Ahıska Türklerinin 74. Sürgün yılı münasebetiyle bir mesaj yayınlayan Ahıskalılar Vakfı Başkanı Mehmet Oğuz, “Vatandaşlık ümit eden Ahıska Türklerine kolaylık gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza ve devletimize teşekkür ediyoruz. Devletimiz tıpkı Üzümlü’deki gibi Türkiye’nin hangi vilayeti olursa olsun bu insanlara toprak verip onları borçlandırsın. Onlar ekip biçsin ve devletine borcunu ödesin. Biz sürgüne gönderildiğimiz Özbekistan Siri Derya Çölünü çalışıp üreterek gülistana çevirmiş bir topluluğuz” dedi.
Ahıskalılar Vakfı Başkanı Mehmet Oğuz, Ahıska Türklerinin 74. Sürgün yılı münasebetiyle bir mesaj yayınladı. Mehmet Oğuz mesajında Ahıska’dan zorla sürgün edilen hayatlarını kaybeden atalarımızı rahmetle yad ederken bugün Türkiye’nin Ahıskalıların vatandaşlığa geçme konusunda gösterdiği kolaylıklara teşekkür etti.
Vatanına dönemeyen tek topluluğuz
Oğuz mesajında özetle şunları kaydetti:
“Bugün 14 Kasım 2018 yılında, Ahıska Türklerinin Sibirya’ya, Özbekistan ve Kazakistan’a sürgün gönderilmelerinin üzerinden tam 74 sene geçmiştir. Sürgünün 74. Yılında sürgünde ölen yirmi bin soydaşımıza Allahtan rahmet diliyoruz.
Bu vesileyle bir kere daha dile getirmek istiyoruz ki bugün yeryüzünde sürgüne uğradığı halde zaman içerisinde vatanlarına dönemeyen tek topluluk biz kaldık.
Hâlbuki Ahıskalılar nerede olursa olsun hem örf ve adetlerine bağlı hem bulunduğu devletin kanunlarına uyum gösteren bir millet olarak da herkes tarafından takdir edilmektedir. Bu anlamda bulundukları her yerde Ahıska Türklerine sahip çıkan misafirperverlik gösteren Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan yetkililerine çok teşekkür ediyoruz.
Sürgün edildikleri 1944 yılından Stalin’in ölümüne kadar yurtlarına dönme yasağı devam eden Kırım, Tatar, Çeçen gibi sürgüne gönderilen halklar tekrar vatanlarına döndükleri halde Ahıskalılara o yasak halen devam etmektedir ve bu insani ve vicdani açıdan kabul edilemez bir durumdur.
Bizim vatanımız 260 köydür ve bugün 80 kadar köy viran olmuş durumdadır. Diğer köylerde demografik yapıda değişim sağlamak isteyen Stalin emriyle Ermeni ve Gürcü vatandaşlar yerleştirilmiştir. Bu yerleşim yerinde daha önce yaşayan 90 bin Ahıska Türkü sürgüne tabi tutulmuştur sürgüne giderken yollarda 20 bin insanımız can vermiştir.
600 bin Ahıskalı var
Şu anda eski SSCB toprakları olan Ukrayna’da, Kazakistan’da, Çeçenistan’da Özbekistan’da, Azerbaycan’da ve güzel ülkemiz Türkiye’de hatta Amerika’da olmak üzere 4.400 yerleşim yerinde yaşıyoruz. Ahıska vilayetinden sürgün yoluyla dünyaya dağılan nüfusun toplam sayısı kesin olmamakla birlikte 600 bin civarındadır.
Şu anda vakfımızın üyesi bulunan bir Ahıskalı kardeşim: “Benim bir oğlum Özbekistan’da, bir oğlum Kazakistan’da, biri Azerbaycan’da biri Amerika’da ben hangi birine nasıl kavuşayım?” diyerek bu ayrılıktan şikâyet etmektedir. Bu örnekte olduğu gibi biz sürgün topluluğu olarak dünyada herkes nasıl vatanında yaşıyorsa biz de vatanımızda yaşamak istiyoruz.
