Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Mekke’de, Uluslararası Siyer-i Nebi Bilgi Yarışması’nda başarılı olan Türkiye, KKTC ve Balkan ülkelerinden gençlerle bir araya geldi
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Uluslararası Siyer-i Nebi Bilgi Yarışması’nda başarılı olan ve Diyanet İşleri Başkanlığının misafiri olarak umre yapmak üzere Mekke’de bulunan, Türkiye, KKTC ve 9 Balkan ülkesinden 310 gençle bir araya geldi.
Burada gençlere hitap eden Başkan Erbaş, “Umreniz makbul olsun inşallah. Çok duygulu anlar yaşıyoruz. Bu mekanda duygulu olmak, herhalde herkesin kalbini, gönlünü titreten anları yaşadığı için çok normaldir. Bu beldeler, Haremeyn’in, Mescid-i Haram’ın, Kabe’nin, Arafat’ın, Müzdelife’nin, Mina’nın olduğu yerler, Kur’an’ın indiği beldeler.” dedi.
“Bu medeniyetin mensuplarının elinden kitap, kalem eksik olmayacak”
Kur’an-ı Kerim’in, “insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için” indiğini anlatan Başkan Erbaş, bütün insanlığın, Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamberin insanlığa kazandırdığı değerlere ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Kur’an-ı Kerim’in Mekke ve Medine’de indiğini hatırlatan Başkan Erbaş, ilk inen ayette “oku” diye hitap edildiğini, nüzul sırasına göre ikinci inen surenin ise “Kalem Suresi” olduğunu belirterek, “Medeniyetimizin en temel unsuru olan okumak, yazmak, ilim, irfan, öğrenmek, öğretmek konuları ilk ayetlerde yer alıyor. Bu ne demektir sevgili gençler? Bu medeniyetin mensuplarının elinden kitap, kalem eksik olmayacak demektir. Kitap ve kaleme, kütüphaneye sahip olduğumuz asırlarda biz hep dünyaya yön vermişiz. Ecdadımız, Müslüman alimler her zaman o karanlığı, o cehaleti ortadan kaldırmak için Mekke’den Medine’ye, Medine’nin binlerce kilometre uzaklarına giderek İslam’ın cihanı, bütün insanlığı aydınlatan hayat veren değerlerini anlatmışlar.” şeklinde konuştu.
“Kudüs tekrar işgalden kurtarılacak”
Tarihte, Kudüs’te Romalıların, Haçlıların zulümler yaptığını, Müslümanların ise oradaki zulmü ortadan kaldırarak Kudüs’ü darüsselam, barış yurdu yaptıklarını anlatan Başkan Erbaş, bugün de Romalıların torunlarının sadece Gazze’de değil, dünyanın her yerinde gözlerini kırpmadan bebek, çocuk demeden insanları katlettiklerini aktardı. Başkan Erbaş, Müslümanların sahip olduğu imanın ve inancın asla masum insanları katletmelerine müsaade etmeyeceğini belirtti.
Kudüs’te bugün katliam yapanların kendilerinin bunu Avrupa’da yaşadığına işaret eden Başkan Erbaş, “O katliamı Romalılar, Romalıların torunları onlara yaptılar, fakat Gazzeli bebeklerden, Gazzeli kadınlardan, Gazzeli, Filistinli masumlardan sanki intikam alırcasına aynı katliamı, kendi atalarının yaşadığı katliamı bugün onlar Müslümanlara yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Sevgili gençler, hiç merak etmeyin. Zulüm ilelebet devam etmez.” diyen Başkan Erbaş, “Bugün de yeni Selahaddin Eyyubilerle Kudüs tekrar kurtarılacak. İşgalden kurtarılacak, Filistinli kardeşlerimiz yeniden zafere ulaşacak. Orası tekrar darüsselam haline gelecek Allah’ın izniyle, hiç merak etmeyin.” diye konuştu.
