Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Bölgede Türkiye’nin yer almadığı her türlü girişim başarısızlığa mahkumdur. Kıbrıs, bizim milli davamızdır. Kıbrıs Türk'ünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşunun 35. yıl dönümü dolayısıyla KKTC'de bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına Ada'da bulunmaktan ve bu bayram coşkusunu paylaşmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Kıbrıs meselesinin Rumların Kıbrıs Türklerini 1960'ta kurulan ortaklık devletinden dışlayarak devleti gasp etmeye çalıştıkları 1963 yılından bu yana, uluslararası toplumun gündeminde olduğunu anımsatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yarım asrı aşan bu süreçte Kıbrıs Türk halkı başından itibaren çözümden ve uzlaşıdan yana olmuş, iyi niyetle ve kararlılıkla müzakere sürecine sahip çıkarak Rumların bozduğu ortaklığı yeniden tesis edebilmek için her zaman yapıcı bir yaklaşım sergilemiştir. Bugün Ada'nın halen çözüme ulaşmamış olmasının nedeni, maalesef çözümsüzlüğü şiar edinen Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumudur. Kıbrıs konferansı 2017 Temmuz ayında Rum tarafının bu tutumu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Rumlar o tarihten bu yana Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde ortaklık kurma ve siyasi gücü paylaşma niyetlerinin bulunmadığını açıkça ortaya koymuştur. Kurduğunuz devlet, Ada’nın kurucu ve eşit iki parçasından biridir. Kıbrıs Rum tarafının bu gerçeği sulandırma yönündeki çabalarına bugüne kadar izin verilmemiştir, bundan sonra da verilmeyecektir”
Oktay, hedeflerinin Kıbrıs Türkü’nün siyasi eşitliğinin sağlanması ve Ada’daki meşru haklarının, güvenliğinin ve refahının garanti altına alınması olduğunu dile getirdi.
“AMBARGOLAR AKIL VE İNSAF SINIRLARINI ZORLUYOR”
Bu hedef doğrultusunda Türk tarafının 50 yıldır yapıcı fikirler sunduğunu, her türlü yöntemi denediğini ancak bu çabaların Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle her seferinde akim kaldığını vurgulayan Oktay, bugün Kıbrıs Türk halkının hala birçok alanda ambargo ve kısıtlamalara maruz kalmasının akıl, vicdan ve insaf sınırlarını zorladığını aktardı.
“KIBRIS TÜRK HALKININ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILMASI ULUSLARARASI TOPLUM İÇİN DE SİYASİ VE AHLAKİ YÜKÜMLÜLÜKTÜR”
Kıbrıs Türk halkının hak ettiği refah seviyesine ulaşmasının engellenmesine ve mevcut statükonun sürdürülmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kıbrıs Türk halkının dünyayla bütünleşmesi önündeki engellerin kaldırılması uluslararası toplum için de hem siyasi hem ahlaki bir yükümlülüktür. Tüm olumsuzluklara rağmen, Türk tarafının çözüme yönelik siyasi iradesi her zamankinden daha kuvvetlidir. Ancak, BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu Raporu'nda da işaret ettiği üzere, gelinen aşamada artık yeni fikirlere ve önerilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu minvalde, ucu açık müzakere süreçlerinin, Ada’daki mevcut gerçekleri göz ardı eden yaklaşımların bir tarafa bırakılması gerekmektedir. Anavatan ve garantör Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çözüm için her zaman olduğu gibi omuz omuza birlikte çalışmaya devam edeceklerdir”
“HİDROKARBON KAYNAKLARI ADAYI BÜYÜK BİR CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRDİ”
Oktay, “Yeni keşfedilen hidrokarbon kaynaklarının Ada’yı daha büyük bir cazibe merkezi haline getirdiğini anımsattı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Ada'nın barış ve refah merkezi haline gelmesi için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğini her zaman savunduğunu, savunmaya da devam edeceğini ancak Rum tarafının tek yanlı faaliyetleriyle, doğal kaynakları da paylaşma niyetinde olmadığını açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“RUM TARAFININ KIBRIS TÜRKÜ’NÜ YOK SAYAN GİRİŞİMLERİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
“Ada’nın tek sahibi olduğunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türkü’nü yok sayan girişimlerine göz yummayacağımızı, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve menfaatlerini her zaman, her şartta ve her şekilde korumaya devam edeceğimizi buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, bölgede Türkiye’nin yer almadığı her türlü girişim başarısızlığa mahkûmdur. Kıbrıs, bizim milli davamızdır. Kıbrıs Türk'ünün her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz. KKTC’nin gelecek tasavvuru için de uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli mücadeleyi dün olduğu gibi bugün de vereceğiz.”
Oktay, Türkiye olarak sadece KKTC konusunda değil, uluslararası toplumu ilgilendiren tüm konularda, iyi niyetle ve yapıcı katkılar sağlayarak, ortak anlayış ve ortak akla dayanan çözümlerden yana olduklarını ifade etti.
“ULUSLARARASI HUKUKUN GEREĞİNE GÖRE ADİL VE KALICI ÇÖZÜMLER”
Türkiye’nin çok yönlü dış politikasının onurlu bir duruşa ve güçlü ilkelere dayandığını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:
“Yaşanılan haksızlıklara karşı duruşumuz ve mazlumun yanında oluşumuz tüm dünyaca bilinmektedir. Dış politikada sürdürdüğümüz kararlılığımızı ve dik duruşumuzu halen anlamayanlar varsa buradan bir kez daha sesleniyorum. Geçmişte olduğu gibi bugün de dış politika ilkelerimizden ve onurlu duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Ne sahada ne masada oldu bittilere izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz bir yerde yanlışlık varsa bunu dile getiririz. Haklı ve dik duruşumuzu Kıbrıs’ta, Suriye’de ve Libya’da da aynı kararlılıkla sergilemeyi sürdüreceğiz. Uluslararası toplumu ilgilendiren konularda kimi ülkelerin tek taraflı müdahalelerini ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelerini kabul edemeyiz. Gayemiz, güncel uluslararası sorunlara, bazı ülkelerin bakış açısına ve çıkarlarına göre değil uluslararası hukukun gereğine göre adil ve kalıcı çözümler bulunmasıdır”
Oktay, 'KKTC'nin aradan geçen 35 yılda büyük mesafe kat ettiğini, demokratik, çoğulcu, insan haklarına saygılı, müreffeh toplum sistemini her geçen gün pekiştirdiğini, kurulduğu yıldan bu yana hem Adada hem Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın ana unsuru olduğunu belirtti.'
“KENDİNE YETEBİLEN, KÜRESEL ŞARTLARA UYUMLU, REKABETÇİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR”
KKTC’nin kalkınmasının, kendine yetebilen, küresel şartlara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir ekonomik düzene sahip olabilmesinin öncelikli hedefleri olduğuna dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün turizm ve eğitim sektörlerinde ulaşılan düzey, Kıbrıs Türkü’nün haklı gururudur. KKTC her iki alanda da bölgesinde merkez olabilecek imkan ve kabiliyetlere sahiptir” dedi.