Ekonomik kriz nedeniyle alacak-verecek davalarında patlama yaşanmaya başlandı. Erzurum Barosu avukatlarından Ömer Faruk Fırat, “Bilmeden ve gereksiz yapılan harcamalar, ekonomik krizin de etkisiyle vatandaşın başına iş açmaya başladı.” dedi.
KREDİ KARTI MAĞDURLARINDA ARTIŞ
Krizle birlikte özellikle kredi kartı mağdurlarının sayısında artış olduğunu ve bu yöndeki alacak davalarında patlama yaşandığını vurgulayan Fırat, Türkiye’de kredi kartları ve çek kullanımı ile ilgili olarak mutlaka bir düzenleme yapılması gerektiğini kaydetti.
TÜRKİYE’DE HERKESE KREDİ KARTI VERİLİYOR
İngiltere’de bankalardan kredi kartı veya çek defteri almanın, Türkiye’deki kadar kolay olmadığına dikkati çeken Fırat, “İngiltere’de bir müşteriye kredi kartı ya da çek koçanı verilebilmesi için çeşitli şartlar sıralanıyor. O şartlar Türkiye’de geçerli olsa, herkesin, cebinde kredi kartıyla dolaşması mümkün olmaz. Bizim ülkemizde 800 TL maaş alan biri, maaşının 5 hatta 7 katı oranında limitli kredi kartı veya çek koçanı alabiliyor. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde bu hususta kesin kanunlar var, ama bizim ülkemizdeyse böyle kanunlar yok.” diye konuştu.
GEREKSİZ HARCAMALAR UYARISI
Alacak verecek ya da icra gibi sorunlarla kendilerine başvuran vatandaşlara ve müvekkillerine, gereksiz harcamalar yapmaktan kaçınmalarını tavsiye ettiklerini anlatan Avukat Ömer Faruk Fırat, “Müvekkillerimize, icralık olan borçlarının teminat bedeli olan yüzde 15’lik miktarı ödeyip, ihtiyati haciz kararı aldırmalarını tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.
ESNAF BİTME NOKTASINDA
Erzurum’da esnafın da icra ve takip işlemlerinde önemli bir paya sahip olduğuna işaret eden Avukat Fırat, esnafın, hiçbir geliri olmadan ve bankaların oturmayan sistemleri yüzünden sıkıntı içerisinde olduklarını belirterek, “Esnaf zaten bu sistematik sıkıntı yüzünden borcunu ödeyemiyordu. Üzerine ekonomik kriz de eklenince, bitme noktasına geldiler.” diye konuştu. Bankacılık sisteminin düzeltilmesiyle birlikte bu sorunların ortadan kalkacağını aktaran Fırat, “Asıl sorun sistemde, bu sıkıntının çözülmesi de, sistemdeki revizyonun ardından mümkün olur. Bir de toplumu oluşturan bireyler olarak, ayağımızı yorgana göre uzatmayı denemeliyiz. Bunu başarabilirsek, ekonomik kriz dönemlerinden de pek etkilenmeyiz.” şeklinde konuştu.