//KASİL’DEN AĞIZ VE DİŞ BAKIMI UYARISI
Başhekim Dr. Raci Kasil, ağız kokmasının çocukluktan başlayan bir rahatsızlık olmadığını, daha çok erişkin dönemde ortaya çıktığını söyledi. Kasil, “Hem özel yaşamı hem de sosyal yaşamı olumsuz etkileyen ağız kokusunun birçok nedeni vardır. Bu nedenler, diş fırçalamamaktan başlayıp, ülsere kadar uzanabilir.” dedi. Ağızdaki hatalı protezlerin, gıda birikintileri ve diş çürüklerinin ağız kokusunda önemli rol oynadığını vurgulayan Kasil, “Diş eksikliği, dişlerdeki madde kaybı nedeniyle yapılmış olan krom ve köprü protezlerinin işlenmesi aşamasında özellikle gövde kısımlarının hijyenik olarak şekillendirilmemesi, iyi cilalanmaması yüzünden bu bölgelere gıda artıkları sıkışır. Bu artıklar zamanla ağızda kokuşur ve ağızda hoş olmayan bir kokuya neden olur.” diye konuştu.
//BOL SU İÇİN
Kronik bir ağız kokusuna sahip olanların, düzenli olarak diş kontrolleri yaptırmaları ve günde en az 8 bardak su içmeleri tavsiyesinde bulunan Kasil, bu tür kişilerin kahve ve alkol kullanımından da uzak durma mecburiyetinde olduklarını kaydetti. Kasil, “Ağız kokusu olan bir kişi ağız hijyenine çok önem vermeli ve dişlerini günde en az 3 kere fırçalamalıdır. Ağız kokusu olan bir hasta, ilk önce bir diş hekimine müracaat etmeli. Ağız kokusu oluşturacak bir neden bulunamazsa, gastroenteroloji ve KBB uzmanlarına başvurmalıdır.” diye konuştu.
//“AĞIZDAKİ KOKU SADECE DİŞLERDEN KAYNAKLANIYOR OLMAYABİLİR!”
Erzurum Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi Kasil, ağız kokusunun ölü bakterilerin atık maddesi olan ve “volatile sülfür” adı verilen bir gazdan kaynaklandığını ifade ederek, ‘Nefeste oluşan kötü koku, büyük oranda ağız içi kaynaklıdır. Ağız içi bir enfeksiyon, ilerlemiş bir diş eti hastalığı ya da sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olurlar. Kokuya sebep olan diğer sistemik problemler ise; tonsilit, akciğer iltihabı, sinüzit, şeker hastalığı (aseton kokusu), mide bağırsak hastalıkları, böbrek yetmezliği (balıksı koku), karaciğer ve metabolizma bozukluklarıdır. Bu hastalıklar içinde hastanın en kısa zamanda bir KBB veya dahiliye uzmanına başvurması gerekir.” dedi.
//KASİL’DEN AĞIZ KOKUSUNA KARŞI ÖNEMLİ TAVSİYELER
Ağız kokusunun öncelikle sebebi teşhis edilerek buna göre tedavisinin yapılması gerektiğini ifade eden Kasil, “Ağız içi kaynaklı kokularda, tüm çürükler tedavi edilmeli, diş eti hastalığı tedavi edilmeli, cepler ve diş taşları elimine edilmeli ve gömük ve yarı gömük 20 yaş dişleri çekilmelidir. Tüm bunların dışında, her öğünden sonra dişler 3 dakika fırçalanmalı ve günde bir kez diş ipi kullanılmalıdır. Diş fırçası kuru ve temiz bir yerde muhafaza edilmeli ve kullandıktan sonra iyice yıkanmalıdır. Dil, çok girintili ve pütürlü yapısı sebebiyle bakterilerin rahatça yerleşip zor temizlenebileceği bir dokudur. Dişlerinizle birlikte dilin yüzeyinin ve özellikle arka kısmının fırçalanması kokuyu önlemek açısından önemlidir. Eğer fırçayla bu yüzeyi fırçalamaktan rahatsız oluyorsanız, temiz bir plastik kaşık kullanarak dili kökünden ucuna kadar sıyırarak temizleyiniz.” tavsiyesinde bulundu.
Nane şekeri, ağız spreyleri ya da gargaraların ağız kokusunu önlemediğine, 5-6 dakika gibi sadece kısa bir süreliğine engellediğini dikkat çeken Kasil, “Ağız kokusunu önlemek için yüzde 50 su ve yüzde 50 hidrojen peroksitten hazırlayacağınız bir gargara, olumlu etki sağlayabilir. Gıda kaynaklı sarımsak, soğan, alkol ve benzeri kokularda ise ertesi sabah aç karnına içilen bir bardak soğuk süt, kokuyu belirgin miktarda azaltır.” şeklinde konuştu.