ERZURUM (İHA) - Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, Kadınların yüzde 18’inin migren olurken, erkelerinse sadece yüzde 6’sının migren hastalığına yakalandığını söyledi. Dr. Yavuz, Bu farkın nedeninin cinsel hormonlardan kaynaklandığını söyledi.
Kadınlar migren genellikle ergenlikten sonra başladığını anlatan Dr. Yavuz, “Sıklığı ve yoğunluğu ancak menopozdan sonra azalıyordur. Migren yani yaşlandıkça azalıyor, buysa nörolojik hastalıklarında ender görülen bir şeydir. Ayrıca migrenler menstrüasyonda daha sık görülür, hamilikteyse daha az. Çok ilginç bir şey budur; hormon tedaviden sonra transseksüel kadınlar normal kadınlar kadar migren oluyorlardır. Bilimsel daha kanıtlanmadığına rağmen bilim adamları bunun nedeninin östrojen olduğunu düşünüyorlar.” Dedi.
MİGRENİN NEDENİ
Migrenin beyindeki üçlü nosiseptörlerinde (yüzün etrafının ağrımasına neden olan hücreler) iltihaplanırsa ve kimyasal sinyal gönderilirse oluştuğunu anlatan Dr. Yavuz, “Kansas Üniversitesindeki tıp merkezinde nöroloji alanında bilim adamları Nancy Bermann ve Kenneth McCarson farelerde söz edildiği bu hücrelere östrojen eklenirse migrenin beli belirtiler görülebilindi. Eğer östrojen reseptörleri aktifse ağrı sinyalleri daha güçlü olduğunu diyorlar bilim adamları. Bu nedenle erkekler kadınlar kadar migren olsa bile onların ağrı reseptörleri daha az etkileniyorlar ve böylece erkeklerdeki migren daha az şiddetli olur.” şeklinde konuştu.
BAŞ AĞRILARININ EN ÖNEMLİ SEBEBİ
Baş ağrılarının en sık sebebinin migren olduğunu söyleyen Dr. Yavuz, “Migren ergenlik dönemine kadar erkek ve kadınlarda aynı oranda görülüyor. Ergenlik döneminden sonra kadınlar birden açık ara öne geçiyorlar. Migren aslında zihinsel kapasiteleri yüksek insanlarda daha çok dikkati çekiyor. Dolayısıyla migren, zeki, hassas ve titiz bayanları seviyor.
Bayanlarda ergenlikten sonra belirgin olması, oral kontraseptif alanlarda atakların sıklaşması, transsexualite nedeniyle hormon ilaçları kullananlarda aniden atakların ortaya çıkması ve menapozdan sonra azalması gibi nedenlerden dolayı, migren de hormonal mekanizmaların, özellikle östrojenin etkinliği tartışılmazdır.
Bu nedenlerle östrojenin migrenle ilişkisi neredeyse kesindir. Aslında migreni asıl tetikleyen şey, östrojen kan düzeyindeki dalgalanmalardır. Östrojenin fizyolojik olarak bir ay boyunca azalıp çoğalması, beyin damarlarında genişleme ve daralmaya neden olmakta, bu ise migren ataklarını tetiklemektedir. Östrojen seviyesinin yükselmesi auralı migrene, düşmesi ise aurasız migrene neden olmaktadır. Dolayısıyla östrojenin düşmesi de yükselmesi de migren oluşturmaktadır. Ergenlik öncesinde, hamilelik esnasında ve menapozda migrenin yatışması veya az görülmesi, östrojen seviyesindeki iniş çıkışların olmamasından kaynaklanmaktadır. Yaşlılarda migren ataklarının seyrelmesi de, menapoz nedeniyle östrojen seviyesinin sabit olmasından dolayıdır.” Dedi.