor bu çocuk ‘’ diyorlardı. Disiplinli çalışması ile Almanca, İngilizce den sonra 3. Lisanı da kotarmıştı. Ailece şapka çıkardık.
Spor Hayatı ile birlikte bale hayatını da çok başarılı sürdürdü. Bale hayatına 6.yaşında Kalamış Sanat Merkezinde başladı ve okulunun her 3 senede bir AKM de düzenlediği 4 adet büyük resitalde görev aldı. En son 2007 ve 2011 Bale Resitallerinde kardeşi Ece ile birlkte aynı sahnede idi…
Piyano ya ilgisi 5 yaşında başladı, öğretmeni Funda çok kabiliyetli olan Aslı’ya piyano çalmaya daha çok zaman ayırması hususunda çok uğraş verdi. Aslı da özellikle bu sene bunun karşılığını daha çok vereceğini söylüyordu ancak ömür çizgisinin sonuna gelmişti.
Aslı’nın ilgilendiği diğer spor dalları ise su kayağı, wakeboard, kıteboard, surf idi. Adrenalin sporları da hep ilgisini çekmişti. Scuba diving ve parasailing deneyip de çok zevk aldığı, heyecan aldığı sporlardandı… Enterasandır hiçbir zaman kollektif sporlar ilgisini çekmedi. Bir tek sıkı bir Galatasaray taraftarı ve kart sahibi olarak futbol maçlarına giderdi. En son gittiği 3-1 lik Fener maçından çok keyif almıştı. ’’Baba sonunda şeytanın bacağını kırdık artık gözüm arkada kalmayacak ‘’ demişti. Aile içinde Ayşe ve Ece Fenerbahçeli, Metin ve Aslı Galatasaraylı olarak 2 - 2 idik…
17 yaşının içinde gencecik, taptaze, saf ve arkadaş canlısı bir genç kız olan Aslı‘nın hedefi Galatasaray veya Koç Üniversitesi Hukuk veya İsviçre de bir okulda hukuk eğitimi almaktı.Hatta kendisine yurt dışı okullarını kazanmasında önemli bir katkı sağlayacağı okul başkanlığına da seneye adaylığını koyacaktı.
18 yaşına basınca da kendisine çok güzel bir yaş günü partisi yapmayı hayal ediyor, Erzurum dönüşünde Ferhat abisinin desteği ile de en çabuk şekilde ehliyet alma özlemini bana çok belli etmese de içinde kıpır kıpır yaşıyordu.
Böyle bir çocuk, güzel bir abla yetiştirdiğimiz için gururluyuz, minicik hayatını bizim ailemizde geçirdiği içinde ona minnettarız. Sevgilimiz, Kartanemiz, prensesimiz doyamadık sana.”