KIRIK NOTLAR KONUSUNDA VELİLLERE UYARI
Okulların tatil olmasına az bir zaman kala öğrenci ve velileri karne heyecanı sarmaya başladı. Uzmanlarda karnesi kötü olan öğrenci velilerine uyarıda bulunmayı ihmal etmedi. “Kötü karne kötü çocuk demek değildir” diyen uzmanlar, karne zamanının öğrenci-veli arasında çatışmaların en yoğun yaşandığı dönem olduğunu, velilerin çocuklarına karşı daha duyarlı davranış sergilemeleri gerektiği vurgulandı.
Erzurum Dersaneler Birliği Başkanı Eğitimci Taceddin Deniz, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim-öğretim gören öğrenciler ile velilerinde 15 Haziran Cuma günü verilecek karne heyecanının şimdiden başladığını belirterek, bu heyecanın faciaya dönüşmemesi uyarısında bulundu. Usta, kötü karnenin kötü çocuk anlamına gelmediği hatırlatmasını yaptı. Deniz, kimi öğrenciler için tatil, kimileri için de korku ve üzüntü dolu günlerin başlangıcı anlamına gelen "karne günü"nün öğrenci ve veli arasındaki ilişkileri etkilediğini ve çatışmaların yoğun olarak yaşanmasına neden olduğunu kaydetti.
ZAYIF KARNELİ ÖĞRENCİ BUNALTILMAMALIZayıf karnesi olan öğrencilerin ebeveynlerinin yanı sıra çevreye karşı kendini koruma hissine kapılacağını dile getiren Taceddin Deniz, “Aslında veliler zayıf karneli öğrenciyi bunaltmamalıdır. Zira notları kötü olan bir çocuğun karnesi anne babası için sürpriz değildir. Kötü karne, yargılama, cezalandırma, eleştirme ve olumlu ile karşılaştırma ailelerin uyguladığı yanlış tutumların çocuk üzerindeki göstergesidir. Her koşulda anne babalar çocuklarına karşı anlayışlı bir tutum içinde olmalıdır. Unutmamalıyız ki zayıf bir karne, ebeveynlerden çok, öğrencinin duygu durumunda farklılıklara yol açacaktır. Zayıf karneli öğrenci kendini yetersiz hissedecek, mutsuz olacak, umutsuzluğa kapılacak, derslerden uzaklaşacaktır. O halde, karnesi zayıf olan çocuklarımıza destek olmalıyız.” dedi.
ANNE-BABALAR KENDİNİ SORGULAMALI
Karnenin, öğrencinin başarılı ya da başarısız olarak etiketlendiği bir belge olmadığını, öğrencinin bulunduğu eğitim ortamında ondan beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterlilikleri ne derece gösterdiğine ilişkin bir değerlendirme olduğunu ve bu şekilde algılanması gerektiğini vurgulayan Taceddin Deniz, karnelerin sadece çocuk için değil, öğretmen, okul ve aile için de bir yol gösterici olduğuna dikkat çekti. Çocuğun gelişimi ile ilgili olan herkesin kendisine "Bu yetersizlikleri gidermek için ne yapmalıyız?" sorusunu sorması gerektiğine işaret eden Deniz, “Anne-babalar olarak kendi öğrencilik yıllarımızı ve kendi karnelerimizi hatırlayıp, çocuğumuza empati kurmaya çalışmalıyız. Unutmamalıyız ki; çocuğumuzun karnesi anne-baba olarak bizim için de bir değerlendirmedir ve her değerlendirme 'eksikleri gösteren bir bilgi'dir. Biz kendimize 'bu sonuçlar üzerinde benim katkım ne kadar oldu? Hangi davranışlarımızı değiştirmeliyiz? Biz nasıl bir aile ortamı sağlarsak çocuğumuz daha başarılı olabilir?' diye sormalıyız. Zayıf karnenin nedenlerini düşünmek veliler için de bir fırsattır.” diye konuştu.
SONUÇ NE OLURSA OLSUN SEVGİNİZİ VURGULAYINDeniz son olarak velilere şu tavsiyelerde bulundu: “Eğer çocuğunuz başarısızsa; sonuç ne olursa olsun sevginizi vurgulayın. Onu kardeşleri ve diğer akranları ile kıyaslamayın. Öncelikle çocuğunuzun başarısızlık nedenlerini tespit edin. Başarısızlığın utancını çocuğunuza yaşatmayın. Bunun yerine çabalaması için onu teşvik edin. Çocuğunuzla yeteneklerine uygun hedefler belirleyin. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin. Notlarından çok çabasını ödüllendirin. Her zaman başarısının ardından maddi bir ödül vermeyin. Başarısının başlı başına bir ödül olduğunu vurgulayın.”.