PEHLÜL DÜZENLİ(İHA) - Narman Bal Üreticileri bilgilendiriliyor. Bal Üreticileri Birliği Başkanı Selçuk Biber’in Arıların kışlatılması hakkında yaptığı uyarıların ardından Atatürk Üniversitesi Narman Meslek Yüksek Okulu Veterinerlik Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahir Murat Cengiz de kolonilerine yer bulamayan yani içerde kışlama yapamayanlara dışarıda nasıl kışlama yapılacağı hakkında bilgi vererek arıcıların gerekli tedbirleri almalarını istedi.
CENGİZ ÜRETİCİLERİ BİLGİLENDİRDİ
Yrd.Doç.Dr. Cengiz yaptığı açıklamalarda, Kış mevsiminin çok sert geçmediği ve az kar yağan bölgelerde arıları dışarıda kışlatmak içerde kışlatmaktan çok daha iyi olduğunu ifade ederek, “Koloniler bir sundurma altında kışlatılabileceği gibi, arılıkta ve tamamen açıkta kışlatılmaları da mümkündür. Hangi kışlatma yönteminin uygulanacağı bölgenin iklim koşulları belirlemektedir. Kışın çok yağmur yağan yerlerde kışlatma üç tarafı ve üzeri kapalı, güney yönü açık sundurma altında yapılmalıdır. Eğer koloniler açıktan arılıktaki yerlerinde kışlatılacaklarsa kovanlar iki kat katranlı kağıt arasına izocam, saman,kuru ot,talaş gibi malzemeler konularak hazırlanan yorgan benzeri bir örtü ile dışarıdan sarılmalıdır. Ancak bu sırada uçuş deliği ve kapak arka havalandırması hava giriş çıkışına açık tutulmalıdır. Kovanların bu şekilde dışarıdan izole edilerek açıkta bırakılması içerde kışlatmaya tercih edilmelidir” diye konuştu.
KIŞLATMA SORUNU
Yapılan bir araştırmada Erzurum koşullarında saman, izocam ve izoporla dıştan sarılarak açıkta kışlatılan kolonilerin içerde ve sundurma altında kışlatılanlardan daha az popülasyon kaybıyla, daha sağlıklı ve ekonomik olarak kışlatılabildikleri sonucu elde edildiğini anlatan Cengiz, “En iyi sonuç ise, saman ve izocamla sarılan kolonilerde alınmıştır. Yani Doğu Anadolu Bölgesinin çok sert iklim koşullarında bile, bazı önlemler alınarak arı kolonilerinin dışarıda kışlatılması mümkündür. Ayrıca dışarıda kışlatma her zaman içerde kışlatmadan daha başarılı sonuç vermektedir. Kovanların yerden 25-30cm yükseklikte sehpalar üzerine ve öne eğimli olarak konulmasında yarar vardır. Kışlatma yeri olarak rüzgar almayan,güneye bakan,taban suyu yüksek olmayan araziler kullanılmalıdır.
Ülkemizde Doğu Anadolu Bölgesi için aynı uygulamanın yararlı olacağını öneren araştırıcılar bulunmaktadır. Fakat Türkiye aynı anda dört mevsimi yaşayabilen bir ülkedir. Arıcılar kolonilerini kışın ülkenin iklimi uygun bölgelerine taşıyıp kışlatmayı bu bölgelerde yapabilecekleri gibi, yukarıda anlatılan şekilde Doğu Anadolu Bölgesi koşullarında da kayıp vermeden kışlatılabilirler. Ayrıca kışlatma için Ege ve Akdeniz sahillerine inemeyen küçük işletme sahibi arıcıların kendi bölgelerinde ki mikro klima alanları kışlatma bölgesi olarak kullanmaları da mümkündür.
