Matbaa-Kırtasiye ve Tabelacılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca, Ahilik haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Ahiler, devlete yol göstermiş, devletten görev talep etmemiştir. Ahilik; sanatın, ticaretin ve mesleğin, olgun kişilik, güzel ahlak ve doğrulukla yoğrulduğu, kökleri çok eskilere uzanan bir geleneğimiz; yüz yıllar boyu toplumumuzun sosyal ve ekonomik omurgasını oluşturan bir örgütlenme şeklimiz; toplumsal kimliğimiz açısından daima sahiplenmemiz gereken çok özel bir kültürümüzdür.” Dedi.
KARACA’NIN TESPİTLERİ
Bir ülkenin sosyal ve iktisaden kalkınmasının ancak kendi tarihi değerlerinin, günün şartlarına göre yeniden yorumlanmasıyla mümkün olabileceğini anlatan Hikmet Karaca, "Geri kalmışlıktan ileri medeniyet seviyesine ulaşmış birçok ülke bize bunu göstermektedir. Bu ülkelerin kalkınmalarındaki temel etmen, ahilik ilkelerinin asıl öğelerinden olan "ahlak" ve "çalışmanın" yani alın teri ile dürüst kazancın, düzene hakim olmasıdır. Anadolu'da 13. yüzyılda kurulan ahilik teşkilatı esnaf, sanatkâr, sanayici ve ticaret erbabını asırlarca bünyesi içerisinde barındırdığı, iş ve meslek ahlakını kurup koruduğu, ortaya koyduğu ilkelerle de sadece mesleki kuruluşlara değil, toplumun her kesimindeki insana hitap ettiği bilinmektedir. Ahilik teşkilatı, günümüzün bazı sorunlarına, bilimsel araştırma ve yayın yoluyla çözüm getirme çabasını benimsemiştir" diye konuştu.
Ahilik Teşkilatının tarihte sivil toplum niteliklerine özdeş çalışmalar gerçekleştirdiğini dile getiren Karaca, "Ahiler Devlete yol göstermiş fakat devletten görev talep etmemiştir. Ahilik Teşkilatının sivil toplum ilkelerine dayanan, devlete yük olmadan, gönüllülük esasına göre hizmet veren bir sivil toplum kuruluşudur.
Ahiliğin sevgi, hizmet, inanç, yardımlaşma, eşitlik gibi ilkeleri göz önüne alındığında günümüz evrensel değerleri ile örtüştüğü görülmektedir. Bu nedenle söz konusu değerlerin sosyal bilimler ve teknik bilgilerden de yararlanmak suretiyle günlük hayata geçirme çalışmalarıdır.
Tarihimizden miras kalan bu değer birikimlerimiz, şu anda sahip olduğumuz tüm maddi birikimlerimizden daha değerli bir hazine oluşturmaktadır. Tarih ve uygarlığımızdan gelen bu imkânların, Türkiye'nin bugünkü potansiyeline monte edilmesi gerekmektedir.
Bir üretim, eğitim ve kalkınma modeli olarak algılanması gereken Ahilik, zamanımızın şartlarına göre, toplumun benimseyip kabul göreceği tarzda, yeniden yorumlanmalı, bunlara yeni işlevler yüklenerek, yepyeni bir iş ahlakı ve müteşebbis ruhu yaratılmalıdır.
Hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, adam kayırma gibi yolsuzluklarla mücadelelerde Ahilik İlkelerinin önemi bir kat daha artmaktadır. Temiz toplum oluşmasında ve kaliteli üretimde de Ahilik ilkelerine gereksinme duyulmaktadır. Bugün işletmelerin yeni algıladıkları "Toplam Kalite" ve Tüketicinin Korunması gibi kavramlar Ahilik kültürüne dayanmaktadır." şeklinde konuştu.