Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, Hollanda’nın Türkiye karşıtlığını hiçbir zaman bırakmadığını ifade ederek, “Hollanda’nın asıl derdi, güçlenen Türkiye” dedi.
Bugün Türk Devleti’nin rakibi veya düşmanı onlarca devletten bahsedilebileceğini kaydeden ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Bu rekabet ve düşmanlığın bir kısmı bulunduğumuz coğrafyadaki çıkar çatışmalarından, bir kısmı dünya jeopolitiğinde güç dengelerini muhafaza etmekten ve Türkiye’nin gelecekte bölgeye hakim olacağı endişesinden, bir kısmı da tarihi mirastan kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz sebeplerinin bazılarından dolayı Türkiye karşıtlığını hiçbir zaman bırakmayan Hollanda, herhangi bir sınır paylaşımımız ve kendisi de küresel ya da bölgesel bir güç olmadığı halde, her platformda ve her fırsatta Türk Devleti aleyhine elinden gelen her şeyi yapıyor” diye konuştu.
Hollanda’nın yıllardır Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütleri PKK ve uzantıları olan PYD/YPG, DHPKC ve FETÖ’yü finansal ve lojistik açıdan açık bir şekilde desteklediğini ileri süren ASİMED Başkanı
DEĞERLENDİRME
Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:“Sınırlarını, bu örgütlerin yöneticilerine sonuna kadar açmış ve ilgili uluslar arası anlaşmalara rağmen bu elebaşı teröristleri barındırıp, korumaya devam etmektedir. Dün itibarıyla Hollanda basınına düşen haberlere göre; Hollanda parlamentosunun alt kanadında sözde Ermeni soykırımı ile ilgili iki karar tasarısı kabul edildi. Kararlardan birinde parlamentonun alt kanadının 'Ermeni Soykırımını' tanıdığı ifade edilirken, diğerinde ise Ermenistan'da 24 Nisan'da düzenlenen soykırımı anma törenlerine Hollanda'dan bir bakanın katılması karara bağlanıyor. Sık sık Türkiye’ye tarihi ile yüzleşme çağrısı yapan batılı ülkelerin en büyük çıkmazlardan biri kendi tarihleriyle bir türlü yüzleşemiyor olmaları. Ermenilerin sözde acılarını paylaştığını ve dünyada hümanizmin temsilcisi olduğunu iddia eden Hollanda’nın kısa tarihi yazık ki derin acılara sebep olmuş ve toplu katliamlar için büyük bir sahneyi ihtiva etmiştir. Özellikle köle ticaretinde ve köle sahibi olmak konusunda dünya tarihinin en önde gelen ülkelerinden biri olan Hollanda, “Doğu Hindistan Şirketi” adıyla, Madagaskar, Endonezya, Hindistan ve Sri Lanka’da 100 binlerce kişiyi, korkunç işkenceler altında zincirli bir hayata mahkum etmiştir. Öyle ki zaman zaman sömürgelerdeki her bir Hollandalı ya yaklaşık 200 kölenin düştüğü kayıtlara geçmiştir. 17. yüzyıla gelindiğinde Amsterdam, Avrupa’nın köle ticaret merkezi haline geldi. O tarihlerde Amsterdam limanında kayıtlı köle gemilerinin sayısı 10 bine ulaşıyordu. Kuzey Amerika’da ise ilk Hollanda kolonisi 1615'te kuruldu. 1640'dan itibaren bölgede Hollandalı yerleşimcilerin sayısı arttıkça yerli katliamı da artmaya başladı. Hollandalı yerleşimciler hiçbir ayırım yapmadan önlerine çıkan tüm yerlileri katletti. Tarih kitaplarına ve hatıratlara düşen kayıtlarda Hollandalıların 5-6 yaşındaki çocukları dahi katlettiği açık bir şekilde belirtilmiştir. Başka bir coğrafyada 1740'da Hollandalı koloni askerleri, bugün Jakarta'da bulunan Batavia sahil kentinde 10 gün içinde 10 binden fazla Çinliyi katletti. Hollanda'nın sömürgeci anlayışından dünyanın dört bir yanı nasibini almıştı. Bunlardan biri de Endonezya’dır. Burada da binlerce kişi Hollanda tarafından katledilmiş ve bir o kadarı da köle haline getirilmiştir. Nisan 1992'de Bosna Hersek savaşı başlamış ve Sırplar Boşnakların elindeki bölgelere yönelik saldırıya geçmişti. Birleşmiş Milletlerin Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşı Hollanda Barış Gücü askerleri Sırp katillerin Srebrenitsa'da 5 gün içinde 8 binden fazla Bosnalı Müslümanı katletmesini sadece izlemekle yetinmiştir. Şimdi bu katil, köleci ve sömürgeci ülke, Türkleri soykırım yapmakla suçlamaya kalkıyor. Bu defa asıl sebebin Türkiye’yi engelleyip, köşeye sıkıştırmak olduğu o kadar net ki, Hollanda’nın bu adımı ancak büyük bir göle atılan küçük bir çakıl taşı kadar ses getirecektir.”