Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kimseyi sahipsiz bırakmayacağız, kimseyi bu zalimlerin eline de terk etmeyeceğiz. Bütün vatandaşlarımız bilsinler ki bugün yaşadıkları mağduriyette de biz onların yanında olacağız." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kobani olaylarından bu yana siyasi sicilini giderek bozan HDP, şimdi de hendekler ile barikatlar ile kendisini var etmeye çalışıyor. Bu yol, yol değildir. Hendek siyasetinin devamı, bir ötesi adımı yer altı siyasetidir. Bütün bunlar ise demokrasiye ihanettir, halka ihanettir, vatana ihanettir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, bir otelde düzenlenen Şehit Yakınları ve Gaziler İş Kurası Töreni'nde yaptığı konuşmada, terör bölgesinde öğretmenlik yapanların küçük çocukların gönüllerine ekeceği sevgi tohumlarının, o bölgede yaşayanlara ve askerlere yönelecek kurşunları engelleyeceğini belirtti.
Bir yanda metanetini koruyarak, acısını yüreğine gömerek, çatışma yaşanan bölgelerdeki vatandaşın hakkını, iyiliği ve huzurunu korumak için çırpınanlar, diğer yanda ise tehditten, baskıdan, terörden başka yol bilmeyenler olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Hendek, barikat siyasetinden medet umanlar, Kobani olaylarından bu yana siyasi sicilini giderek bozan HDP, şimdi de hendekler ile barikatlar ile kendisini var etmeye çalışıyor. Bu yol, yol değildir. Hendek siyasetinin devamı, bir ötesi adımı, yer altı siyasetidir. Bütün bunlar ise demokrasiye ihanettir, halka ihanettir, vatana ihanettir" diye konuştu.
HDP'nin 1 Kasım'da Doğu ve Güneydoğu'daki bazı il ve ilçelerde önemli ölçüde oy aldığını ifade eden Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bölgedeki seçmen onlara, bir beklenti ile oyunu emanet etti. Bunlar ise bu emanete açık bir şekilde ihanet ettiler. Bu partinin yetkililerine ve bu terörü, şiddeti, baskıyı, zulmü savunanlara sesleniyorum, 'aldığınız demokratik yetkiyi hendeklere boca ediyorsunuz.' İşte tablo ortada. Bir yanda öğrencilerinden ayrıldığı için yürekleri sızlayanlar, terörle mücadele edilen o bölgelerde evlerinden ayrılmak zorunda kalanlar, diğer yanda ise bölge insanına eziyet edenler, devletin koruma altına aldığı öğretmenleri tehdit edenler."
"BİR SİYASETÇİ, SEÇMENİNİ NASIL TEHDİT EDEBİLİR?"
HDP'li bir kadın vekilin, kadın siyasetçiye yakışmayan bir üslupla twitter hesabından yaptığı paylaşıma değinen Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:"TBMM'ye Başkanvekili olan bir hanımefendi, bir kadın siyasetçiye yakışmayacak bir üslupla yaslandıklarını iddia ettikleri siyasal tabana tehditler savurabiliyor. Twitter hesabında diyor ki, 'Bırakıp gitmeyeceksiniz, terk etmeyeceksin, birgün geri dönmek istersen yüz bulamayabilirsin.' Bu nasıl bir kendini kaybediştir. Bu nasıl bir savruluştur ki böylesine zelil ifadelerle halkı tehdit etmeye yöneliyor. Bir siyasetçi, vatandaşını, seçmenini nasıl tehdit edebilir? Sizlerin huzurunda tüm vatandaşlarımıza buradan bir kez daha sesleniyorum, Sur'da, Cizre'de, Silopi'de bu vatanın her bir güzel köşesinde, herhangi bir yerde nerede terör var ise oradan bu terör odaklarını kesinlikle temizleyinceye kadar mücadelemiz aralıksız devam edecek."
