//TARİH ÖĞRETİMİNDE ÇAĞDAŞ METOT
Tarih öğretimine yön veren en önemli unsurlardan birisinin program olduğunu söyleyen Kaya, tarih öğretimi alanında 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayan değişim ve gelişimlerden Türkiye’nin de nasiplendiğini kaydetti. Eski programların öğrencilere sadece bilgi vermeye yönelik olup, onları sadece biçimlendirmeyi hedeflediğine dikkati çeken Ramazan Kaya, “Böyle bir yapıda öğrenci, öğretmeninin anlattığını ve ders kitabında yazılanları pasif bir konumda ezberlemekle yükümlüydü. Ezber ise eğitim sistemimizin en sorunlarından birisi olup, bilgiyi anlamlandırmanın ve kullanabilmenin önündeki en önemli engellerinden birisiydi.” diye konuştu.
//YENİ SÜREÇ
2005 yılında hazırlanan sosyal bilgiler ve 2007 yılında hazırlanan yeni tarih programlarının, tarihin bir bilim dalı olarak göz önünde bulundurulduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Kaya, yeni programlarda öğrencinin geçmişi ezberlemesinin değil, yorumlaması ve anlamasının ön plana alındığını belirtti. Programların gözden geçirilmesi halinde öğrenciye sadece bilgi değil, aynı zamanda beceri eğitiminin, özellikle de tarihsel düşünme becerilerinin verilmek istendiğinin görüleceğini vurgulayan Kaya, “Bu yönüyle öğrenciyi öğretimin merkezine yerleştiren yeni programların çağdaş bir tarih bilinci oluşumu için önemli bir temel teşkil edeceği düşünülebilinir.” ifadelerini kullandı.
//ÖĞRETMENLER, HİZMET İÇİ EĞİTİME ALINMALI
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramazan Kaya, sosyal bilgiler ve tarih programlarının, her ne kadar önemli hedefler içerse de, bu hedeflerin bir boşlukta gerçekleşemeyeceğini dile getirdi. Eğitim sisteminin en önemli unsurunun, programların sınıflardaki uygulayıcıları öğretmenler olduğuna işaret eden Kaya, “Bu yüzden öğretmenlerin yeni programların gerektirdiği bilgi ve deneyimlere sahip olmaları; hedeflerin gerçekleşmesi için yaşamsal bir öneme sahiptir. Mevcut öğretmenlerin geleneksel sistemden mezun oldukları düşünüldüğünde, işlerinin zor olduğu düşünülebilir. Çünkü yeni programlar derslerde kaynak kullanımı, sözlü tarih gibi öğrencileri derste aktif duruma getiren tarihe özgü nispeten yeni yöntemleri içermektedir. Bu yüzden yeni öğretmen adaylarının eğitim fakültelerinde programların gerektirdiği nitelikte yetiştirilmeleri, mevcut öğretmenlerin de hizmet içi eğitim almaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.