“Hz. Peygamber, şirkle, sömürüyle, faizle, ırkçılıkla mücadele etti”
Müslümanların, Kur’an-ı Kerim ve Sünnete uygun hareket etmeleri gerektiğine vurgu yapan Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“İşte Siyerin yaşandığı mekanlardasınız, Mekke’deyiz. Efendimiz aleyhisselatü vesselam Mekke’de şirkle, sömürüyle, faizle, ırkçılıkla mücadele etti. Veda Hutbesi’ni bol bol okuyun. Orada ne dedi; ‘İnsanlar, babanız bir, hepiniz Adem’densiniz, Adem ise topraktandır. Beyazın siyaha, siyahın beyaza, Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.’ buyurdu. Takva, yani kim Allah’ın emirlerini en güzel bir şekilde yerine getirip, yasaklarından titizlikle uzaklaşır, Allah’a ve ahiret gününe, Peygamberlere inanırsa, işte en üstün olan odur.
Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesi’nde buyurdu ki, ‘Size iki şeyi emanet bıraktım. Bu iki şeye sarıldığınız müddetçe doğru yolda yürürsünüz, yolunuzu sapıtmazsınız, sırat-ı müstakimden şaşmazsınız. Onlardan birisi Allah’ın Kitabı Kur’an-ı Kerim, diğeri de Resulünün Sünneti.’ Adeta Kur’an’ın yürüyen, yaşayan bir örneği olarak Peygamber Efendimizin hayatı. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değil.”
“Mazlumun yanında yer almalıyız”
Başkan Erbaş, Hazreti Peygamberin, kıyamet gününde Allah’ın arşının gölgesi altında gölgelenecek yedi sınıf insandan birinin de huzuru ve mutluluğu Allah’a ibadette bulan genç olduğunu hatırlatarak, “O ibadetli, namazını ihmal etmeyen, haramlardan uzak duran, hayatında ibadet olan gençlerdir’ buyuruyor. Sizleri müjdeliyor sevgili gençler. Allah hepinize nasip eylesin.” dedi.
Gençlerden anne, babalarına, büyüklerine, kardeşlerine, hastalara, dertlilere dua etmeleri tavsiyesinde bulunan Başkan Erbaş, “Gazze’deki, Filistin’deki, Doğu Türkistan’daki, Hindistan’daki, Irak’ta, Suriye’de zulüm altında olan mazlumlar için dua edin. Sevgili gençler, bizim inancımız o kadar merhamet yüklü bir inanç ki mazlumun dinine, inancına bakmıyor. Müslüman olmayan bir insana Müslüman birisi zulmetse onu zulümden kurtarmak için mazlumun yanında yer almamız lazım. Bakar mısınız dinimizin ne kadar merhametli olduğuna. Tarih bunun örnekleriyle doludur.” şeklinde konuştu.
“İslam, en büyük nimet”
İslam dininin en büyük nimet olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, “Bizim için, insanlık için bir nimettir. Buna ne kadar şükretsek, ibadetlerimizi ne kadar fazla yapsak azdır. Şükrümüzü ibadetlerimizle eda edeceğiz. Müslüman olmuş olmaklığımızın karşılığı şükürdür.” ifadelerini kullandı.
İbadetin amacının şükretmek olduğunu ve Hazreti Peygamberin çok ibadet ettiğini anlatan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Aldığımız, verdiğimiz bir nefesin bile karşılığını biz ibadetlerimizle acaba eda edebiliyor muyuz, edemiyor muyuz, bunu düşünmemiz lazım. İbadetlerimizde çok samimi olacağız. Kendimizi Rabbimize arz ediyoruz, işte ibadet böyle güzel bir şeydir. Allah tadını almayı hepimize nasip eylesin inşallah. Allah kabul etsin. Cenab-ı Hak sizlere iki cihan saadeti nasip eylesin. Peygamber Efendimizin şefaatine nail olmayı nasip eylesin.”