Geçen Kurban Bayramı, sabah namazını Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Ulu Cami'de kıldıktan sonra Diyarbakırlı vatandaşlarla teker teker görüştüğünü anımsatanDavutoğlu, hepsinin kendisine "Sayın Başbakanım bizi bu hainlerden kurtarın, mücadeleye devam edin" dediklerini aktardı.
Başbakan Davutoğlu, "Bilinsin ki Diyarbakır Ulu Cami, Bursa Ulu Cami kadar huzurlu ve bütün milletin, cemaatin güzel dualarına eşlik edinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bizim için Diyarbakır Cami ile Bursa Ulu Cami arasında bir fark yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Fatihpaşa Camisi'nin kurşunlarla, yangınlarla tahrip edildiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, Fatih Paşa ve tarihteki önemine değindi.
"BU MÜCADELEDE DEVLETİMİZİN, ÜLKEMİZİN YANINDA YER ALINIZ"
Başbakan Davutoğlu, vatandaşlara şöyle seslendi:"Bu mücadelede devletimizin, ülkemizin yanında yer alınız. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere bütün vatandaşlarımız herhangi bir sıkıntı yaşamadan, korkmadan, huzurla hayatlarını sürdürecekleri şartlar oluşana kadar, bölgedeki esnafımızın üzerindeki baskılar kalkana, bölgenin o güzel çocukları huzurla okullarına gidene, oradaki hastaneler emniyetle oradaki aziz vatandaşlarımıza hizmet edecek imkanı bulana kadar da mücadeleyi sürdüreceğiz. Bunlar öyle bir zorbalık içindeler ki masum insanları ellerinde bir bavulla evlerini terk etmek zorunda bırakıyorlar.
Bilinsin ki o vatandaşlarımız en kısa zamanda evlerine dönecek, hayatlarına kaldıkları yerden devam edecekler. O vatandaşlarımız oradan, bu baskılardan kaçmak zorunda kalan vatandaşlarımız bize aynen sizin gibi şehitlerimizin emanetleridir. Kürt, Türk demeden bütün ülkede, özellikle bu günlerde Cizre'de, Silopi'de, Sur'da, Nusaybin'de, Dargeçit'te, Yüksekova'da bütün o güzel ilçelerde yaşayan güzel insanlarımız huzur içinde yaşamalarına devam etmeleri için her şeyi yapacağız. Onların varsa oluşan zararlarını tek tek telafi edeceğiz. Kimseyi sahipsiz bırakmayacağız, kimseyi bu zalimlerin eline de terk etmeyeceğiz. Bütün vatandaşlarımız bilsinler ki bugün yaşadıkları mağduriyette de biz onların yanında olacağız. Biz hiçbir vatandaşımıza uzak değiliz, hiçbir insanımızı da yalnız, kimsesiz, sahipsiz bırakmadık, bırakmayız."
"BU ÜLKENİN YANINDA YER ALAN BÜTÜN KARDEŞLERİMİZE ELİMİZİ UZATACAĞIZ"
"Bu ülkenin vatandaşları asırlardır kardeşçe yaşıyor" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, Türkiye'deki vatandaşların sonsuza kadar da beraberce yaşamaya devam edeceğini vurguladı.
Terör ile mücadele esnasında mağdur olan vatandaşlara da sahip çıkılacağını bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Oradaki ekonomik hayatın devam etmesi, daha da güçlü bir şekilde devam edebilmesi için gereken her türlü tedbiri alacağız. Bütün bu ilçelerdeki esnafımıza, orada helal rızk için çalışan ziraatçimize, çiftçimize de seslenerek ifade ediyorum, hiç kimsenin mağdur edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz, gerekli talimatları verdik. Sur ilçesindeki esnafımız başta olmak üzere terörle mücadele yürütülen bölgede, devletine, ülkesine bağlı şekilde bu teröristlere karşı onların provokasyonlarına hiçbir zaman kapılmadan, bu ülkenin yanında yer alan bütün kardeşlerimize elimizi uzatacağız, onlara devletimizin şefkat elini de göstereceğiz."