Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik yapılan iftiraların şerefsiz ve alçakça olduğunu söyledi. Kuzu, Erdoğan’ın muhalefete sürekli cevap verdiği eleştirilerine ilişkin olarak da, “Tarafsız kalmasını arzu ettiğin bir Cumhurbaşkanı varsa o zaman bu insanın ailesine, çocuklarına sataşmayacaksın, akıllı olacaksın” dedi.
TGRT Haber Televizyonu'nda TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ile İhlas Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol’un sorularına cevap veren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Burhan Kuzu, Bakanlar Kurulu üyelerinin belirlenmesinde milletvekillerinin kendilerinin muhatap alınmasının anayasanın hükmü olduğunu kaydetti. Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi ve çocuklarına yönelik yapılan iftiraları alçakça yapılan iftiralar olarak değerlendirerek, Erdoğan’ın devletin başı olarak konuşma hakkının bulunduğunu söyledi.
“MUHATAP OLAN MİLLETVEKİLİDİR”
Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim hükümetini kurma görevini almasından sonra Bakanlar Kurulu'nu oluşturmak üzere CHP, MHP ve HDP’den bazı isimlere gönderdiği Bakanlar Kurulu üyeliği teklifini değerlendiren Burhan Kuzu, MHP ve CHP’den daha önceden yapılan açıklamalara yönelik eleştirilerde bulundu. Partilerin seçim hükümetine yönelik aday göstermesi gibi bir durumun olmadığını kaydeden Kuzu, “Muhatap olan milletvekilidir. Bu isimler makul görülmüş ve davet edilmişler. Başbakan’ın yapacak başka bir şeyi yok. Mecburdur ki, muhatap olarak partinin liderini, genel başkanını değil, direkt milletvekilinin kendisini muhatap almak durumunda. Anayasanın maddesi çok açık, direkt milletvekillerini muhatap alıyorsunuz, kabul etmek ve etmeme yetkisi ona aittir. Siyasi Partiler Yasası'nın 28. maddesinin 2. bendinde ‘Bakanlık atamalarında grupların ve genel başkanların herhangi bir dahli olamaz’ der. Ortada bir adam çarpma, parti karıştırma gibi. Bundan da 1 Kasım için neler çıkartabiliriz. Biz milletvekillerinden bakan almaya meraklı değiliz, anayasanın hükmünü yerine getiriyor Sayın Başbakan” dedi.
“NEYE KIZIYORSUNUZ DA ÜYE VERMİYORSUNUZ?”
Bakanlar Kurulu üyeliği teklifi gönderilen CHP’li isimleri değerlendiren Kuzu, sağduyu sahibi insanlara ağırlık verildiğini belirterek, makul düşünebilen ve sorumluluk duygusu olan, Türkiye’nin içinden geçtiği süreci bilen isimlerin seçilmiş olduğunu kaydetti. “Bu isimlerin gelmesi muhalefeti de güçlendirir” diyen Burhan Kuzu, bürokraside birikimi olmuş, bakanlık yapmış insanların isminin listede bulunduğunu söyledi. Kuzu, “Bunlar kabul eder mi bilmiyorum. Buradan soruyorum, muhalefet bu hükümete neden üye vermiyor? Ben bir sebep bulamıyorum. Seçime gönderen, koalisyon kurmayan, birinci günden itibaren ‘seçim’ diyen sizsiniz. Belli bir süre içinde CHP ile AK Parti cenahında bir ümit vardı, o ümidin de bitmesi çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımız mecburen seçime götürmek durumunda kaldı. Neye kızıyorsunuz da üye vermiyorsunuz?” diye konuştu.
“ÜÇÜ DE GÜNGÖRMÜŞ İNSANLAR”
HDP’de seçilen isimleri de değerlendiren ve “Bu isimler dışında daha iyi isimler seçilebilir miydi?” sorusuna cevap veren Burhan Kuzu, “Üçü de güngörmüş insanlar. Benim genel HDP’ye bakışım yıllardan beri bundan Kandil’in uzantıları konumunda olarak baktım. Aralarındaki kavga kayıkçı kavgası. Ben aralarında bir kavga olduğunu zannetmiyorum, seçime giderken bir oyun gibi geliyor. Yine bir sazı verirler eline, belki bu sefer cümbüş verirler, bir proje bu. MHP ve CHP’nin bunu kullanmasına, AK Parti buna fırsat vermez. Sahada bu konuşulacak, millette bunu görüyor. Bu üç ismin kimler olduğundan ziyade, kimi verirsen ver onlar ‘HDP’den üye aldı’ diyecekler. Bu üç isim mutlak suretle uyumlu çalışır diye düşünüyorum” dedi.
