Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, Ermeni mezaliminin bugüne kadar hiç anlatılmamış yönlerini anlattı. Ermeni çetecilerin savunmasız Türk halkına nasıl işkence ettiklerini, işgal dönemlerini ve Erzurum’un düşmandan nasıl temizlendiğini, çarpıcı yönleriyle aktaran Konukçu, Doğu Anadolu’da bağımsız Ermenistan kurma hayalinin Kahraman Türk Ordusu tarafından nasıl suya düşürüldüğünü gözler önüne serdi.
İNSANLIKTAN NASİPLERİ YOK
Erzurum’un, 1829 ve 1878’deki işgallerden sonra üçüncü defa 16 Şubat 1916 yılında Rus hâkimiyetine girdiğini hatırlatan Konukçu, bu acı dolu günlerin 2 yıldan fazla devam ettiğini kaydederek, Ruslarla birlikte Erzurum’a gelen Ermenilerin, masum halka insanlık dışı muamelelerde bulunduklarını dile getirdi. Konukçu, “Kars ve sınır ötesinden getirilen Ermeniler Erzurum’un terkedilmiş bölgelerine yerleştirildi. Ruslar da emin vaziyette güya görevlerini yürütmekteydiler. Ancak ordularla beraber Erzurum’a gelen Ermeniler, Türklere karşı menfi tutumlarını açıktan açığa belli etmekte ve korumasız halkı ve köylüleri insanlık dışı davranışlarla her fırsatta ezmeye çalışıyorlardı” dedi.
RUSLAR, ERZURUM’U ERMENİLERİN İNSAFINA TERKETTİLER
Rus ordusu içerisindeki Ermenilerin de, büyük bir gizlilik içerisinde zavallı halka ölüm yağdırdıklarını anlatan Prof. Dr. Enver Konukçu, Rus komutanların, Ermeniler’in bu girişimlerini öğrendikten sonra cezalandırma yoluna gittiklerini, ancak bu durumun pek fayda doğurmadığını, tam tersine Türklere yönelik olarak beslenen nefreti iyice artırdığını ifade etti.
20 Ekim 1917’de Moskova ve Saint Petersburg’da Çarlığa karşı ayaklanma meydana geldiğini ve Bolşeviklerin duruma hakim olduklarını aktaran Konukçu, bu ayaklanma nedeniyle Rusların işgal ettikleri yerleri bırakarak geri çekilmeye başladıklarını belirtti.
SİLAHLAR ERMENİLERE KALDI
Rusların, geri çekilirken silah depolarını ve işgal ettikleri yerleri Ermenilere bıraktığını söyleyen Konukçu, Ermenilerin savunmasız Türklerin sistemli bir şekilde yok edilmelerinin, devrin belgelerinde “kıtal”, “kırım”, “katl-i nüfus”, “mezalim”, “yeddi zulüm”, “katl-i am”, “fecayi” ve “şene’at” gibi isimlerle ifade edildiğini bildirdi.
ERMENİLER TARAFINDAN İŞLENEN CİNAYETLER, TÜYLERİ ÜRPERTİYOR…
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, Rusların, çekilirken Erzurum’u Ermenilerin insafına terkettiklerini kaydederek, bundan sonraki sürecin tam anlamıyla tüyler ürperten cinayet ve katliamlara sahne olduğunu anlattı.
BELGELER IŞIĞINDA TARİHİ GERÇEKLER
Ermeni mezaliminin yaşandığı dönemlere ilişkin olarak elde edilen belgeler ışığında, masum Türk halkının hangi yöntemlerle katledildiğinin de bilindiğine dikkati çeken Konukçu, savunmasız halkın duvar diplerine toplanarak mitralyözler aracılığıyla biçildiğini, el ve ayakları bağlanmış insanların da balta ile doğrandığını kaydetti.
