Uluslararası Stratejik Kalkınma Birliği Derneği Genel Başkanı Yüksek Mimar Cemil Karabayram, Van Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü görevini yürütürken İshakpaşa Sarayı’nın cam çatısı için yapılan projenin Kültür ve Turizm Bakanlığının uzman ekipleri ve çeşitli üniversitelerle görüş alışverişi sonucu yapıldığını ve Erzurum Bölge Koruma Kurulu’nca da onaylandığını belirtti.
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan tarihi İshakpaşa Sarayı’nın çatısının estetik olarak tarihi bir yapıya yakışmadığı konusunda ziyaretçilerin rahatsızlıklarını dile getirmesi üzerine, sarayın çatısının yapımında görev alan ve o dönem Van Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü görevini yapan Uluslararası Stratejik Kalkınma Birliği Derneği Genel Başkanı Yüksek Mimar Cemil Karabayram, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
İshakpaşa Sarayı’nın 1993 yılında Kültür Ve Turizm Bakanlığına devredildiğini ifade eden Karabayram, “Sarayda 70, 80 ve 90’lı yıllarda yapılan restorasyon kapsamında yaklaşık 4 bin metrekare kapalı olan alanın eski sistem dediğimiz, sarayın orijinal örtüsü olmayan bakır çatı ile örtüldüğü bilinmekteydi. Bu çatı yıllar boyunca yağan kar ve yağmur sularının sarayın temel ve duvarlarına, o dönem yapılan yanlış restorasyonda kullanılan çimento ile birlikte akmasına sebep olmaktaydı. Böylelikle büyük bir tuzlanmaya da sebep vermekteydi. Dönemin bilim dünyasının restorasyon konusunda kabul ettiği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden hakkın rahmetine kavuşmuş olan Doç. Dr. Emre Madran, 4 bin metrekarelik alanın dört bir taraftan havalandırılması ve aydınlatılması gerektiğini, yoksa sarayın çok büyük tehlikelere maruz kalacağını söyledi. 2006 yılında meydana gelen şiddetli rüzgar sebebiyle var olan bakır çatı uçtu ve saray tamamıyla korumasız kaldı. Daha sonra yapılan çalışmalarla restorasyon kapsamında 2008 yılında yeni bir sistem çatı yapılmasına karar verildi. Bu uygulamaya geçilmeden, bu projenin altyapı çalışmaları için Kültür ve Turizm Bakanlığının uzman ekipleri ve çeşitli üniversitelerle görüş alışverişi yapılarak cam çatı yapılması uygun görüldü. Proje yapıldıktan sonra kurul aşamasında Erzurum Bölge Koruma Kurulu’nun onayından sonra çatının yapımına başlandı. İstanbul, Ankara, Erzurum ve Van rölöve bölge müdürlükleri tarafından projenin her aşaması ve yapılışı denetlendi. Çatının ilk kısmı 2009’da bitirildi. Daha sonra tekrar 2010 yılında ikinci kısım için çalışmalar başlatıldı ve 2011’de bitirildi. Yapılan sistem halihazırda sarayın temel ve duvarlarını yağan kar ve yağmur sularından korumakta. Çatı PVC değil, tüm dünyada restorasyon ve koruma amaçlı kullanılan akrilik şeffaf malzemeden oluşturulmuş damperli cam yapı sistemidir. Ayrıca yapılan sistem, sarayın bütünlüğüne zarar vermeden istenildiği zaman sökülebilir koruma çatısıdır ve bu sistem sarayın yüzde 92.8’lik nemini almış durumdadır. Bu sistem kışın bölgenin soğuk hava şartlarında drenaj yollarında donan buzların çözülmesi için ısıtma sistemiyle donatılmıştır. Estetik olarak göze hoş gelmeyebilir ama bu sarayın gelecek nesillere sağlıklı kalabilmesi ve korunabilmesi için günümüz restorasyon koşullarında yapılabilecek tek sistemdir. İddia edilen ve saraya iftira olarak kabul ettiğim söylenen sözler zinhar ve külliyen kabul edilemez. Saray genç ve dinamik ruhunu taşımaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı sarayı korumuş ve korumaya devam etmektedir" dedi.