Burhan Kuzu, “HDP’den seçilen isimlerin 1 Kasım tarihine kadar bölgede kırmızı plaka ile bir provokasyon yapması söz konusu olur mu?” şeklindeki soruya ise, “Başbakan yapar yapmaz bilmiyorum ama öyle bir şeyi yapanı görevden alma yetkisi var. Cumhurbaşkanına götürür, alır, başkasını atar. Bunu kolay kolay yapamazlar. Belki Güneydoğu düşünülerek bu isimler daha çok seçilmiş olabilir, burada da o manada isabet var” cevabını verdi.
Kimin ne yaptığını, hükümeti kurmaktan kimin kaçtığını, HDP’nin ne olduğunu vatandaşın çok iyi bildiğini söyleyen Kuzu, Bakanlar Kurulu üyeliğini reddedenlerin yerine milletvekili olmayan bakanların devam etmesinin söz konusu olmadığını, bağımsız isimlerin atanabileceğinin altını çizdi.
“HANGİ HÜKÜMET FORMÜLÜ ORTAYA ÇIKTI DA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ PİŞMİŞ BİR AŞA SU KATTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suçlamalarda hakaretin ötesine, küfre çok yaklaştığı yönündeki değerlendirmeler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyonu engellediği ve Türkiye’yi seçime götürdüğü yönündeki eleştirilere cevap veren Burhan Kuzu, “Söylediği şu, siz hükümeti kurdunuz da ben mi bozdum’ dedi. Daha birinci günden ‘seçim’ diyen belli, ‘ana muhalefet biziz’ diyen belli, yüzde 60’lık bloku çökerten kendileri değil mi? Hangi hükümet formülü ortaya çıktı da Sayın Cumhurbaşkanımız pişmiş bir aşa su kattı. Bu yapılan iftiradır. Zaten MHP tarafında hiçbir ümit yok, oradan hükümet çıkma oranı yüzde sıfır. Başbakanımız oraya gitti, bir çay içip dönmek zorunda kaldı, konu bile gündeme gelmedi. CHP adres gösterildi. Buna rağmen alttan çalışmalar devam etti. Sayın Başbakan CHP’den bir sonuç çıkmayınca bir kez daha gidelim, belki bir ümit doğar diye yine gitti. Ama orada da bir şey olmadı. CHP ile olmaması konusunda, birçok konular görüşüldü, eğitimde, dış politikada, temel alanlarda uzlaşma sağlanamadı, süre konusunda da ‘uzun vade yapalım, restorasyon çalışması olsun, bütün yanlışları giderelim.’ Demek istiyor ki, ’13 sene boyunca siz yanlış yaptınız, bunları 4 senede temizleyelim.’ Dolayısıyla Cumhurbaşkanı bunlara cevap verince bu sefer ‘anayasayı ihlal ettin, bize cevap verdin’. Ne yapacak Cumhurbaşkanı. Sen Hitler’e benzeteceksin, en bariz küfürleri yapacaksın, arkasından da Cumhurbaşkanımız birkaç kelam edince ‘vay efendim siyasete girdi’ diyeceksin. Sataşma o zaman arkadaş” dedi.
“ŞEREFSİZ VE ALÇAKÇA YAPILAN İFTİRALAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik yapılan iftiralara da değinen Kuzu, “Kaç gündür ailesi ile alakalı, kızı ile alakalı bir yığın laflar, şerefsiz ve alçakça yapılan iftiralar. Nerede kadın platformları, burada kadın hakları ihlali net. Şerefsizlik yapıldığı ortada. Bırakın siyasi taraflarını kadın hakları olarak bakın. Murat Sancak’a bir suikast gerçekleştiriliyor, basının bir kısmından ses çıkmıyor. Kendilerine geldiği zaman kıyamet kopartıyorlar, bu taraftan birisine bir şey yapıldığı zaman bıyık altından gülüyorlar. Sanatçılar neredesiniz, içinizden bir sahtekar sanatçı, alçakça Mahmut Tanal’a katıldı. Bu ayrımcılıktır. Onların işin kolayını bulmuşlar, ‘Cumhurbaşkanı karıştı böyle oldu.’ Bende diyorum ki, sen muhalefetini yap, senin muhatabın Başbakan, git onunla uğraş. Tarafsız kalmasını arzu ettiğin bir Cumhurbaşkanı varsa o zaman bu insanın ailesine, çocuklarına sataşmayacaksın, akıllı olacaksın. Hükümet kurmada aynı şeyi söylüyorlar, Deniz Baykal’ın vicdani bir açıklaması oldu, ‘Cumhurbaşkanımız koalisyon kurmayı candan istedi ama olmadı’ dedi” şeklinde konuştu.