Bal arıları Erzurum gibi soğuk ve sert bir iklime sahip bölgelerde kovan gövdelerinin dış kısmına izolasyon yapmak suretiyle dışarıda açıkta kışlatılabilir. Kaldı ki Oltu, Narman, Olur, İspir gibi mikro klima olanlara sahip ilçelerde ise dışarıda kışlatma daha da avantajlı olmaktadır. Özellikle kışların daha yumuşak geçtiği son yıllarda içeride kışlatma riskli olmaktadır. Arılar ısı yükselmesinden dolayı kış salkımını oluşturamamakta gıda tüketimi artmakta, arılar fizyolojik olarak yaşlanmaktadır. Arıcıların bu durumda alması gereken önlemlerden birisi salkım oluşturamayan ve arı mevcudu fazla olan kolonileri dışarıda kışlatmasıdır. İçeride kışlatmada koloni kaybının fazla olması güçlü kolonilerin havalandırması ve sıcaklığı fazla olan kışlatma odalarında kışlatılmasıdır. Arılara iyi bir kışlatma düzeni vermek için kışlatma fizyolojisinin arıcılar tarafından çok iyi bilinerek uygulamaların buna göre yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
KIŞLATMA FİZYOLOJİSİ
Yrd.Doç. Dr. Cengiz Kışlatma Fizyolojisi hakkında ise şunları anlattı; “Bal arıları diğer böcekler gibi kış uykusuna yatmazlar. Arılar kışın kovanda yaşamaları için gerekli en düşük sıcaklığı sağlamaya yetecek kadar bir metabolik aktivite içerisindedirler. Geç sonbahar aylarında çevre sıcaklığındaki düşmeyle birlikte salkım oluşturarak kovan içerisinde sosyal bir organizma meydana getirirler. Kovandaki ısı 14 °C’ye düştüğü zaman salkım şekillenmeye başlar. 9-14 °C’lerde arılar kovan içerisinde küçük guruplar oluşturur. Sıcaklık 10 °C ve daha aşağı düştüğünde arılar petekler üzerinde küresel bir salkım halinde birbirlerine tutunurlar. Salkımın merkezinde ana arı ve genç işçi arılar bulunur. Salkımın kenarındaki arılar başları salkımın merkezine dönük olarak dururlar ve 2-8 cm kalınlıkta izolatör bir tabaka oluştururlar. Salkımın merkezinde ısı 13-30 °C’ler arasında değişmekle birlikte, genellikle 14-16 °C ve biraz daha yüksektir. Salkımın dış yüzeyindeki sıcaklık 7°C civarında tutulmak zorundadır. Besinin ekonomik kullanımı için bu şarttır. Aksi halde salkımın dış yüzeyindeki arılar uyuşarak salkımdan kopup ölürler.
Salkımın merkezindeki arılar ısı üretiminden sorumludur. Bunların herbirisi minik birer soba gibi fonksiyon görürler. Salkımın merkezindeki arı yoğunluğu kenarlara göre çok daha azdır. Merkezdeki arılar gerektiğinde yelpazeleme yapmak yada ısı üretmek üzere hareket edebilirler. Dış ortam sıcaklığının -4 °C olması durumunda salkım merkezinde 30°C ve çevresinde 12°C olarak ölçülmüştür. Salkımın dışında ise sıcaklığın 1°C’ye kadar düştüğü belirlenmiştir. Kovan gövdesinin iç kısımlarındaki sıcaklık ise dış ortam sıcaklığında veya ona çok yakındır. Çevre sıcaklığındaki her 8.3 °C’lik değişim salkım merkezinde sadece 0.6 °C’lik bir değişime yol açar. Yani salkımın sıcaklığı fazla bir değişim göstermez. Salkımın sıcaklık düştükçe küçülmesi ve sıcaklık arttikça genişlemesi sıcaklığı korumak için kullanılan başlıca mekanizmadır. Bal arıları soğuk kanlı hayvanlardır. Diğer soğuk kanlı hayvanlarda olduğu gibi arılarda da metabolik aktivite ve gıda tüketimi sıcaklık düştükçe azalarak 10 °C’de minumum olur. Daha düşük sıcaklıklarda, sıcaklıktaki düşüş gıda tüketiminde artışa yol açar. Metabolik faaliyetin artışı salkım içindeki CO2 yoğunluğunu artırır. Artan CO2 yoğunluğu gıda tüketiminin azalmasına yol açar. Arılar kışın ancak % 9 oranındaki CO2 yoğunluğunu tölere edebilirler. Yoğunluğun daha da artması durumunda salkımın merkezindeki arılar yelpazeleme yaparak CO2 yoğunluğunu normal sınırlara indirirler. Yelpazeleme ile salkım içindeki nemli havada salkımın dışına atılır.
Yapılan bir araştırmada; 1 kg ağırlığında arısı olan bir kolonide 7 kg, 1.5 kg arısı olan kolonide 7.5 kg, 2 kg arısı olan kolonide 7.8 ve 2.5 kg arısı olan kolonide ise 8.0 kg kışın bal tükettikleri bulunmuştur. Kolonilerdeki bal tüketim miktarları koloni gücüyle ters orantılıdır. Arılar kışlatma esnasında sanıldığı kadar bal tüketmemektedir. Nitekim Narman şartlarında 70 koloniyle yapılan bir yapılan bir araştırmada ortalama bal tüketimleri 6.59 kg ile 11.50 kg arasında değiştiğini belirterek arıcıların bu bilgileri dikkate alarak gerekli tedbirleri almaları gerekir.”