AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, "Biz daima milletin verdiği mesajı doğru algılamanın gayretinde olduk. Milletin gündemi neyse onu gündem edindik. Milletin talep ve ihtiyaçlarını ajandamızın başına yerleştirdik" dedi.
Davutoğlu, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti 105. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 1 Kasım'da milletin bir kez daha kendilerine inandığını ve büyük bir teveccühle bu kutsal emaneti AK Parti kadrolarına teslim ettiğini belirtti.
AK Parti'nin bütün neferleriyle çalıştığını vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
"1 Kasım seçimi, AK Parti için parlak zaferle neticelendi ve Türk siyasi tarihinin en kritik, en önemli seçimlerinden biri olarak kayda geçti. Bu sonuç siyasi tarihimiz içinde muhtemel ki sadece AK Parti'ye nasip olacak büyüklükte bir zafer. Bu davaya omuz, güç ve emek veren her arkadaşımla gurur duyduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu neferler arasında hiçbir fark gözetmiyorum. Ben bu asil partinin genel başkanı olarak en küçük mahalledeki sandık müşahidiyle bu anlamda aynı onuru taşıyorum. Onun hizmetiyle kendi hizmetim arasında hiç fark görmüyorum. Onların gayretleri, samimiyeti olmamış olsaydı bugün bizler Ankara'da bu kadar gür bir sesle milli iradeyi haykıramazdık."
"MİLLETİN TALEP VE İHTİYAÇLARINI AJANDAMIZIN BAŞINA YERLEŞTİRDİK"
Davutoğlu, 7 Haziran'dan sonra birilerinin oturdukları köşeden, sırça köşklerden 'AK Parti inişe geçti, bitiyor' dediklerini, onlara karşı milletin 1 Kasım'da en anlamlı cevabı verdiğini kaydederek, "Milletle yürüyenler inişe geçmez. Milletle kaderini birleştirenler hiçbir zaman bitmez ve bitmeyecek" ifadesini kullandı.
AK Parti'nin daima millete kulak verdiğini, onların sesi ve temsilcisi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "7 Haziran'da umutsuzluğu kapılmamızı, yeise düşmemizi bekleyenlere en güzel cevabı, vakarımızı muhafaza ederek, coşkumuzu diri tutarak gösterdik. Seçim gecesinden başlayarak asla karamsarlığa kapılmadan milletimizin verdiği mesaja kulaklarımız kapamadan kolları sıvadık. Gönlümüz dava aşkıyla, kulağımız milletin sesiyle ve gelecek perspektifimiz milletin vizyonuyla şekillendi. 7 Haziran'da milletimiz bir mesaj verdi. Hiç tereddüt etmeden o mesajı aldım ve yol haritamızı ona göre belirledik. Biz hiçbir zaman bahanelerin arkasına saklanmadık, milletin verdiği oyu asla tartışmaya açmadık. Biz daima milletin verdiği mesajı doğru algılamanın gayretinde olduk. Milletin gündemi neyse onu gündem edindik. Milletin talep ve ihtiyaçlarını ajandamızın başına yerleştirdik" değerlendirmesinde bulundu.
"OPERASYONLAR AYNI KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLÜYOR"
Davutoğlu, 7 Haziran'dan bu yana yaşanan süreçte farklı terör örgütlerinin eş zamanlı olarak Türkiye üzerine harekete geçtiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Üç günü hiçbir zaman hafızamdan silmeyeceğim. 20-23 Temmuz arasını. Değişik odaklarca beslenen kirli emel sahibi çevrelerin bir anda bir araya gelerek, ayrı ayrı ama aynı hedefe yönelen saldırılar gerçekleştirdiklerine hep beraber şahit olduk. Biz bunlara karşı da Türkiye'nin sahipsiz olmadığını gösterdik ve gecikmeksizin bu terör odaklarına gereken cevabı verdik. AK Parti hükümetleri ister kalıcı ister geçici olsun, görevde olduğu sürece görevini layıkıyla yerine getirir ve gerekeni yapma husunda bir saniye dahi gecikme göstermez. AK Parti kısa vadeli hedefler peşinde koşmaz, küçük hesaplar yapmaz ve sorumluluktan asla kaçmaz. Bugün de bu operasyonlar aynı kararlılıkla sürdürülüyor. Bu ülkede terörün kökü kazınıncaya, bu ülkenin dağları, ovaları, ırmakları, mahalleleri, mezraları ve şehirleri terörden temizleninceye kadar da bu mücadelemiz kararlılıkla sürecek."
"HEDEFLEDİĞİMİZ TEPELERE BAYRAĞI DİKMEDEN KİMSE BİZİ GERİ ÇAĞIRAMAZ"
Doğu ve Günedoğu Anadolu'da vatandaşın kulağına, "Devleti yönetenler 1 Kasım seçimleri için terörle mücadeleyi başlattılar. 1 Kasım'dan sonra eski devran geri gelir, sakın ha hükümete güvenmeyin. Bilin ki biz burada sizin üzerinizde Demokles'in kılıcı gibi durmaya devam edeceğiz" sözlerinin fısıldandığını anlatan Davutoğlu, şuları kaydetti: "1 Kasım'dan sonra hemen güvenlik toplantısı yaparak bütün güvenlik birimlerimize net olarak şu talimatı verdik; Türkiye'nin dağları temizlenene kadar bu mücadele devam edecek. O toplantıda ifade edilen bir anekdot, millet evlatlarının nasıl bir bağlılıkla bu vatan için her şeyini feda etmeye hazır olduklarını gösteren bir tablodur. Günlerce Oramar Tepelerini -yalçın dağlardır Türkiye-Irak sınırında- o dağları teröristlerden temizlemek için mücadele eden, haftalarca rahat döşek görmeyen o askerler ki Türkiye'nin doğusundan, Türk, Kürt, Sünni, Alevi hepsi orada. Komutanları birkaç gün sonra 'Artık nöbet değişimi vakti geldi' dediğinde telsizden gelen cevap şu: 'Hedeflediğimiz tepelere bayrağı dikmeden kimse bizi geri çağıramaz."