İŞTE KATLİAMLAR
Konukçu, Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamları şöyle aktardı: “İnsanlar diri diri kuyulara atılmışlardır. Köylüler, elleri arkadan iple bağlanmış ve kurşunlanmışlardır. İnsanlar topluca hamamlara doldurulmuş ve yakılmışlardır. Kadın, çocuk ve ihtiyarlar, mereklere doldurularak canlı canlı ateşe verilmişlerdir. Samanlıklara önce insanlar doldurulmuş, ardından bu yerlere tutuşturulmuş manda, öküz veya atlar sokulmuştur. İnsanlar, elleri ve ayakları bağlı ve ağızları tıkalı bir vaziyette damlara atılmış, üzerleri otla kapatılan bu insanların üzerinde at, manda ve öküz sürüleri otlatılmıştır. Savunmasız insanlar, elleri ve ayakları bağlı bir şekilde yüksek tepelerden ve duvarlardan atılmıştır. İnsanlar, evlerin ikinci katına çıkarılmış, daha sonra merdiveni sökmek ve evi aşağıdan ateşe vermek suretiyle yakılarak katledilmişlerdir. Erkekler, kar kürümek, yol açmak ve odun kesmek gibi bahanelerle yerleşim yerlerinin dışına çıkarılmış ve burada katledilmişlerdir. Hamile kadınların karınları deşilmiş, bebekleri süngülerin ucunda teşhir edilmiştir. Küçük çocuklar doğranmış, etlerinden yapılan yemekler de ailelerine zorla yedirilmiştir. İnsanların uzuvları kesilmiştir. Ellerinden bir ata, ayaklarından da başka bir ata bağlanan çocuklar, her iki atın farklı yönlere koşturulması suretiyle parçalanmıştır. Çocuklar kazıklanmış ve sofa başlarına oturtulmuştur. Kadınlar ve ihtiyarlar çivilenmiştir. İnsanlar, canlı canlı olarak çuvala konulmuş ve at arkasında sürüklenmiştir. Karşı görüşlü Ermeniler de, kiliselerdeki haçlara çakılmış ve bu cinayetlerin failleri olarak Türkler gösterilmiştir”
KONUKÇU: CİNAYETLERE, ERMENİ DOKTORLAR DA ORTAK OLMUŞTUR
Ermenilerce gerçekleştirilen katliamın, Tercan, Aşkale, Ilıca, Erzurum, İspir, Hasankale, Horasan ve civar bölgelerde devam ettiğini, buralarda binlerce savunmasız insan katledildiğini aktaran Prof. Dr. Konukçu, bazı seyyar hastanelerde görevli Ermeni doktorların da, yaralı Türk askerlerini bilerek ve isteyerek şehit ettiklerini ifade etti.
Erzincan’dan firar eden Ermeni eşkıya sürülerinin, yolları üzerinde rastladıkları İslam köyleri ahalisini perişan ettiklerini vurgulayan Konukçu, Ilıca kasabasında ise, firar edemeyen Türklerin tamamının hunharca katledildiğini dile getirdi. Ermeniler tarafından Haydari, Sakalıkesik, Özbek, Mahanda, Tekkeköy, Tepeköy, Dutçu, Gez, Karaz, Umudum ve daha birçok ova köyünün yakılıp yıkıldığını ve insanların da süngülendiğini belirten Konukçu, bu cinayetlerin tarihin sayfalarına kara birer leke olarak geçtiğini kaydetti.
SOYKIRIM EMRİNİ VEREN ERMENİ ÇETE LİDERLERİNİN İSİMLERİ
Prof. Dr. Enver Konukçu, Erzurum ve yöresinde acımasızca kan döken Ermeni çete liderlerinin isimlerini de sıraladı. General Antranik başta olmak üzere, Albay Morel, Albay Torkhom, Karadudayev, Dr. Zavriev Canbuutyan, Sohumyan, Doluhandov, Armen Goro, Tero, Heço ve diğer Ermeni çete reislerinin, Erzurum’a komşu topraklarda Türkleri haince ve hunharca katlettiklerini anlatan Konukçu, “Erzincan’ın düşmesinden sonra Ermeni milisleri çil yavrusu gibi dağılarak Aşkale’ye doğru kaçmaya başlamışlardır. Kaçanların başında General Antranik bulunuyordu. Ermeni milisleri, geçtikleri köylerde büyük katliamlar yapmışlar, Aşkale, Ilıca Erzurum’a doğru harekete geçmişlerdir. Aşkale, Bayburtlu Arşak, Erzincan firarileri ve Erzurum Ermeni çeteleri tarafından yakılmıştır. Ilıca’da katliam adeta kol gezmiştir. Öldürülen insanlar üst üste yığılmış, 360 erkek süngülenmiş, 15 kadın da yakılarak öldürülmüştür. Erzurum’daki Ermeniler, eli silah tutabilen erkekleri, yol yapma bahanesiyle toplamış ve Sarıkamış istikametine gönderilerek burada katletmişlerdir. Şehirde geride kalan halk ise, Rusların çekilmesi ile başlayan Ermeni zulmü karşısında direnememiş, diri diri yakılmış, süngülenmiş ve kılıçtan geçirilmiştir. Çeteciler, kasaphane adını verdikleri bir mekanda, insanların organlarını çıkarmış, genç kız ve kadınların ırzına burada geçilmiş ve kirlettikleri masumları saçlarından asmak suretiyle öldürmüşlerdir. Ermeniler tarafından yapılan bu katliamlar, Rus subaylar tarafından da görülmüş ve aynen rapor edilmiştir” şeklinde konuştu.