Gürcistan’ın Ahıskalılara vatandaşlık vermeyle ilgili yasa çıkarması AB’nin baskısı sonucu olmuştur. Ama bu yasaya göre Gürcistan’a dönebilmek adeta mümkün değildir.
Çünkü bir Ahıskalının Gürcistan’a dönebilmesi için önce bulunduğu ülkenin vatandaşlığından çıkması, sonra malı mülkü olduğuna dair tapu kaydı vb. getirmesi gibi şartlar ortaya sürülmektedir. Bir insan 70 sene önceden sürgüne gönderilmiş ise yerinin yurdunun tapu kaydını nereden ve nasıl bulacaktır? Kendisine vatandaşlık verileceği garanti edilmeden bulunduğu ülkenin vatandaşlığından nasıl çıkacaktır? Bütün bunlar aslında göz boyamadır ve samimiyet içermemektedir.
Türkiye’de bürokrasi sürgünü yaşıyoruz
Devletimiz, Van depreminde depremzedeler için kısa zamanda bir şehir kurarak hem evsiz kalan yurttaşlarına sahip çıkmış hem de devlet olarak gücünü göstermiştir. Bu vesileyle ülkemiz dışında olup da ülkemize dönmek ve Türk vatandaşı olmak isteyen kardeşlerimize de devletimiz, geniş imkanlarıyla Erzincan Üzümlü misali gibi imkan sağlayabilirse minnettar kalacağız. Birde vatandaşlık isteyen bu insanların çoğunluğu yüksek tahsil sahibidir. Çevresinde itibarlı kimselerdir. Çalışkan insanlardır. Her biri iki üç dil bilmektedir. Dolayısıyla bu bilgi birikimiyle ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan ülkemize artı değer katabilecek potansiyele sahiptirler.
Devletimiz tıpkı Üzümlü’deki gibi Türkiye’nin hangi vilayeti olursa olsun bu insanlara toprak verip onları borçlandırsın. Onlar ekip biçsin ve devletine borcunu ödesin. Biz sürgüne gönderildiğimiz Özbekistan Siri Derya Çölünü çalışıp üreterek gülistana çevirmiş bir topluluğuz. Üstelik bu gülistan ismini de biz değil yine Rus hükumeti vermiştir. Bugün TOKİ şehirler kuruyor. Suriye’den gelen dört milyondan fazla mülteciye kucak açıyor ve onları iskân ediyoruz. Devletimiz bu derece güçlüdür ve hamiyetperverdir. Biz Ahıskalılar olarak zaten devletimizden hiçbir zaman dert yanmadık dert yanmayız. Biz sadece örnekler göstererek devletimizin bize de bir imkan sağlamasını ve arkamızda devletimiz olduğunu tüm dünyaya hissettirmesini arzuluyoruz.
Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz
Sayın Cumhurbaşkanımızın hamiyetperverliğiyle 2009’da bize af kanunu çıktı.Daha sonra vatandaşlık işlemleri konusunda -zaman zaman bazı sıkıntılar yaşansa da- genel anlamda bilhassa son zamanlarda büyük ölçüde kolaylıklar sağlanmaya başlandı.
En önemlisi de bürokratik süreçte devlet vatandaşlarımızı doğrudan muhatap olarak evrak temininde olsun tercüme işlemlerinde olsun aracı kurumları devre dışı bıraktı. Bu açıdan da yetkililerimize çok teşekkür ediyoruz.
Bürokratik anlamda şu an için bazı Ahıskalı vatandaşlarımızın ‘Ahıska Türkü’ olduğuna dair belge temini ile ilgili süreçte bazı bürokratik aksaklıklar yaşanmaktadır. Yine bir şekilde önceden Türkiye’ye gelmiş olanların vatandaşlık işlemlerinde,evrak bilgi ve belge temini gibi konularda birtakım sıkıntılarımız devam etmektedir. Ancak bu aksaklıklarında en kısa zamanda giderileceğine inanıyoruz.
Bu vesileyle Ahıskalılar Vakfı olarak sürgün edilişimizin 74. Yılı münasebetiyle bizlere kol kanat geren, bize sahip çıkan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı arz ediyoruz.”