“İSMET PAŞA DÖNEMİNDE BUNU SÖYLEYECEKSİN SABAH ÇIKACAKSIN ÖYLE Mİ, ADAMI YOK EDERLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılan diktatörlük yakıştırmalarına cevap veren Kuzu, yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanına diktatör denilmesini eleştirdi. “Diktatörlük gelse bu lafı ettiğin zaman sabah yoksun. Hitler zamanında bunu söyleyeceksin, Stalin’e bunu söyleyeceksin, İsmet Paşa döneminde bunu söyleyeceksin sabah çıkacaksın öyle mi, adamı yok ederler” ifadelerini kullanan Burhan Kuzu, demokrasi olduğu için bunların söylenebildiğini kaydetti. Kuzu, “Yüzde 52 ile gelmiş adam, sen kaç oy aldın. Yüzde 52 almış bir adama ‘diktatör’ diyeceksin. Biz Cumhurbaşkanı halk seçsin konusu benim komisyondan geçti. Benim önüme bu CHP 10 bin 500 önerge koydu. Ara verdim, bir önerge ile bu önergeleri çöpe attım, çünkü tıkadı. O zaman oradan çıktı birisi ‘Sayın başkan, Çanakkale geçilmez’ dedi. Ne demek bu, CHP diyor ki, ‘Ey AK Parti senin Cumhurbaşkanını halka seçtirmen Çanakkale işgali gibi bir şeydir benim açımdan’ diyor. Doğru söylüyor kendi bakımından, Meclis seçtiği zaman Ahmet Necdet Sezer göreve, 7.5 sene orada otursun, iktidardan geleni reddet, sorumluluğun yok. Oh ne güzel. Şimdi muhalefet diyor ki, ‘düzeltelim, eski haline getirelim, Cumhurbaşkanını Meclis seçsin’ diyor. Diyordu ki muhalefet ‘halka seçtirirseniz sistem değişir, parlamenter sistem değişir’ O zaman dedik ki, ‘gelin arkadaş ‘seçilen Cumhurbaşkanının parti ile bağı kesilir’, diyor ‘kesilmez’ yazalım yarı başkanlık olsun’ dedik. Biliyor ki muhalefet halkın seçmesi ile bu işin rengi değişecek. Halkın yüzde 70’i ‘parlamenter modelden uzaklaşıyoruz’ dedi. Tarafsızlık noktasını, anayasa çizgi meselesini konuşmasına bakarak çözemezsiniz, icraatına bakacaksınız. Gelmiş geçmiş en tarafkir Cumhurbaşkanı, hiç konuşmayan Ahmet Necdet Sezer’dir. Bir tek oy alan rektörü atadı. Bürokratları atarken, evinde televizyon var mı, yok mu, kiminle görüşüyor, hangi gazeteyi okur, kapıcıya varana kadar bunları sorup atama yaptılar” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI DEVLETİN BAŞIDIR, KONUŞUR”
“Anayasal çizgiye göre Cumhurbaşkanı susmalı mı?” sorusuna “Öyle bir şey yok. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, konuşur” ifadeleriyle cevap veren Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanı makamından çıkışları beklemek istemeyenlerin sebep olmaması gerektiğini söyledi. Kuzu, “Ailesine karış, evlatlarına karış, en ağır hakaretleri yap sonra sus, yok öyle bir şey. Kamuoyu bunu görüyor” dedi.
Burhan Kuzu, “Sayın Erdoğan Sezer ile çalıştı, hiçbir zaman saygısızlık yapmadı. Bürokrat atamalarında yeri geldi reddetti, bir şey demedi, Meclis'e geldi AK Parti grubu olarak ayağa kalktık, giderken uğurladık. Şimdi Cumhurbaşkanı Meclis'e geliyor, muhalefet oturuyor. İş mi bu, kendilerince bir şey yaptıklarını zannediyorlar. Vatandaş bunları görüyor” açıklamasında bulundu.