Genel Başkanlığını ERZURUM Gazetesi yazarı Ahmet Göksan’ın yürüttüğü Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin Genel Kurulu tamamlandı. Kurulduğu 1948 yılından günümüze dek Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığının devam etmesi için Anadolu coğrafyasında çalışmalar yapan Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin 48. olağan genel kuruluna Mersin, Antalya, İzmir ve İstanbul’dan gelen yönetim kurulu üyeleriyle delegeler ve genel merkez üyeleri katıldı.
Genel kurul’da bir önergenin kabul edilmesiyle Kıbrıs’ta gelinen son noktanın kamuoyunun bilgisine getirilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
//YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ
Yapılan seçimler sonrasında Ahmet Göksan, Erol Ekenleroğlu, Ulvi Keser, Hasan İkizer, Halil Yüksel, Tuba İmir, Emine Güroğlu, Ahmet Türkay Şener ve Mustafa Kemal Hüseyinzade yönetim, Ahmet Refik, Yüksel Köken ve Volkan Cebe denetim kurulu üyeliklerine seçildi.Yoğun bir katılımın yaşandığı genel kurul büyük bir olgunluk içinde yapılan seçimlerle sona erdi.Yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine seçilenler önümüzdeki günlerde toplanarak genel başkan ve görev dağılımını yapacak.
Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Kurulu sonrasında bir deklarasyonla, Kıbrıs’ın tarihi süreci ile ilgili değerlendirme yapıldı. Açıklamada, “ 1571 yılından itibaren Türk toprağı olan ve 1878 tarihinde İngiltere’ye geçici süreyle verilen Kıbrıs adası, 307 yıllık Türk hakimiyetinin ardından sorunlarla dolu bir sürece girmiştir. Her zaman sorunlar ve göçler adası olan Kıbrıs; Yunanistan’ın 1950 sonrasında BM aracılığıyla adayı ilhak çabaları sonuçsuz kalınca 1 Nisan 1955 tarihinden itibaren EOKA tedhiş örgütü vasıtasıyla kan gölüne dönüştü. 1959-1960 Londra –Zürih anlaşmalarına kadar sıkıntılı bir süreç geçiren ada, bu tarihten itibaren İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin garantörlüğü altında 16 Ağustos 1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla yeni bir döneme girmiştir.”denildi.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis için bir atlama tahtası olarak gören dönemin Cumhurbaşkanı Makarios’un bu girişimleri Cumhuriyet’in 21 Aralık 1963 Kanlı Noel haftasında fiilen ortadan kalkmasına neden olmuştur.” Görüşüne yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi, “ Kıbrıs Türkleri açısından zorlu mücadelelerle geçen 1963-1974 dönemi ise Nikos Sampson’un 15 Temmuz 1974 tarihli oldu bitti darbesi ve Türkiye’nin garantör devlet olarak 20 Temmuz 1974’de adada gerçekleştirdiği Barış Harekatı ile yeni bir ivme kazanmıştır.
Bugün itibariyle Kıbrıs Türk Federe Devleti, hemen ardından 15 Kasım 1983‘de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kıbrıs Türklerinin meşru devleti olarak kurulmuştur.
18 Nisan 2010’da adada gerçekleştirilecek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 3. cumhurbaşkanının Kıbrıs Türk halkının özgür iradesiyle seçilecek seçim süresi öncesinde yoğunlaştırılmış olarak devam eden müzakereler Kıbrıs Türklerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceği açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda Kıbrıs Türk Kültür Derneği olarak, 1959-1960 Londra-Zürih anlaşmalarıyla Türkiye’nin garantörlük haklarının mutlak surette korunması, bu garantörlük haklarının hiçbir şart altında pazarlık konusu yapılmaması, Kıbrıs Türklerinin 1950’li yıllardan itibaren yaşadıkları acı dolu dönemin tekrar yaşanmaması, güvenliğinin sağlanması mutlak hakları ekseninde “Türk halkı” ve “Rum halkı” olmak üzere iki halklı bir yapının korunması gerekmektedir. Ve bu pazarlık konusu yapılmamalıdır. Büyük devlet olarak anavatan Türkiye’nin garantörlüğü altında huzurlu, mutlu ve özgür yaşayan Kıbrıs Türkleri halktan topluma, toplumdan azınlığa ve azınlıktan da asimile edilerek yok edilmesine, Türk kimliğinin ortadan kaldırılmasına maddi kazançlar ileri sürülerek Kıbrıs Türklerinin kimsizleştirilmesi ve kimliksizleştirilmesine asla müsaade edilmemeli; adil, kalıcı bir çözüm yolunda TBMM tarafından Kıbrıs Türkleriyle ilgili olarak alınan tüm kararlar göz önünde bulundurulmalıdır.”